Anasayfa , Canan Ateş , Venezuela'da Sİ'nin Zaferi

Venezuela'da Sİ'nin Zaferi

kose_yazisi“Ben bir askerim; sizler, yani halk benim önderimdir. Ben size, eğer beni yarı yolda bırakmazsanız, ben size ömrümün sonuna dek hizmet ederim demiştim. Siz benim kaderimi, politik gelecegimi belirlediniz. Ben de size hizmet etmeye devam edeceğim”. Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Karakas’taki Miraflores Başkanlık Sarayı’nın balkonundan coşkulu kalabalığa bu şekilde sesleniyordu. Anayasal düzenlemenin onaylanmasına ilişkin referandumdan %54,36 oranında Evet (Si) oyu çıkması, Venezuelalılar kadar Başkan Chavez’i de coşkulandırmış durumda. Hayır (No) diyen muhalefet ise, %45,36 oy oranında kalarak başkan Chavez’e yeniden seçilme imkanı tanıyan düzenlemenin geçmesine engel olamadı.

16.949.033 seçmenden yaklaşık 11 milyonunun oy kullandığı seçimler, katılımın yüksekliği açısından geçen yıl Kasım ayında yapılan yerel seçimlerin de üzerine çıktı. 6 milyonun uzerindeki Si-Evet oyu Başkan Hugo Chavez’in siyasi geleceğinin 2013 yılı ile sınırlanmasını engellemiş oldu.

1600 ulusal, 98 uluslararası gözlemcinin eşliğinde yapılan seçimlerin güvenliği için 140.000 ordu mensubu ülke çapında görev yaptı. Özel biyometrik makinalarla yapılan bu seçim, Chavez’in 10 yıllık başkanlığı süresince yapılan 15. seçim olma özelliğini taşıyor. Yaklaşık üç aydır süren yoğun seçim yarışının kilit sorusu ise:

“Cumhuriyet Anayasası’nın Ulusal Meclis tarafindan onaylanmış bulunan  160,162,174,192 ve 230. maddelerinde halk tarafindan seçilmis politikacıların haklarını genişleterek herhangi bir vatandaşın seçimler sonrasında üstlendiği görevi icra süresinin sonunda, aynı görev için anayasal olarak belirlenen süre için yeniden aday olmasına ve seçilmesi durumunda görevi devralmasına izin veren özel düzenlenmeye onay veriyor musunuz?” şeklindeydi.

Yapılan referandum, 1999 (Carta Magna) Anayasası’nda bir değişiklik yapılmasını öngörüyor. Si yani Evet seçeneğinin kazanması durumunda halk tarafından seçilenlerin görev sürelerinin yeniden seçilmeleri durumunda sınırsız olmasına izin veriyor. Si’nin zaferi, Venezuela’nin olduğu kadar tüm Latin Amerika Kıtası’nın da geleceğini belirlemiş oldu. 2008 yılında Ekvator’daki ulusal egemenlik ve sosyal devlet eksenli anayasal düzenlemenin referandumdan geçmesi, Brezilya’da yerel seçimlerde Lula’nın partisinin %70’i bulan oy oranına ulaşması, Bolivya’da Morales’in yerli haklarını koruyan, yerlilerin özerkliğinin sınırlarını genişleten, latifundizme izin vermeyerek yeni bir toprak reformunu öngören Anayasal değişikliğinin %63 oy oranı ile kabul edilmesi, Latin Amerika’nin ilerici hükümetlerin, halk tarafından birkez daha onaylanması anlamına geliyor.Venezuela’daki referandum ise Chavez’in 2013 yılında tekrar başkanlık seçimlerine girmesini belirlemesi anlamında hem Venezuela’daki hem de tüm kitadaki politik sürecin gelecegi acisindan son derece kritik bir öneme sahipti ve Chavez, bu zorlu sinavin ilk etabini gecmis durumda. Latin Amerika’nin ilerici devlet baskanlari da Chavez’i bu zorlu secim yarisinda yalniz birakmadilar. Karakas’ta Subat ayi basinda yapilan ALBA (Alternativa Bolivariana para los pueblos- Halklar icin Bolivarci Alternatif) toplantisina katilan Nikaragua Devlet Baskani Daniel Ortega, Bolivya Devlet Baskani Evo Morales, Honduras Devlet Baskani Manuel Zelaya, Dominik Cumhuriyeti Basbakani Roosevelt Skerrit, Küba Baskan Yardimcisi Jose Machado ile Ekvator Devlet Baskani Rafael Correa, 2 Subat’taki Devrimin 10. yil kutlamalarina katilarak Chavez’e desteklerini acikca dile getirdiler.

