AVUSTURYA|19 – 06 – 2014| Cumhurbaşkanlığı seçimi için geri sayım başlatan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Haziran Perşembe günü başlattığı propaganda kampanyasının bir parçası olarak Viyana’daydı.
Viyana’da Avrupa Türk Demokratlar Birliğinin davetlisi olarak 10. Yıl kutlamalarına gelen Erdoğanı protesto etmek için Avusturya Demokratik Aksiyon Platformu (ATİGF, Partizan, YDG, AABF, ADHK, DIDIF, Fey-Kom, SLP, FSG,AUGE, TKP, KPÖ,KSV,KJÖ, KOMİNTERN,PDA, ÖGJ,AAKM… ve bir çok Avusturyalı anti-faşist, demokrat ve devrimci kurum Viyana sokaklarına çıktı.
Saat 13:00’da 10bine yakın kitle, burada pankartları, döviz ve flamlarıyla Heidelplatz’da toplanmaya başladı. Yapılan konuşmada Erdoğan’ın Türkiye’de yaptığı katliamlara değinilirken ayrıca Avusturya’da Dış işleri ve Entegrasyon Bakanlığı’nın Erdoğan’ın talebi üzerine Türkiyelilere yönelik doğrudan Türk devletiyle çalışacak ayrı bir bakanlık kurma önerisini dikkate alması da aslında Avusturya’da göçmenlerin halen yabancı olarak dışlandığının bir ispatı olarak eleştirildi.
Türkye’de Cumhurbaşkanlığ seçimleri için Paropaganda amaçlı oy avcılığına Avrupanın çeşitli ülkelerine tura çıkan erdoğanın bir durağıda Avusturyanın başkenti Viyana oldu. Avusturya‘ da Paralel toplum yaratma girişiminin yeni olmadığı ve burada yaşayan Türkiyeli göçmenleri döviz makinası olarak gören Faşist anlayış çifte standartcı anlayışını devam ettirmekte. Türkiyede diğer Ulus ve azınlıklara, inanc ve kültürlere yönelik baskı, Asimilasyon ve ötekileştirici politikaları uygulayan bir zihniyet Eşitlik ve özgürlüklerden dem vuramaz. Göçmenler üzerindeki Şöven ve ırkcı politikaların, Avrupada kurmuş oldukları derneklerle, kurum ve camilerle işleyen Faşist devlet, Avrupa devletlerinde ise Demokrasi talep etmekte. Çok yaman bir çelişkinin girdabında olan egemenler, Halkları ve Göçmenleri uyutma politikalrını her alanda uygulamaktalar.
Bunun yanısıra yıllardır Avrupa’da yaşayan Göçmenlerin yaşadıkları ülkelerde Seçme ve Seçilme hakkına sahip olmamaları ve yasalarla engel teşkil etmede, avrupadaki Demokrasini gerçek yüzünü açığa çıkarmaktadır. Göçmenler yıllar boyunca yaşadıkları ülkelerde politik katılımcılığın en önemli hakkı olan Seçme ve Seçilme hakkında mağdur kalmaktalar. İki cephe acısındanda Irkcı ve Baskıcı politikaların birbirleriyle uyuştuğu, sıra eşit haklara ve özgürlüklere gelince çokta farklı olamadıklarını görebilmekteyiz. Tüm bu politikaların Demokrasi mücadelesine daha aktif katılmakla mümkün olduğunu söyleyebiliriz.
Miting alanında toplanan kitleler çoşkulu anlar yaşadılar. Kitlenin yapılan konuşmalara katılmaları ve sık sık hep bir ağızdan atıkları sologanlarla Mitinge farklı bir renk kattı. Tüm kurumların kendi bayrak ve renkleriyle katılmaları diğer kurumlarla yoldaşca -Dostca Devrimci dayanışma içinde olmaları önemli bir pratikti. Yürüyüş başladığınıda sırasıyla Kortejler oluşturuldu. Saat 13:30’da yürüyüşe geçen kitle sık sık “Katil Erdoğan, Viyana’dan defol”, “Katil Erdoğan”, “Direne direne kazanacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarını attı. Yürüyüşün bittiği yerde yürüyüşe katılan tüm kurum temsilcilerinin açıklamaları yapıldı.
Mitinge çok sayıda Avusturyalı Demokrat ve Devrimci kurumlarda kitlesel katılım sağladılar. Yürüyüşün en arka kortejinde yer alan Avusturyalı anti-faşistler hem kitleseliğiyle hemde görseliğiyle dikatleri gözden kaçmadı. Özelde Komintern ve PDA ağırlıklı kitlede diğer sol ve sosyalist cevrelerde Devrimci dayanışmada bulunarak Faşizme karşı mücadelenin önemine vurgu yaptılar.
Partizan kitleside Miting alanında yerini alarak hem görseliği hemde kitleseliğiyle dikatleri üzerine topladı. “ Erdoğan hoşgelmedin, seni Viyanada istemiyoruz“ pankartıyla, Yürüyüş arabası ve teknik gibi bir çok konuda iyi hazırlık yapan 1000’e yakın Partizan kitlesi bayraklarıyla ve Pankartlarıyla ilgi odağıydı. Bir çok Basın ve yayıncının özelde Partizan kortejini çekmeleri ve röportaj yaptılar. Yürüyüş boyunca coşkulu Partizan kitlesi sık sık “Katil Erdoğan, Viyana’dan defol”, “Katil Erdoğan”, “Direne direne kazanacağız”“Faşizme karşı omuz omuza” “Bu daha Başlangıc Mücadeleye devam“ “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz“sologanlarını haykırdı.
Bu sırada 200 metre ötede olan Erdoğan’ın mitinginden ve Avusturya devleti polisinin tutumundan kaynaklı gergin dakikalar yaşandı. Sık sık kürsüden provakasyona gelinmemesi konusunda anonslar yapıldı. Yürüyüşün dağılmasına yakın Avusturya polisinin Irkcı tutumu AKP yandaşlarıyla aynı yola sevk etti. Polisin özelde bir provakasyon girişiminin net görüldü. Zaman Zaman Yürüyüş bitiminden sonra sokak aralarında Çıkan tartışmalar, sürtüşmeler ve catışmalar, sonucu Avusturya Demokratik Güç Birliği kitlesine saldırmaya çalışan polis burada başarısız oldu. Kitleden bir kişi daha önceki bir davadan kaynaklı gözaltına alındı. Demokrat kitleye saldırmaya çalışan iki AKP’li de gözaltına alındı. Ayrıca polis kitleye karşı yoğun bir şekilde tahrik edici davranış ve sataşmalara rağmen yürüyüşün meşruluğunu sarsamadı. Yürüyüş sonrası Avusturya Demokratik Güç Birliği temsilcileriyle yaptığımız söyleşide “zaten AKP’ye burada bir kürsü hakkı verilmesi anti-demokratik bir hareketken polisin gösterdiği göçmeni göçmene kırdırma politikası da bir o kadar anti-demokratik ve aslında ırkçı bir yaklaşımdır” dendi.