ATİK | 16 – 01 – 2010 | İnsanlar çöp içinde ve sokaklarda küçük derme-çatma barakalar içinde yaşamaktaydı. İnsan pazarlamacılığı en hat safhada ve kadınlar askeri üslere sadece askerleri “eğlendirmek” için götürülürdü. Televizyon ekranlarında en çok tanıtılan turistlik ülkelerden birisiydi. İnsanların ‘çamurdan ekmek’ yedikleri tek ülkeydi. Yukarıda inanması zor gelen satırlarda tarif edilen ülke Haiti’dir.
Şimdi Haiti halkı merkez üssü başkent Port-au-Prince’ deki deprem felaketi ile karşı karşıyadır. 12 Ocak günü saat 16.50’de Haiti’de 7,0 ölçeğinde bir deprem oldu. Peşinden 28 küçük artçı deprem geldi ve hala sallantılar devam etmektedir. Haiti dünyanın ve özelliklede Latin Amerika kıtasının en yoksul ülkeleri arasında yer almaktadır. Çeşitli afet yardım örgütlerinin ve teslimiyetçi Haiti’nin başkanı Jean-Max Bellerive’in verdiği bilgilere göre 100.000 üzerinde insanın hayatını kayıp ettiği ve 3 milyon civarı yaralı olduğu söylenmektedir. Yine yüz binlerce insan evsiz-barksız kalmıştır. Depremde bu kadar insanın hayatını kayıp etmesi sadece ‘doğal felaket’in etki gücünden kaynaklanmıyor. Asıl felaket ülkenin mimari alt yapısının deprem veya diğer felaketleri önlemek için hiç mi hiç hazır olmamasıydı.
Bu ülkenin korkunç sefalet içindeki acı gerçeği saklanarak turizm sektöründe sadece eşsiz deniz sahilleri ve harika doğası üzerinden bir tanıtım yapılır. Hispanyol (Dominik cumhuriyeti ve Haiti) adalar kümesinin üçte birini kaplayan Haiti adası emperyalistler tarafından yıllarca dizginsizce sömürülmektedir. Zengin yerel kaynakları gasp edilmektedir. Bu sömürünün sürekliliği üzerine inşa edilen baskıcı devlet sistemi emperyalist efendilere hizmet için vardır. Haiti adası, Karayipler bölgesinde, emperyalistlerin -özellikle de ABD’nin- çıkarlarını korumak amaçlı var olan en önemli stratejik noktalardan birisidir. İnsan hak ihlalleri konusunda sicili en bozuk ülkelerin başında gelmektedir. 8.94 milyon nüfuslu bu ülkede insanların % 80’i yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. 2000 yılındaki Birleşmiş Milletler zirvesinin sonuç kararları doğrultusunda Haiti’de yabancı ülke askerileri ve üsler bulunmaktadır. Brezilya 1.700, Uruguay 1.147, Arjantin 562, Şili 502 asker bulundurmaktadır ve halk bunlara karşı çok tepkilidir. ABD’nin adadaki askeri üs varlığı öteden beri vardır. Uluslararası burjuva basın ve medyada sürekli örtülmeye çalışılan isyanlar ve ayaklanmalar hiç eksik olmadı. Özellikle halkın askeri üslere karşı kitlesel ve militan protestoları kanla bastırıldı.
Her sene mutlaka en az bir kere Haiti’de bir deprem oluyordu. Ancak bu derece güçlü olmamıştı. Daha önce dünyadaki iklim değişimi nedeniyle ‘bu bölgede deprem olabileceği’ uyarıları vardı. Ne var ki, mali yatırımların esasen askeri üslerin, buradaki araç-gereçlerin yenilenmesi ve uşaklık ilişkilerinin yeniden tesisi yönlü harcanması emperyalist egemenlerin sömürü güvenliği açısından daha önemliydi. Haiti’deki deprem salt küresel bir afet trajedisi değil, emperyalizme bağımlılık projelerinin trajedik bir sonucudur. Emperyalistler bu trajedi sonrası yardım adı altında adeta ‘maskeli balo’ düzenlemekteler. Haiti’deki felaket bir kez daha göstermiştir ki; emperyalistler dünya ezilen halklarına refah, özgürlük ve demokrasi değil yıkım, felaket, savaş ve ölüm getirmektedir. Depremde bu kadar çok insanın hayatını kaybetmesi, felaketin boyutunun bu denli güçlü olması egemenlik-uşaklık ilişkisinin yarattığı dizginsiz sömürü yüzündendir. 2005’deki Tsunami felaketinde de böyle olmamış mıydı?
Bizler ATİK olarak; Haiti halkının yanında olduğumuzu ve onların acılarının da acılarımız olduğunu deklare ediyoruz. Deprem uyarılarına sürekli göz yuman, ciddi hiç bir önlem almayan Bellerive hükümetinin bu felaketin sonuçlarından politik olarak sorumlu tutulmasını ve yargılanmasını talep ediyoruz. Duyarlı herkesi Haiti’nin mazlum halkıyla maddi-manevi dayanışma göstermeye çağırıyoruz.
Yaşasın Enternasyonal Dayanışma! Haiti Halkı Yalnız Değildir!