%46 gibi aslinda cok da azimsanmayacak oranda “No-Hayir” oyu veren Venezuela’daki Chavez karsitlarinin secim kampanyasi önemli ipuclari tasiyor. 2 Aralik 2007 tarihindeki daha genis kapsamli referandumdan kazancli cikan muhalefetin, bu referanduma da oldukca iyi hazirlandigi söylenebilir. “No es No – Hayir Hayirdir” adi altinda yürüttükleri kampanya boyunca Anayasal Düzenleme adini tasiyan referanduma “Reeleccion Indefinida – Belirsiz bir süre icin Yeniden Secim” demeyi tercih ederek, bu düzenlemenin Chavez’in tiranligi anlamina gelerek demokrasiyi ihlal ettigi vurgusunu öne cikardilar. Ulusal Meclis’in bu tanimlamaya yaniti ise, yayinladiklari bir bildiri araciligi ile öngörülen anayasal düzenlemenin oldukca ve yeterince acik oldugu seklindeydi. Sözü edilen maddelerdeki düzenleme, Ulusal Meclis’in onayi ve 6 milyonun üzerindeki imza ile referanduma tasindi.160. madde 4 yilda bir secilecek eyalet valilerinin, 162. madde yine dört yilda bir secilecek yasama organi üyelerinin, 174. madde dört yilda bir secilecek belediye baskanlarinin, 192. madde bes yilda bir secilecek Ulusal Meclis milletvekillerinin ve 230. madde 6 yilda bir secilecek devlet baskaninin yeniden secilebilmesine imkan taniyor.

Muhalefet, secim kampanyasinin dengesiz bir sekilde yürüdügünü iddia ederek, “Evet” kampanyasinin iktidardaki PSUV (Venezuela Birlesik Sosyalist Partisi) tarafindan devlet olanaklari kullanilarak yürütüldügünü, bu konuda sorusturma yapilmasi gerektigini sürekli dile getirdi. PSUV, yaklasik 3 yil önce Chavez’in Venezuela’daki sosyalist, demokrat ve ilerici parti, kesim ve bireyleri biraraya getirerek kurdugu bir parti olmasindan dolayi varolan sistemle icice gecmis bir örgüt ve bu iddia belli oranda bir gerceklik tasiyor. Ancak muhalefetin, ABD ile olan politik ve finansal iliskileri, Kolombiya paramiliterleri ile siki baglari, terazinin hangi kefesinin agir bastigini aciklamaya yetiyor.

Ulusal Secim Kurulu’nun, televizyon ve radyo gibi yayin organlari üzerinden propanganda yapmalarini engelledigi iddia eden muhalefet, onlarca özel televizyon ve radyo kanali üzerinden Chavez’e ve sosyalizme neredeyse hakarete varan sözler sarf ettigini ve buna karsilik herhangi bir cezai yaptirimla karsi karsiya kalmadigini unutmusa benziyor. Resmi televizyon kanallarinin yayinlari ise ülkedeki güclü muhalefetin varligini görmezden gelen bir mantikla yapiliyor. Muhalefetin etkinliklerinin yer almadigi haber programlari bu yaniyla bir yetersizlik tasiyordu. Resmi televizyon kanallari, secime bir hafta kala muhalefetin Karakas’ta yaptigi mitinge katilimin azligini vurgularken muhalefet bir milyonun üzerinde bir kitleden bahsediyordu. Birkac gün sonra Karakas’ta Chavez yanlilarinin kampanya kapanisi olarak yaptiklari mitingi, resmi kanallar saatlerce gösterirken muhalefet kisa görüntülerle gecistirip neredeyse kimse gitmemis görüntüsü yaratmaya calisiyordu. Her iki tarafin da sergilemis oldugu yayin politikasi, bilgi vermekten cok secim kampanyasina hizmet etmesi acisindan saglikli bilgi verme noktasinda zaaflar tasidi.

