Home , Avrupa , Faşizmin Tüm Saldırılarına İnat, Kazanılmış Demokratik Haklara Sahip Çıkalım!

Faşizmin Tüm Saldırılarına İnat, Kazanılmış Demokratik Haklara Sahip Çıkalım!

ATİK Logo

Türk hakim sınıflarının temsilcisi AKP iktidarı, gelişen en ufak toplumsal muhalefeti bastırmak için her türlü yönteme başvurmaktadır.

Aylardır T.Kürdistanı’nda uygulanan vahşet ve katliamların yanı sıra, hergün gece yarıları basılan ev ve kurumlarda onlarca insan gözaltına alınmaktadır.

En sıradan demoktatik hak arayışları bile “terörü destekleme” olarak lanse edilerek, binlerce devrimci, demokrat ve yurtsever zindanlara atılmış durumda. Bu gerekce ile baskılara mağruz kalan, büroları talan edilen, çalışanları tutuklanan Özgür Basın sayısı her geçen gün artmaktadır.

İstanbul’da Özgür Gelecek gazetesi çalışanlarına ve okuyucularına yönelik baskılar, Dersim’de şehit düşen gerillaların ceneze törenlerinde de devam etmiştir. Bu bağlamda bir çok okuyucunun yanı sıra, daha önce İstanbul’da gözaltına alınan YDK ( Yeni Demokrat Kadın ) faaliyetçisi  Gülhanım Aslandoğan keyfi bir şekilde tutuklanmıştır.

Tüm bu saldırılara inat her geçen gün gelişen Kürt halkının onurlu mücadelesinini bastırılması ve teslim alınması için, bir yandan “taş üstünde taş, baş üstünde baş” bırakmamak için yeni katliamlar gerçekleştirilirken, öte yandan da yüzlerce yurtsever gözaltına alınmaktadır. Bunlardan önemli bir bölümü ise halkın iradasi ile seçilen belediye eşbaşkanı ve siyasetçilerdir.

Demokratik Bölgeler Partisi (BDP) eşbaşkanı Kamuran Yüksek‘in keyfi bir şekilde tutuklanması ve Anayasa Komisyon toplantılarında HDP vekillerinin durmadan saldırıya uğraması ve darp edilmesi, faşist TC’nin Kürt ulusul mücadelesine karşı ne denli pervasız oluduğunu bir keze daha gözler önüne sermiştir.

AKP’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra çok daha pervasızca  saldırdığı HDP‚yi her fırsatta dokunulmazlıklarının kaldırılması ile tehdit etmesi ise, faşizmin hüküm sürdüğü bir ülkede, parlementonun bir maskeden ibaret olduğunu  yeniden ve bir kez daha görme bakımından yararlı olmuştur. Orhan Doğan, Leyla Zana ve Hatip Dicle olayında da görüldüğü gibi, faşizm gerekli bulduğunda milyonların iradesi ile seçilen vekilleri zorla meclis dışına çıkararak, yıllarca zindanlara atmada tereddüt etmeyecektir. Her fırsatta “demokrasi” bekçisi kesilen Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlıklarla ilgili “anayasaya aykırı olduğunu bilerek evet” diyeceğini söylemesi de, CHP’nin iki yüzlü ve faşist karakterini görme bakımından anlamlıdır.

Bizler parlementonon faşizme giydirilen demokrasi maskesi olduğunu ve dolayısıyla parlementoda yer almanın değil, yaşamın olduğu her alanda mücadeleyi yükseltmenin belirleyici oluğunu her fırsatta dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Ama bu gerçek, seçimlere katılmanın bir demokratik hak olduğu gerçeğini yadsımaz. Özellikle Kürt Ulusal Demokratik Haklarınını kazanılması için yürütülen mücadele haklı ve meşrudur.

Bu mücadeleye katkı sunmak, dayanışmak görevlerimiz arasındadır. Bunun için mücadele eden Kürt ulusuna mensup halkımızın direnişinin yanında olmak, bugün daha da önem kazanmaktadır.
Seçimlerde HDP’yi desteklememizdeki önemli nedenlerden biri de buydu. Birlikte mücadelesini verdiğimiz ve milyonların da desteğini alan bu demokratik hak, bugün geri alınmaya çalışılmaktadır. Bununla bir yandan milyonların iradesi boşa çıkarılmaya çalışılırken, öte yandan bunca destek gören bir hareket terörize edilmeye çalışılmaktadır. HDP vekillerine saldırı, Kürt ulusuna ve tüm demokratik ve devrimci güçlere saldırıdır. 

ATiK olarak,  tüm demokrat, devrimci ve yurtsever kurumları artarak devam eden faşist  devlet saldırılarına ve kazanılmış hakların gasp edilmeye çalışılmasına karşı, asgari müştereklerde birlikte mücadele etmeye, ortak davranarak birlikte karşı koymaya, bu gerici faşist ablukayı ve saldırıları geri püskürtmeye çağırıyoruz !

Dokunulmazliklara iliskin aciklama-ATiK-