Hayırsız günleri defetmek için ♯Hayır – XWE Metin Ayçiçek

Devrim yapmıyoruz elbette, böyle diyen yok! Ama her devrimin bir ♯Hayır ile başladığını bilenlerdeniz. Biat kültürünün kimliksiz ve onursuz bir yaşamı evetlemek olmasına itirazımızdır ♯Hayır haykırışımız! Ve emekten yoksun, asalak, tembel ve tek tip yaşamların oluşturduğu bir cennete karşı, gökkuşağının rengârenk renklerini kucaklayan ve özgür kimliğinin bağımsız iradesinin sesini koruyan insanın yaşamıdır belki de ♯Hayır ile donatılmış cehennem! Ve bunun içindir ki, Tayyip dâhil gelmiş geçmiş bütün diktatörler yeryüzünü tektipçiliğin muhaliflerine cehennem etmeye çalışan zebanilerdir.

Kendini iktidar hırsının coşkusuna kaptıran her birey, sahip olduğu iktidarı daha daha daha büyütmek ve korumak için Fatih gibi kardeşlerini katle kadar yürür. Ve istisnasız hepsi, bir zamanlar kendisini çılgınca alkışlayan evetçi yandaşlarının lanet okuduğu törenlerde yalnız ölürler.

En yakınlarını yiyecek bu zalim! Bir kehanet değil bu. Çünkü en yakınları da en az onun kadar korkuyor. Binali “referandum parlamenter Cumhurbaşkanlığı sistemini getirmek istiyor” derken, Tayyip “başkanlık sistemi başlıyor” diye düzeltiyor. Belli ki ♯Hayır’ın Zaferi çoğu kişinin “kandırıldık” demesine de yol açacaktır.

*****

Cehennem zebanisi henüz tarihi ilan edilmemiş referandumun sonucunu kendi isteğince üretebilmek için saldırılarına çoktan başladı. Bir ilkokul sorusu olan “Türkiye’nin kaç bölge olduğunu” bilemeyecek düzeyde cehalet örneği olan sporcu “evet” propagandasını başlatırken,  ♯Hayır’ın “çantada keklik” olmadığını düşünen mafya lideri özentili bir sokak kabadayısı ♯Hayır’cıları silahla tehdit ediyor. Genel Başkanı olduğu partiyi terk ederek ikbal uğruna AKP’ye geçip Başbakan yardımcısı olan birisi “başkanlık gelirse terör biter” diyerek, sömürgeci faşist devletin süreçteki rolünü açıktan ilan ediyor. Mesajı alan polis ♯Hayır propagandası yapan herkese saldırıyor. O kadar çok korkuyorlar ki, polis Birleşik Devrimci Parti’li bir genç kadının başına tabancasını dayayıp götürmeye çalışırken, ellerindeki silahlarla resim çektirip ♯Hayır’cıları ölümle tehdit eden iki evetçi, hayırsız devletin mahkemesince serbest bırakılabiliyor. Biliyoruz ki adil ve özgür bir ortamda savaşmıyoruz. Devlet olanaklarının kullanımında elbette her zamanki gibi eşitsiz koşullardayız. Ama biliyoruz ki ezilenler olarak çoğunluğuz ve tarihten deneyimlerimizle güçlüyüz!

Golyat ya da Spartaküs, Komün ya da Rojava birer söylence değil, ezilen halkların dev gibi egemenlerle mücadelelerinde yarattığı gerçek destanların adıdır.

*****

Elbette devrim yapmıyoruz, bunu biliyoruz. Ama her devrim ♯Hayır’ları çoğalan halkların evet’le sürdürülen zulümlere karşı toplu itirazıdır. Doğru ya da yanlış olduğu söylenebilir, ama uzun zamandır yazdığım düşüncelerdir: Egemen sınıflar arasında süren sistem içi çatışmalarda çatışmanın dışında kalarak kendi kavgamı örgütlemeyi doğru bulurum. Fakat bugün gelinen nokta ezberlere dayanılarak açıklanabilecek sadelikten yoksundur. Bugün, sistem içi duran kitlelerin de sıkışmışlıktan kaynaklı ♯Hayır cephesinde yer almaları, bizim, kendimizi bu cephenin dışına atmamız için bir gerekçe olamaz. ♯Hayır’ın Zaferi, yaratılmış alternatifsizlik algısına vurulacak büyük bir darbedir. Halkların “alternatifiz” umudunu yeniden yeşertecek önemli bir adım olacaktır. Hepimiz biliyoruz ki ♯Hayır’ın Zaferi ile AKP birkaç gün içerisinde düşmeyecektir. Ama her partinin asgari programının temel hedefleri olan “barış, özgürlük ve çoğulcu demokrasi” için yürüyüşümüzün önümüzde açılacak en güleç ufku olacaktır. Yani günümüzde baş çelişki hüviyeti kazanmış olan sömürgeci faşizmi geriletmek için, mevcut koşullarda yapılacak olan referandumda evet ya da ♯Hayır seçeneği, destek ya da karşı duruş anlamında açık ve net tek tavırdır. Bu iki seçenek dışında kararsız durmak, siyasal sorumluluktan kaçmak anlamında oportünist bir yaklaşım olarak anılacaktır.

Seçeneklerden en kötüsü, bu referandumda “Boykot” tavrı sürdürmektir. Böyle bir tavır açıktır ki evetçilere altın tepside sunulan bir destek olarak tanımlanacaktır. Dün “yetmez ama evet” tavrı AKP’ye nasıl bir destek sunduysa, boykot da aynı desteği sunmuş olacaktır.

******

Bu referandum OHAL koşulları içerisinde, sadece zulümde değil, yalan ve hilede, sahtekârlık ve yolsuzlukta ünlenmiş fiili bir başkanın kontrolünde gerçekleştiriliyor. Çünkü korkuyor, çünkü o çok cinayet işledi; kitle katliamları yaptı ve yüzlerce çocuğu Cizre’de, Şırnak’ta, Sur’da yakarak haramileşti. Ve ellerinden hiçbir zaman silinemeyecek o lanete bulaştı. ♯Hayır’dan çok korkuyor. Çünkü biliyor ki korku da cesaret de bulaşıcı bir salgın gibidir. Bu nedenle bu referandumu kanla gerçekleştirecek. Numan onursuzunun “başkanlık gelirse terör biter” cümlesini Türkçe bilen herkes “başkanlık gelmezse terör bitmez” olarak anlar. 7 Haziran seçimlerinde Adana-Mersin, Diyarbakır vb. katliam girişimleri; Suruç, Ankara ve ötesi katliamlar; Kürdistan’da kent-kasaba bırakmayan soykırım girişimi ve öz evladı IŞİD eliyle sürdürülen eylemler bu mesajın kanlı içeriğidir. Bunun bilinciyle ve önlemlerimizi alarak taşmalıyız sokaklara. Susmadık ve bugün de ♯Hayır demeyi sürdürüyorsak, bu bizi susturamayacaklarının en belirgin kanıtıdır. Ama kitleleri sokaklara taşıdığımız ve büyük kitlesel hareketler yaratabildiğimiz takdirde diktatör ve şürekâsının yapabileceği hiçbir şey yoktur artık.

Hayırsızları Anadolu-Mezopotamya topraklarında istemiyoruz. Çünkü biz ♯Hayır’la  ♯Hayırlı geleceklere gebe bir dünya bırakmak istiyoruz çocuklarımıza.