ATİK’li ve devrimci tutsaklar için dayanışma komitesi tarafından düzenlenen panele konuşmacı olarak Avukat Gabriele Heinecke ve ATİF temsilcisi katıldı.
Av. Heinecke 129 a-b ceza maddelerinin Alman hukuk sistemindeki anlamını ve yasalaştırılmasının tarihçesi ve nedenlerini konu eden konuşmasında, bu maddelerin yerli ve göçmen devrimcileri krimilize etme amaçlı hedefi güttüğünü, bu maddelere dayanılarak destek amaçlı herhangi bir etkinlik bile törer faaliyeti içerisine alınarak aktivistler terör suçundan yargılanabileceğini belirtti.
Bu maddelere karşı mücadelenin ancak birlikte ve güçlü bir şekilde verilirse kazanabileceğini sözlerine ekleyen Av. Heinecke konuşmasında terör ve terörist terimlerine de açıklık getirdi.
ATİF temsilcisi ise sinevizyon eşliğinde yaptığı konuşmasında 15 Nisan 2015 tarihinde Alman devletinin organizatörlüğünde gerçekleştirilen Uluslar arası operasyonda tutuklanan devrimcileri tek tek tanıtarak sözlerine başladı. Bu operasyonun Alman ve Türk devletinin ortak bir operasyonu olduğu vurgusunu yapan temsilci, bununla hem göçmen kökenli devrimcilerin hem de göçmen demokratik örgütlenmelerinin krimilize edilmeye çalışıldığı ve ATİK gibi demokratik kurumların yasaklanmaya çalışıldığını belirtti.
Tutsakların yoğun bir tecrit uygulamasına maruz kaldığını belirten temsilci, ama buna rağmen tutsakların morallerinin yüksek olduğu vurgusunu yaptı. Komünist tutsaklardan Müslüm Elma’nın “Bu dava mahkeme salonlarında değil, sokaklarda kazanılır” sözüne vurgu yaparak tutsaklar özgürlüklerine kavuşana kadar haklı ve meşru mücadelelerini sürdüreceklerini sözlerine ekledi. Panel katılımcıların soru ve görüşlerini belirtmeleriyle devam etti.