Anasayfa , Avrupa , ERMENİ SOYKIRIMININ 101. YILINDA, KATLİAMLARA, İNKARA KARŞI MÜCADELE EDELİM!

ERMENİ SOYKIRIMININ 101. YILINDA, KATLİAMLARA, İNKARA KARŞI MÜCADELE EDELİM!

 

musta_ogretmen_margarit_ermeni_soykirimi-430x2931915’te Osmanlı İmparatorluğu tarafından -Alman emperyalizminin desteğiyle- gerçekleştirilen, dönemin İttihat ve Terraki hükümetince organize edilen, ‘Teşkilat-ı Mahsusa’ örgütlenmesi ve ‘Hamidiye Alayları’ eliyle bizzat uygulanan zoraki tehcir, sürgün ve toplu katliamlar sonucu Ermeni, Asuri, Süryani, Helen halkına mensup milyonlarca insan korkunç bir soykırıma maruz kaldılar.

20 Yüzyılın ilk büyük insanlık suçu olarak kanlı soykırımın 101 yılına girdiğimiz bu günlerde de yine Faşist Türk Devleti Katliamlarına ve barbarlığına devam ediyor. Sur, Cizre, Nusaybin, Gever gibi Kürt yerleşim birimlerinde Kürt ulusuna mensup halkımız çoluk çocuk ve sivil ayrımı gözetilmeksizin canice katliamlara mağruz kalıyorlar.

1.Emperyalist paylaşım savaşında olabildiğince zalim, katliamcı ve gaddar hale gelen İttihatçı anlayış, çok uluslu ve dinli toplumsal yapıyı bu süreçte baş tehdit olarak tanımlamıştır.

thİşte bu iklimde ulusal hak ve özgürlüklerini talep eden, bu noktada ciddi bir siyasal kimlik oluşturmuş ama örgütlülük düzeyi zayıf ve coğrafi bütünlük açısından dağınık olan Ermeniler en zayıf halka olarak belirlenmiştir. 24 Nisan 1915’de binlerce Ermeni aydın, yazar, siyasetçi operasyonlarla önce tutuklanmış, bir kısmı katledilmiş bir kısmı sürgüne gönderilmiştir. Bu tarih aynı zamanda Ermeni ulusunun “büyük felaket” olarak nitelediği soykırımın fitilinin ateşlenmesidir. Devamında 1922’ye kadar devam eden bir süreç yaşanmıştır. 1.5 milyon Ermeni öz yurtlarından katliamla, sürgünle sökülüp atılmıştır. Türk egemen zihniyeti Ermenileri bire kadar kırmıştır. Bir ulus kısa zaman diliminde vatanından süngüyle, oluk oluk kan akıtılarak, çoluk çocuk-yaşlı genç-kadın erkek demeden yok edilmiştir.

Ermeni soykırımı, Türk şovenizminin en büyük, en vahşi, en gaddar, en kanlı besin kaynağı olmuştur. Ermeni soykırımı sadece Ermeni ulusunun ve halkının bir travması değil, Türkiye toplumunun siyasal-ideolojik travmasıdır. Türk egemen sınıflarının faşist devlet yapısının oluşmasında ideolojik besin kaynağıdır. Türkiye toplumsal kesimlerinin gelişim dinamiğinin şah damarının kesilmesidir. Faşist Tekçi zihniyetin, ezilen toplumsal kesimlerine karşı düşmanlığın ana harcıdır.

th-3Bu soykırım süreci sadece Ermenilerle sınırlı kalmamıştır. Aynı perspektifle mazlum Süryani, Ezidi halkları da bu süreçten nasibini almıştır. Süngüler, namlular bu milliyet ve inanç kesimlerine de yönelmiştir. Faşist Türk egemenleri bu şekilde Türkiye denen coğrafyanın en büyük toplumsal, sosyal çölleştirme operasyonunu gerçekleştirmiştir. Karadeniz’de Pontus Rumları ve Ege’de Rumlarda bu süreçten kısa zamanda nasibini almıştır. Katledebildikleri kadar Rum katledilmiş geri kalanlar ise gerici Yunan devleti ile Türk devleti arasındaki mübadele anlaşması ile öz vatanlarından koparılmıştır. Böylelikle büyük toplumsal ve sosyal çölleşme ve Faşist diktatörlüğün siyasal-ideolojik temelleri bu hamleyle son halkasını tamamlamıştır.

Ancak Türk ve Sünni ideolojik temele dayanan faşist diktatörlük, farklı olan ulus-mezhep ve inançlar yanında başta işçi sınıfı ve köylülük olmak üzere ezilen tüm sınıfların siyasal kimliklerine yaşam alanı tanımayacak bir öz ve karakter kazanmıştır. Her şeye rağmen çok uluslu yapısını Kürtlerin varlığından, çok mezhepli yapısını da Alevi inancından dolayı koruyan toplumsal yapı sürmüştür.

Faşist Türk devleti bundan sonra ise başta Kürt ulusu olmak üzere Alevilere ve diğer inanç ve milliyetlere düşmanlık siyasetini sürdürmüştür.

Kürt ulusal hak talepli onlarca isyan kanlı şekilde bastırılmış, faşist nitelik adeta Kürt düşmanlığıyla yok sayma, asimile etme siyasetiyle pekiştirilmiştir. Farklı olan ulus ve inançların hakları bugüne kadar yok sayılarak bir devlet sistemi sürdürülmüştür. Hala da Kürt ulusunun haklı ve meşru talepleri tankla, topla, jetlerle, tüm ordu polis gücü seferber edilerek bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu gün Kürt düşmanlığı şehirlerin imhasına varan bir saldırganlıkla sürdürülmektedir. Ermeni soykırımıyla ideolojik özünü alan faşist diktatörlük Kürt düşmanlığıyla bu özünü korumakta, yetkinleştirmekte ve sürdürmektedir.

 

hrantdink_2_rsFaşist diktatörlük hala Ermeni düşmanlığını sürdürmektedir. Bu topraklarda bir avuç kalmış ermeni milliyetine mensup kesimler düşmanlık siyasetiyle baskılanmaktadır. 2007’de Ermenilerin uğradığı tarihsel haksızlığı gür şekilde dillendirdiği için Hrant Dink katledilmiştir. Tarihsel haksızlık yaptığını kabul etmek bir yana bunu dillendirenleri dahi hedefe koyan bir devlet şekillenişi vardır. Hrant Dink katliamı Ermeni soykırımcı zihniyetin devamıdır. Aynı anlayış Kürtleri, Ermenileri, Alevileri ve tüm farklı kesimleri hala düşman olarak görmeye ve soykırımı yaratan siyasal-ideolojik şekillenişi sürdürmeye devam ediyor.

Ermeni soykırımının 101. Yılında en büyük görev bu faşist devlet anlayışına, onun şovenist gerici tüm yaklaşımlarına karşı mücadele etmektir. Ezilen tüm ulus, milliyet ve mezheplere kayıtsız şartsız tam özgürlük, tam hak eşitliğini savunmak, onların haklı mücadelesinin yanında olmaktır. Ermeni soykırımını şiddetle kınarken bu zihniyetin hala devam ettiğini T.Kürdistanı’ndaki saldırganlıkta somutlaştığını görmek gerekmektedir. Soykırımcı, katliamcı, tekçi, asimilasyoncu, inkarcı devlete karşı sokakta, meydanda her alanda mücadeleye çağırıyoruz halkımızı.

Soykirim 2016- (PDF)