Home , Avrupa , Hayreddin Tandoğan katil olduğunu itiraf etti: „Saray’ı boğarak öldürdüm“

Hayreddin Tandoğan katil olduğunu itiraf etti: „Saray’ı boğarak öldürdüm“

Darmstadt |23.08.2018| Darmstadt yerel mahkemesinde 5 Haziran’dan bu yana devam eden mahkemede katil Tandoğan, Saray GÜVEN’i boğarak öldürdüğünü itiraf etti.
20 Ağustos 2017’de ilaçla etkisiz hale getirilip tecavüz edildikten sonra, katledilen Saray Güven’in cansız bedeni 11 gün sonra Münster yakınlarındaki Dieburg’ta, ormanlık bir alanda köpeğini gezdiren bir Alman avcı tarafından bulunmuştu.
22 Ağustos’ta görülen duruşmaya, video çekimlerinin tercümesinin kontrolü üzerine tercüman Hüseyin Kulu’nun yaptığı açıklamalarla başlandı. Kulu, Tandoğan’la cezaevinde görüşüp video çekimlerinin tercüme kontrolünü yapmak istediğini ama Tandoğan’ın bunu ‚utandığından‘ dolayı reddettiğini söyledi. Yapılan tercümeler hakim tarafından okundu ve diğer çekimlerin tercümelerinin de yapılmasına karar verildi.
İlk duruşmaya tanık olarak katılan ve susma hakkını kullanan Hayreddin Tandoğan’ın eşi Çiğdem Tandoğan da, bu duruşmaya yine tanık olarak katıldı. Tandoğan ‚ın 8 Ağustos’taki duruşmada ‚Saray’ı eşim öldürdü‘ diye ifade vermesi üzerine katil Tandoğan’ın eşi için savcılık tutuklama kararı çıkartmıştı. Çiğdem Tandoğan yine tanık sıfatıyla katıldığı duruşmada, birisi Frankfurt’taki kriminal poliste kadın başkomisere olmak üzere iki defa ifade verdiğini ve bu ifadelerinin hala geçerli olduğunu, bunlara ek söyleyecek bir şeyinin olmadığını belirterek yine susma hakkını kullandı. Hakimin, ifadelerini dava dosyasına eklemesine itirazının olup olmadığı sorusuna ‚hayır, itirazım yok‘ cevabı veren Çiğdem Tandoğan’ın 16.08.18 tarihinde vermiş olduğu ifadesinin de dosyaya eklenmesine karar verildi. ‚Sadece eşim adına özür diliyorum. Eşim benim ‚Bir Aleviyi öldürmek sevaptır.‘ dediğimi beyan etmiş son duruşmada. Bunu red ediyorum. Benim için insan olmaktır önemli olan ve ben Aleviler hakkında kesinlikle böyle bir şey demedim, demem de. Burada tüm insanlardan, Alevilerden özür diliyorum.‚ açıklaması yaptı.

