Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Pazar günü sandık başına gidiyor. Adaylar son ana kadar miting, gösteri ve kent merkezlerinde yaptıkları ziyaretlerini sürdürürken, hafta başında Fransa’nın güneyinde iki DAİŞ mensubunun seçim gününü kana bulamak için hazırlık içerisindeyken yakalandığı ve tutuklandığı duyuruldu. Fransa seçim süreci boyunca güvenlik sorununu dile getirmiş ve bu konuda bazı istihbarı bilgiler ışığında güvenliği en üst düzeye çıkarmıştı.
Güvenlik gerekçesiyle, Pazar günü oy kullanma işleminin olduğu merkezlerde ve kentlerde ciddi tedbirler alınmışken, adaylar son çağrılarını yineliyor. Bütün anket şirketlerinin üzerinde uzlaştığı konu ise yüzde 32 oranında kararsız seçmenin varlığı! BFMTV’nin 10 kamuoyu araştırma şirketinin verilerini esas alarak yayınladığı sonuca göre aşırı sağı temsil eden Ulusal Cephe’nin genel başkanı Marine Le Pen ve eski ekonomi bakanı bağımsız aday Emmanuel Macron yüzde 22 oy oranlarıyla ilk iki sırayı paylaşıyor. Ve bu duruma göre ikinci turda 7 Mayıs’taki yarış iki aday arasında olacak!
Cumhuriyetçiler tarafından cumhurbaşkanı adı olarak seçildiğinde neredeyse geleceğin cumhurbaşkanı ilan edilen François Fillon, hakkında ortaya çıkan yolsuzluk soruşturması ve gelişmelerden sonra dördüncü sıraya kadar geriledi. Seçim yarışına başlarken yüzde 14 oranında oya sahip olan Sol Cephe adayı Jean Luc Mélenchon ise yüzde 20’leri geride bırakarak seçim yarışını en verimli götüren aday. Bu yükselişte Sosyalist Parti’nin tabanının etkili olduğu ifade ediliyor. Özellikle Sosyalist Parti’nin içindeki çelişkiler ve son 5 yılki iktidar deneyimi, sosyalist hükümetin Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian ve eski Başbakanı Manuel Valls gibi siyasetçiler Emmanuel Macron’a destekleri gibi temel nedenlerin Sosyalist Parti tabanında radikal sola doğru bir eğilimin ortaya çıkardığı belirtiliyor. Bütün bu tablo içerisinde Mélenchon’un kararsızlar içerisinde oy alması durumunda ikinci tura kalma olasılığı bile gözüküyor.
Mélenchon, „Ortak Gelecek“ adını verdiği oldukça iddialı bir programı bulunuyor. Bu programa göre VI. Cumhuriyet olarak tanımlanan yeni bir anayasa öneriyor. Buna göre Cumhurbaşkanlığını denetleyecek bir kurucu meclis toplanması talep edilirken, yarı-başkanlık sistemiyle yönetilen Fransa’nın Cumhurbaşkanının denetime açılması planlanıyor. AB’nin dayattığı kemer sıkma politikalarına karşı çıkan Mélenchon, AB’nin kurucu anlaşmalarının yeniden müzakere edilerek yeni bir çerçeveye kavuşturulmasını talep ediyor. Geçtiğimiz yıl kabul edilen çalışma yasası da dahil birçok yasanın yeniden ele alınıp „demokratik olarak yeniden yapılması“ talebini içeren „Ortak Gelecek“ proğramında sermaye hareketlerinin kontrol altına alınması ve vergi cennetlerinin ortadan kaldırılması gibi önermelerde bulunan Mélanchon Fransa’da yaşayan Kürtler tarafından da sempatiyle karşılanan aday olarak gözüküyor.
Fransa, güvenlik gerilimiyle 23 Nisan akşamı açılacak sandıklara kilitlenmişken, adaylar, seçim yarışı nedeniyle televizyon ekranlarında son kozlarını paylaşıyor. Televizyonlarda eşit propaganda olanaklarına sahip olan adayları görünce, ‚bu da burjuva demokrasisinin nimeti“ diyor insan! (YÖP)