Anasayfa , Haberler , Cumartesi Anneleri 625.eylemde Hasan Ocak ‘ı andı.

Cumartesi Anneleri 625.eylemde Hasan Ocak ‘ı andı.

Türkiye |18.03.2017| Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde 21 Mart 1995 yılında gözaltında öldürülen Hasan Ocak’ı andı. Uzun bir aradan sonra eyleme katılan 81 yaşındaki anne Emine Ocak, herkes için adalet dileğinde bulundu.
Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve sorumluların yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet mücadelesinin 625’inci haftasında yine Galatasaray Meydanı’nda biraraya geldi. “Failler belli, kayıplar nerede” pankartının üzerine barışı simgeleyen beyaz tülbent, karanfil ve kayıp fotoğrafları konuldu.

Polis ablukası altında başlayan oturma eylemine, çok sayıda kişi katıldı.Newzor’a getirilen yasakların kınandığı eylemde, gözaltında tutulan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici’nin serbest bırakılması istendi.
Bu haftaki eylemde, 21 Mart 1995 yılında gözaltına alındıktan 58 gün sonra cenazesi Beykoz Buzhane Köyü Dedeler Mevkii’nde bulunan Hasan Ocak’ın 22 yıldır sonuç alınmayan dava dosyasına dikkat çekildi.

ANNE OCAK ADALET İSTİYOR

Adalet arayışının 3’üncü kuşaklarla sürdürüldüğü Galatasaray Meydanı’na bu hafta sağlık sorunlarından kaynaklı eylemlere katılamayan Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak ile Hanım Tosun, Hanife Yıldız ve İlkbal Eren katıldı.
Eylemde konuşan Ocak’ın 81 yaşındaki annesi Emine Ocak, 22 yıldır sadece oğlu için değil tüm kayıplar için alanda olduğunu dile getirerek, “Adalet istiyorum” diye sözleriyle bitirdi.

‘ALANDA BAŞKALDIRI KARDEŞLİĞİ OLUŞTU’

Aynı dönemde kaybedilen Rıdvan Karakoç’un ağabeyi Hasan Karakoç, 22 yıldır Galatasaray Meydanı’nda mesken tutuklarını ifade etti. Israrlı aramalar sonucu Karakoç ile Ocak’ı bulduklarını hatırlatan Karakoç, “Ama katilleri bulamadık” dedi. Mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini sözlerine ekleyen ve alanda “Başkaldırı kardeşliği” oluştuğunu dile getiren Karakoç, zalimlerin ve mazlumların kardeşliğinden farklı olduğunu söyledi. Karakoç, “Onlar zulmün, biz barışın kardeşliğini temsil ediyoruz” diye belirtti.

‘GALATASARAY BİZİM YERİMİZDİR’

Hasan Ocak’ın ağabeyi Hüseyin Ocak da, sözlerine halkların Newroz’unu kutlayarak başladı. 22 yılda yüzlerce savcının Ocak’ın dosyasına baktığını ve hepsinin de dosyanın üstünü kapatmaya çalıştığını kaydeden Hüseyin Ocak, “Bütün savcılar öyle bir şey yokmuş gibi davrandı. Oysa işkence ile öldürüldü” diye vurguladı. Ocak, Beykoz Savcısının kendilerine, “Ben polisin insan öldürmeyeceğini düşünüyorum” dediğini ve bu nedenle dosyaya takipsizlik verdiğini söyledi. Bu süre zarfında o kadar tanık ortaya çıkmasına ve delil olmasına rağmen dosyanın genişletilmediğini aktaran Ocak, adalet talebinden vazgeçmeyeceklerini belirtti. Annesinin daha önce “Bütün kayıplar bulununcaya kadar Galatasaray Meydan’ı bizim mezar yerimizdir” dediğini hatırlatan Ocak, aynı düşüncede olduklarını söyledi.