Saray’la ilgili Wattsapp yazışmalarının katil tarafından kaydedilmesi, saniyesel aralıklarla online olup olmadığını kontrol etmesi, arabasının çekimlerini yapması, sayısız screenshot’ların kaydının vb. neden yapıldığına dair sorulan soruları yanıtsız bırakan katil Tandoğan’ın ifade kaydı da tekrar okundu.
Saat 10.00’da verilen aranın ardından avukatı aracılığıyla yeni bir yazılı ifade sunan Tandoğan Saray Güven’i ‚haklı‘ gerekçelerle boğarak öldürdüğünü kaydetti.
İlk duruşmadan bu yana toplanan deliller, verilen tanık ifadeleri, yapılan DNA analizlerinin sonucu adres olarak katili gösterse de, Tandoğan Saray’ı öldürmediğinde diretmiş ve suçu eşinin üzerine atmaya çalışmıştı. Bir kadını katleden, diğer kadının hayatını da kendi pis emelleri için karartmaya çalışan, kendini kadınlar üzerinden meşrulaştırmaya çalışan katil Tandoğan yazılı olarak verdiği ifadesinde; Saray Güven’i öldürdüğünü ama öldürmek için de gerekçeleri olduğunu söyledi. Saray Güven’le olay günü buluştuktan sonra yaşadıkları bir tartışma anında, Güven’in kendisini ailesi ile tanıştırmış olmasına rağmen, başka erkeklerle görüştüğünü, cinsel birliktelikler yaşadığını, bunun ise Kürt kültürüne aykırı olduğunu ve bu davranışının kendisinin gururunu incittiğini de eklemeyi unutmadı. Bu tartışma üzerine Saray’a bir tokat attığını ve onun da karşılık vermesi üzerine boğarak öldürdüğünü ama bahsi geçen tecavüzün olmadığını belirtti. Duruşma boyunca timsah gözyaşları döken katil Tandoğan’ın ardından değerlendirmesini yapan bilirkişi heyeti söz aldı.
Dr. Psikolog-terapist Christian Knöclel ve Psikolog Christian Thomas Hempel Tandoğan’a dair değerlendirme ve incelemelerini rapor halinde sundular. Tandoğan’ın sürekli yalan söyleyen birisi olduğuna vurgu yapan bilirkişiler,onun için ne avantajlıysa onu söylediğine dikkat çektiler.Daha önce de aldatma ve kandırmadan dolayı 7 aylık bir ceza almış olduğunu da hatırlatan bilirkişi heyeti, Tandoğan’ın tıbbi ve psikolojik durumuna da açıklık getirmeye çalıştılar.Tandoğan’ın planlayarak insan öldürmüş olduğuna kanaat getiren heyet ne psikolojik rahatsızlığının olması,ne epilepsi rahatsızlığı bulgu ve tespitlerinin bir insanı öldürmek için gerekçe gösterilemeyeceğini,dolayısıyla Tandoğan’ın ceza-i ehliyeti olduğu kanatinde olduklarının altını çizdi.
Ülkemizden de tanıdık ve bildik olan kadın katili profilinin mahkemesiydi Darmstadt’ta görülen.Bir kadını ‚kıskançlık‘ adı altında,en büyük namussuzluk olan insan canına kıymayı ’namus‘ ardına saklanarak meşrulaştırmaya çalışan, insan kimliğine uzaklaştırılmış ,kendine yabancılaştırılmış erk’ek, cinsiyetçi bakış açısıyla , kadını karalayarak, onursuzlaştırarak, itibarsızlaştırarak, katlini onaylatmaya-meşrulaştırmaya çalışmıştır. Eril dil, erk yaklaşım ve erk’ek devletin de savunuculuğunda ve sahipleniciliğinde kadına karşı ve kadın bedeni üzerinden de kendi erkek egemen iktidarlarını ve ataerkiyi sağlama almaya çalışan tutum, söylem ve davranışlar bu duruşmada da görülmüştür . Kadınlara adeta; ‚Sonunuz böyle olur, yasalar dahi sizi hiçe sayar, çünkü biz bir bütünüz, kapitalist-emperyalist düzeneğin erk’ek devletinin, erk’ek adalet dağıtan kurumlarıyız mesajı verilmeye çalışılmıştır bir kez daha.Erk’ek-Devlet el eleydi bu duruşmada da. Üst boyutta kıskançlığın sebebiyet verdiği adli bir öldürme vakası şeklinde ele alınmaya,tecavüz olayı yok sayılmaya çalışılmaktaydı.
Dolayısıyla gerek kadına yönelik her türlü şiddeti, kadın kırımlarını kınamak, lanetlemek,Saray’ların sesi olabilmek, daha fazla kadının katledilmesine müsaade etmemek ve mahkemeye baskı unsuru olabilmek adına içinde Yeni KADIN, Amara Kadın Meclisi,Rosa Kadın Meclisi Darmstadt,ADKH’ın da olduğu kadın kurum ve örgütler mahkemenin önünde ortak basın açıklaması yaparak, birlikte daha güçlüyüz, katledilen her kadın isyanımızdır dediler. Bir dahaki duruşmaya da çağrı yapan kadın kurumları, erkeğin katlettiğini,devletin erkeği koruduğunu bir kez daha dillendirerek, bir kişi daha eksilmek istemediklerini, erk’ek adalet değil, gerçek adalet istediklerini belirttiler. „Hepimiz Saray’ız!
Unutmayacağız,Unutturmayacağız!
Kadın, Yaşam, Özgürlük!
Jin-Jiyan-Azadi!“ sloganlarıyla bitirilen eylem sonrası, yeniden duruşma salonuna gidilerek dava takip edildi.
CAN TV’nin de sahiplenici davrandığı ve basın açıklamasında hazır bulunduğu, davaya dair röportajlar da yaptığı duruşmayı ayrıca Bild Gazetesi ve Echo Onlein’dan muhabirlerle başından beri davayı takip eden Yeni KADIN/ Almanya muhabir ve aktivistleri de takip ettiler.

Saat 13.00’e kadar devam eden duruşma, bir dahaki mahkeme tarihinin 29 Ağustos olarak belirtmesiyle sonlandırıldı. Bu tarihte görülecek olan duruşma muhtemelen karar duruşması olacak.

*Mahkeme sürecini takip eden Yeni Kadın ÜKK üyesi tarafından kaleme alınmıştır.