Home , Avrupa , G20 Duruşma Gözlem Raporu

G20 Duruşma Gözlem Raporu

Hamburg |11.01.2019|2017 yılında Hamburg’da toplanan G20 ülkelerinin protestoları üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen konu sıcaklığını korumaya devam ediyor. Hamburg’da G20 davası tutsağı 3 tutuksuz aynı duruşmada  olan 2 kişinin toplamda 5 kişinin duruşmasına devam edildi. Önce burjuva basına teşhir edilmek ardından bunun gençlerin gelişimini olumsuz etkilemesi bahanesi ile duruşmaları kamuoyuna kapalı yapmak.

3. duruşmaya savcılığın verdiği “duruşmanın kamuoyuna kapalı yapılması”na ilişkin dilekçesi görüldü.Verilen dilekçede Eyalet Savcısı, yargılanan 5 kişiden iki kişinin, 2017 G20 protestoları sırasında 18 yaşından küçük oldukları, dolayısı ile görülen bu duruşmanın vatandaşlık yasasının yetiştir(il)me bölümlerine göre kamuoyuna kapalı yapılması yönünde dilekçe vermişti.Dilekçenin aleyhinde konuşan savunma avukatları, söz konusu dilekçede birçok olayın Savcılık tarafından abartıldığı, farklı yorumlandığı ve zorlama karar çıkartma amacında olduğu dile getirilerek, davanın kamuoyuna açık yapılması ve davalı gençlerin kamuoyuna açık olan bir ava kendilerini daha fazla güvende hissettikleri vurgulandı.Yapılan aranın ardından dilekçe üzerine karar alan mahkeme heyeti, davanın kamuoyuna kapalı yapılması yönünde karar bildirdi. Mahkeme heyeti verilen kararın 4 sayfalık gerekçeli metnini okumayı ihmal etmedi. Davanın gizli yapılmasına ilişkin yine savcılık tarafından verilen dilekçe ret edilmiş olmasına rağmen bugün görülen 3. Dava gününde aynı yönde verilen dilekçenin kabul edilmesi ve dinleyicilerin duruşmaları izleyemeyecek olmaları, davaları takip eden onlarca kişi tarafından tepkiyle karşılandı. Gerekçeli kararı okuma aşamasında davayı izleyenler tepkilerini bağırarak ve alkışlayarak dile getirdiler. Karara göre savcılık iddianamesi süresince ve karar duruşması dışında duruşmalar kapalı yapılacak.

Dayanışma Eylemleri Duruşmanın Kapalı Yapılma Gerekçesi

Duruşmaların gizli yapılmasına yönelik alınan kararın gerekçesi yine katılımcılar ve savunma avukatları tarafından tepki gördü. İlgili vatandaşlık yasasını dile getiren Mahkeme başkanı, bunun dışında yapılan meşru dayanışma eylemlerini ve destek açıklamalarından örnekler verdi ve bu türden girişimleri davanın gizli yapılmasına neden olduğunu vurguladı. Rote Hilfe broşüründe “yakalanma anında yapılması gerekenler” bölümünde gençleri güvenlik güçleri ile iş birliği yapmaktan uzaklaştırdığını iddia etti. Heyet Başkanı’nın ayrıca dayanışma eylemlerine katılanları “sempatizan” olarak dilendirmesi de tepkilere neden oldu. Duruşmaların gizliliğine yönelik verilen bir diğer neden ise “United We Stand” adlı platformun açıklamaları, davalıların isimlerinin açıkça yazılmaları ve başta bahsi geçen kurum olmak üzere Partizan, Rote Hilfe vb. grupların tutsakları ve yargılanan gençlerin sahiplenmiş olması. Gerekçeli kararda gençlerin ilk duruşmada alkış ve tezahüratlarla karşılanmasının, 18 yaş altı gençlerin yetiştirilmesine “olumsuz” yansıyacağını da gerekçe olarak eklemiş oldu. Özellikle zafer işaretleri ile gençlerin sahiplenmesini mahkeme heyeti “olumsuz etki” olarak yorumladı. Ayrıca Mahkeme heyeti yaptığı açıklamanın bir bölümünde “Solcuların ifade vermeme eğilimine sahip olduğunu mevcut durumda ki sanıkların ifade verme eğilimi içerisine girseler bile dayanışma amacıyla gelenler sebebiyle bu eğilimden vazgeçebilirler“ dedi.