NE OLACAĞI BİLİNMİYOR

Ocak dosyası hakkında bilgi veren avukat Gülseren Yoleri ise, soruşturmanın açıldığı ilk günden itibaren suçlular herkesin bildiğini ve üstünün kapatılmaya çalıştığını söyledi. Takipsizlik kararına verdikleri itiraz sonucunun Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin, “Dava açılması gerekirken, davanın açılmaması hukuka aykırıdır. Savcının eksik bazı şeyleri tamamlayıp dava açmalı” dediğini ancak ne olacağını da bilmediklerini kaydetti.

‘HAKİKATI KARARTMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ’

Ardından söz alan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak ise, şunları dile getirdi: “Her Newroz’da sana dair bir muştu bekleriz. Kawa’nın karanlığı yırtan meşalesiyle! Ellerimizde resminle işlenmiş adalet bayrağı, sokaklarda unutmama affetmeme vazgeçmeme çığlığımızla, hala gelmese de beklediğimiz o haber, çaresizliğe teslim olmadık asla. Senin hamaratlığını kuşanıp, sabrını umutsuzluğa ilaç, anılarını karamsarlığa barikat yaptık; her zaman, artan özlemindir büyüten adalet umudumuzu. Dinmeyen arayışımızdır, korkutan zülmün sahiplerini. Şimdi onlar şaşkınlar, çaresizlikle sonuçlarını örtme telaşındalar. Hakikat karartmalarına, katillerini aklamalarına izin vermeyeceğiz. Gözaltında kaybedilişinin 22. yılında seni özlemle sevgiyle anıyoruz. Daima bizimlesin, daima seninleyiz.”

‘MEÇHUL KİŞİ OLARAK DEFNEDİLDİ’

Bu haftanın açıklamasını ise Cumartesi Annelerini takip eden gazeteci İsminaz Temel okudu. Eylemin tarihçesine dikkat çeken Temel, şunları dile getirdi: “Bağımsız ve tarafsız yargı, hukuk devletinin olmazsa olmaz koşuludur. Yargının hak ve özgürlüklerin güvencesi olmadığı yerde, hukuk devletinin varlığından söz edilemez. Devletin tüm engellemelerine karşı 58 günlük ısrarlı bir arayışın sonunda, Hasan’ın ağır işkence izleri taşıyan bedeninin, 26 Mart 1995 tarihinde Beykoz Buzhane Köyü’ndeki ormanlık alana atıldığı anlaşıldı. Ailesi her yerde onu ararken onun cansız bedeninin tüm resmi makamlardan geçirilip; gizlice Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’na ‘meçhul kişi’ olarak defnedildiği açığa çıktı.”

Hukuki girişimleri sonuçsuz kaldığını sözlerine ekleyen Temel, şunları söyledi: “Fatih Cumhuriyet Savcılığı, terörle mücadele şubesi polisleri ve olayın soruşturulması ile ilgili görevlerini ihmal eden devlet görevlileri hakkında yapılan çok sayıda suç duyurusunu birleştirdi ve ‘Şikâyetler somut bir veriye dayanmıyor’ gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi, AİHM iç hukukta araştırmaya katılan makamların ‘ciddi iletişimsizlik’ içinde olduğunu, Hasan Ocak’ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili koşullarının belirlenmesi için yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini tespit etti. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesini usul yönünden ihlal ettiğine karar verdi. Buna rağmen, Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın 1995/1075 Hazırlık Numarasıyla takip ettiği dosyada, rutin yazışmalar dışında bir işlem yapılmadı. 17 Ekim 2016 tarihinde de Beykoz Cumhuriyet Savcısı Suat Çalışkan ‘zaman aşımı’ nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.”

‘VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Ocak’ın dosyasındaki gelişmeleri de sıralayan Temel, “Hasan Ocak’ın güvenlik güçlerince gözaltına alındığını ve onların kontrolü altında öldüğünü doğrulamaya yetecek veriler mevcuttur. Soruşturma olayın tam olarak nasıl meydana geldiğini belirleyecek; sorumluları tespit edecek ve cezalandırılmalarını sağlayacak etkinlikte yürütülmelidir!” diye konuştu.