Muhalefetin secim kampanyasi boyunca öne cikardigi diger basliklar ise ülkede sürekli artan suc ve cinayet oranlari ile yükselen enflasyon oldu. Muhalefet, Chavez’in ömrü boyunca baskan olarak kalma tutkusu oldugunu iddia ederek, Venezuelalilari buna izin vermemeye cagirdi. Chavez ise, secim slogani olarak “halkin kendisini yönetecekleri belirlemesi ya da görevden almasi icin Evet! Kisiler gelip gecicidir, ancak düsünceler, kurumlar kalicidir” diyerek meselenin kisisel olmadigini vurguladi. Chavez, kendisinin ulusal huzurun, barisin ve ulusal egemenligin teminati oldugunu söyleyerek Venezuela devlet baskanligina yeniden talip oldugunu ifade etti. Rosa Luxemburg’un “Ya Sosyalizm Ya Barbarlik” sözünü tekrarlayarak secimden cikacak Evet’in öneminin altini cizdi.

Muhalefet, secim kampanyasi boyunca sürekli bir kargasa ortami yaratma olanagi aradi. Muhalif üniversite ögrencileri Karakas, Maracaibo, Maracay gibi büyük sehirlerde polisle catistilar. Tas, sopa ve molotof kullanan ögrenciler, belli bi düzeyde de olsa ortami radikalize ettiler. Venezuela polisi ve askerinin üniversiteye girmesi yasak oldugundan güvenlik güclerine saldiran ögrenciler, üniversite iclerine kactilar. Karakas’taki bir üniversite yakinlarinda otoyol kenarindaki calilik bölgenin ögrencilerce yakilmaya calisilmasi, Chavez yanlilarinin karsi propagandasina sebep oldu. Bu olaylardan dolayi yakalanan ve gözaltina alinan ögrenci neredeyse yok denecek kadar azdi. Ancak muhalefet burada da gercek disi propaganda yapmaya devam etti. Hükümet karsiti sagci El Nacional (Ulusal) gazetesinin 7 Subat tarihli basiminin arka sayfasindaki fotograf muhalefetin seviyesini iyice gözler önüne serdi. Ögrencilerin üzerine su sikan polislerin fotografinin üzerindeki “Suclulari cezalandir, Cocuklarimiza Saldirma- Belirsiz Secimlere Hayir” yazan gazete son derece bilincli olarak dezenformasyon yapmis ve Venezuela polisinin sözde siddetini göstermek icin kullandigi fotograf, Almanya’da polisin göstericilere saldirdigi bir eylemden cekilmis fotografti. Polisler Venezuela polisi degil, Alman polisiydi ve Venezuela polisi, bu zaman zarfindaki hicbir ögrenci eyleminde su sikmamisti.

Ic kargasa yaratmaya calisan muhalefet, Karakas /Mariperez’de bulunan Tifaret Israel Sinagogu’na 31 Ocak’ta yapilan saldirinin hükümet tarafindan organize edildigini iddia etti. Chavez’in Israil’in Filistin’e saldirilari esnasinda Israil’in Venezuela büyükelcisini Filistin halki ile dayanisma icin sinirdisi etmesinden yola cikan muhalefet, Sinagog’un duvarlarina kirmizi boya ile “Yahudiler disari” yazilmasini  buna dair bir kanit olarak gösterdi. Bu saldirinin failleri yaklasik 2 hafta icinde ortaya cikarildi. Muhalefetin yönettiği bir eyalete bağlı 7 polis, 4 sivil ve Sinagogun güvenlik görevlisinden olusan bir cetenin yaptigi aciklanan saldirinin soygun amacli oldugu ifade edilmesinin yanisira kimi kaynaklar, Kolombiyali paramiliterlerle Israil ajanlarinin ic istikrarsizlik yaratmaya yönelik bir provokasyonu oldugunu belirttiler.