Asıl Amaç “Toplanma ve Protesto etme“ hakkına saldırı mı?

Savunma avukatları ise verilen kararın yanlışlığına dikkat çekerek davanın kamuya açık yapılmasını talep ettiler ve müvekkillerinin de bu yönlü talepleri olduğunu dile getirdiler. Gençlerin düşünen ve karar alabilen insanlar olduklarını dile getiren savunma avukatları, dayanışma amaçlı yapılan alkışları olumlu yönde ele aldıklarının kesin olduğunu dile getirdiler. Ayrıca avukatlar, kamuoyunun duruşmayı izlemesinin gençleri açısından “koruma” hissi verdiğini ve yetiştirmelerine “olumlu” etkisi olduğunu ve gençlerin bunu kendilerinin vurguladıklarını dile getirdiler. Avukatlar ayrıca, dayanışma yürüyüşlerine dair gerekçeli kararda “sempatizanlar” kelimesini eleştirerek, toplanma hakkının da korunması gerektiğini belirttiler. Bir başka savunma avukat ise savcının önyargılarla hareket ettiğini, kendi müvekkilinin ise dayanışma alkışları yapılırken yerinden kalkmadığı halde savcının tersi yönde anlatım sergilemesini eleştirdi. Bir başka savunma avukatı ise 18 yaş altı gençlerin isimlerinin onayları dışında mahkeme tarafından yayınlandığını belirtti ve savcının bunun tersini iddia ederek duruşmaların gizli yapılmasına sebep olarak koymasının yanlış olacağını vurguladı. Avukat ayrıca ilk durulmada yapılan dayanışma alkışlarının “zafer parolaları” olmadığını dile getirdi.

“Eğer Salona Alınmazsak , Sokaklarda Dayanışmayı Daha Fazla Büyütürüz !“

Duruşma sonlandırdıktan sonra duruşmayı izleyen kitle, yoğun alkışlarla tutsakları ve G20 davalılarını uğurladılar. Mahkeme dışında ise bir bilgilendirme standı açıldı. Dava süreci boyunca bu türden standları açmaya devam edeceklerini belirten stand görevlileri, davanın kamuoyuna kapalı yapılma kararına da tepki gösterdiler. G20 davası sürecinde oluşan önemli dayanışma sürecine atıfta bulunan anti-faşistler, mahkemenin ve savcının oluşan bu dayanışmayı kırma amacını taşıdığını, dayanışmada bulunan kişileri “sempatizan” sıfatı kullanarak marjinalleştirme çabasının olduğu, Rote Hilfe’nin tutuklanan kişilere sadece haklarını belirterek bunu yayınlaması karara gerekçe edilerek kriminalize etme çabası olduğunu belirttiler. G20 davası sürdükçe dayanışmanın önemine vurgu yapan anti-faşist aktivistler, dayanışmayı yükselteceklerini belirttiler.G20 davası olarak bilinen dava, 15 Ocak’ta devam edecek. Bu duruşmada Mahkeme heyeti nihai olarak savunmanın itirazını değerlendirerek duruşmaların kamuoyuna kapalı olup olmayacağına ilişkin kararını açıklayacak.Salı günü gerçekleştirilecek duruşmaya kitlesel katılım çağrısı yapıldı.

Tutsaklarla Dayanışma

G20 Davalarında Devlet İstediğini Alamıyor 

Basında 3. Duruşma sonrasında yapılan değerlendirmelerde basının ve kamuoyuna kapalı yapılması eleştiri konusu oldu. G20 sürecinde de basına yönelik kısıtlamaların yapıldığı ve kararla da bu kısıtlamaların devam ettiği belirtiliyor. Ayrıca mahkemenin aldığı kararla G20 tutsaklarına yönelik dayanışmanın zarar göreceği vurgulanıyor. Mahkeme demokratik dayanışma eylemlerini dolaylı olarak “kriminal” olarak gösterildiğinin altı çiziliyor.Öte yandan Hollandalı aktivist Peike’nin duruşmasında da savcılık en son mütalaasında ilk istediği   “Cezadan“ olağan üstü sınırdan vazgeçerek daha az “Ceza“ talebinde bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.