Home , Avrupa , Ecevit Piroğlu Yalnız Değildir, Yaşasın Devrimci Dayanışma!

Ecevit Piroğlu Yalnız Değildir, Yaşasın Devrimci Dayanışma!

ADGB’nin aldığı karar doğrultusunda, Ecevit Piroğlu ile görüşmek, durumunu ve koşullarını görmek, devlet kurumları ile çeşitli görüşmeler yapmak ve kamuoyu oluşturmak için Sırbistan’a giden heyette ATİK ve Yeni Kadın adına yer alan arkadaşımız, oradakı izlenimlerini ve duygularını bizlerle paylaşmış.

ADGB bileşenlerinden ADHK, ATİK ve AVEG-KON, Almanya Bavyera Eyaleti Göçmen Meclisi, Young Struggle (YS), TSP temsilcilerinden oluşan heyet, 20 Haziran akşamı Sırbistan’a gitmek için yola çıktı.

21 Haziran’da ilk görüşme Belgrad‘da Piroğlu’nun avukatı ile yapıldı.  Avukat bize, bugüne kadarki gelişmeler, Sırbistan devletinin tutumu, Ecevit’in sağlık durumu ve önümüzdeki süreçte olabilecek ihtimaller konularında bilgi verdi.

Aynı gün öğleden sonra, Ecevit Piroğlu ile görüşmek için yattığı hastahaneye gittik. Polislerin kimlik kontrolünden geçerken telefonlarımıza el konulduğu için gelen mesajları Ecevit’e gösteremediğimiz gibi herhangi bir çekim vs. de yapamadık…

Piroğlu’nun odasına geldiğimizde kendisini nasıl bulacağımızın kaygısını taşıyorduk ve oldukça da heyecanlı idik. Odaya girdiğimizde, 131 gündür açlık grevinde olup, 43 kiloya düşmüş olmasına rağmen bizi ayakta ve neşeyle karşıladı. O devrimci heyecanından, sağlık sorunlarına rağmen hiçbirşey kaybetmemişti. Öyle ki; o bizimle tokalaşmak için elini uzattığında, ben onun mikrop kapabileceği kaygısıyla “tokalaşmayalım” dedim. O gayet sakin ve gülümseyerek “esas buralalar pislik içinde, sizin elleriniz temiz yoldaş” diyerek elini uzattı ve aynı heyecanla hepimizle tokalaştı. Bilinci yerindeydi ve sorduğumuz bütün sorulara heyecanla yanıt veriyordu. Sağlık durumunu sorduğumuzda, kan değerlerinin giderek düştüğünü, kas ağrılarının başladığını, yürümekte zorlandığını, görme sorunu başladığı için artık okuyamadığını anlattı. Heyet temsilcimizin yaptığı açıklamadan sonra, Ecevit bize, Sırbistan devletinin faşişt Türk devletiyle ilişkileri sonucu kendisine yaşatılan adaletsizliği ve bu adaletsizliğe karşı yaşamı pahasına da olsa devrimci direnişinden asla taviz vermeyeceğini, direnişi sonuna kadar sürdüreceğini anlattıktan sonra, “gerekirse tarihlerdir mücadelede yitirdiğimiz yoldaşlarımızdan olurum. Avrupa’nın her yanında gerçekleştirdikleri eylemlerle sesimi duyurmaya, adalet arayışımda yanımda olmaya çalışan tüm yoldaşlara ve dostlara devrimci selamlarımı iletiyorum.” dedi. Tekrar görüşmek üzere yanından ayrılırken Ecevit’in dik duruşundan, o devrimci direnişinden hepimiz etkilenmiştik.

Cumartesi günü Cumhur başkanı veya bakanlardan biriyle görüşmek istediysek te bu görüşme taleplerimizin tümü maalesef rededildi. Ancak bu ziyaretin sonucunda hepimizin ulaştığı fikir birliği Ecevit’in direnişini ve adalet mücadelesini daha fazla duyurabilmek için, Avrupa’nın her yanında bu dayanışma eylemlerini büyütmemizin zorunluluk olduğu idi.

Sevgili Ecevit’in direnişini saygıyla selamlıyorum.

Yaşasın Devrimci Dayanışma!