Chavez karsitlarinin ic kargasa yaratma cabalari, muhalefetteki Hristiyan Demokrat parti COPEI tarafindan secimlerde gözlemci olmasi icin cagrilan Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ispanyol Luis Herrero ile devam etti. Herrero, 13 Subat Cuma aksami Chavez’e diktatör demek ve referendum öncesi karisiklik yaratmaya kalkismak nedeniyle sinirdisi edildi. Herrero’nun sinirdisi edilmesi, Ulusal Secim Konseyi baskani Tibisay Lucena’nin basvurusu üzerine yapildi. Lucena, Herrero’nun aciklamalarini, secim kurumunun sayginligini zedeleyici bir müdahale olarak degerlendirdi. Herrero, aciklamasinda Venezuelali secmenlere, bir diktatörün hesapli bir sekilde dayatmaya calistigi korku ortamina izin verecek bir sekilde oy kullanmama cagrisinda bulunmustu. Chavez, bu milletvekilinin sinirdisi edilmesinin Ispanya ile olan iliskileri olumsuz yönde etkilememesi umdugunu belirtmisti.

Bu atmosfer icerisinde ve kapi kapi dolasilip, telefon ve internet üzerinden kitleye ulasilan yarisi Chavez’in baskanlik secimlerinde aday olmasina izin veren yasal düzenlemeye onayin 54,36% almasi ile son bulmus oluyor. 15 Subat tarihli köse yazisina ” Bugün 15 Subat, olmak ya da olmamak” diye baslik atan Chavez’in politik yasaminin baskan olarak devam etmesi olanagina, Venezuela halki “Evet” verdi. Ancak Chavez’i bu süre boyunca gercekten de ciddi ve köklü sorunlar bekliyor. 10 yillik iktidari boyunca, cubugu yoksullardan yana bükerek ülke kaynaklarini emperyalistlerin yagmasina izin vermeyen Chavez’e, söylem olarak cokca kullandigi sosyalizmin pratigini hayata gecirmekten baska bir yol kalmiyor. Secim sonrasi yaptigi konusmasinda sosyalizm yolunda yürümeye kendini adayacagini belirten baskan Chavez, ülkedeki yogun suc oranindan dolayi ileri boyutlara ulasmis olan ic güvenlik meselesini ortadan kaldirmak icin mücadele edecegini söyledi. Ülkenin en büyük sorunlarindan biri halindeki ic güvenlik meselesinden bugüne kadar pek bahsetmeyen Chavez, bu sorunu cözme konusunda ciddi ve sonuc alici adimlar atmazsa ülkedeki cürüme ortaminin önüne gecilemez oldugunu görmek zorunda, cünkü resmi rakamlara göre Venezuela’da 2008 yili boyunca yaklasik 14.000 kisi hayatini cogunlugu hirsizlik amacli saldirilarda kaybetti.  

2013 yilina kadar, sosyalizmi programatik olarak hayata gecirme sözü veren Chavez, bu zorlu mücadeleyi gercekten örgütlü ve devrimci bir ruha sahip kadrolar yaratmadan gerceklestiremeyeceginden, misyon vb. gibi varolan halk örgütlülüklerini yeniden islevsel hale getirerek Venezuela halkina sosyalizm yolunda caba sarfetmenin yollarini güclendirmek zorunda.

Referandumdan “Hayir” oyunun cikmasi, Venezuela ve Latin Amerika’nin geleceginin oldukca karanlik görünmesi anlami tasiyordu. Chavez iktidari bu ihtimali, 2013 yilindaki secimlere kadar ötelemis durumda. Ülkedeki sinifsal esitsizlige karsi sosyalizm hedefli sürdürecegi mücadelenin basarisi, onu yalnizca baskanliga tasimayacak, olasi karanligi ortadan kaldirma anlaminda büyük deger tasiyacaktir. 

| 26 – 02 – 2009 |