Home , Köşe Yazıları

Köşe Yazıları

Ne Oldu O “İmtiyazsız, Sınıfsız, Kaynaşmış Kitle”ye? [1] – Sibel Özbudun

“Suum cuique tribuere.”[2] İtiraf etmeli ki zor bir konu… Özellikle bu hızlı değişen dünyada… Ve özellikle, olan bitenlerin, “yozlaşma, çürüme” vb. yaftalarla geçiştirilmesine göz yummayıp kültürel değişmeyi anlamaya/anlamlandırmaya çalışan bir disiplinden geliyorsanız… Bereket, Talcott Parsons[3] ya da Clifford Geertz’inkiler[4] gibi, “kültür”ü diğer insanî faaliyet alanlarından hemen tümüyle soyutlayıp ona özerk, hatta bağımsız ve diğer etkinlik alanlarını kontrol eden bir rol biçen görüşlere, veya kültürü ...

Read More »

Marx, Denizler ve mücadele – Murat Çakır

Marx’ın analizlerine dayanarak, günümüz burjuva partilerinin – ki, ismiyle hiç bir bağlantısı kalmamış olan sosyal demokrasiyi de bunlar arasında sayıyoruz – temel görevlerinden birisinin, kapitalist vahşetin sivriliklerini törpüleyerek tekelci burjuvazinin sınıf tahakkümüne toplumsal rıza kazandırmak olduğunu söyleyebiliriz. Elbette kapitalizmin sivriliklerinin törpülenmesi, alttan yukarıya toplumsal direnç ve kararlı sınıf mücadelesi olmadığı müddetçe, „mış gibi“ olmaktan ileri gitmiyor. Ancak „törpüleniyormuş gibi“ görüntüsü ...

Read More »

Her şeye salça olma!… – Ahmet Nesin

Yaşadığım sürece daha neler göreceğimi henüz bilmiyorum ama her geçen gün gördüklerimle hem birey olarak hem de ülke olarak daha da rahatsız olduğumuzun, rezil edildiğimizin farkındayım. Bugüne kadar edindiğim deneyim, her seçilenin dernek, parti, STK yönetemediğini çok açık ortaya koydu. Bu tip olayların daha hangisinden başlayacağımı da bilmiyorum zaten, ilk aklıma gelen Bülent Arınç’ın bulama yemesi oldu. Kaç yılıydı anımsamıyorum, ...

Read More »

Yolsuz ile yola devam… – Elif Sonzamancı

Almanya Gündemi  Baştan hemen söyleyelim: Almanya Türkiye’deki referandum sonrası oluşan belirsiz havayı, dolayısıyla kafa karışıklığını çok çabuk atlattı. Türkiye ile olası krize yönelik hangi istikamette yol alacağını hiç zamana yaymadan belirledi. Zira AGİT gözlemcilerinin referandum açıklamalarının ardından, Merkel ve Dışişleri Bakanı Gabriel‚ „ülkenin tüm kesimleriyle saygıya dayalı diyalog“ çağrısı, ardından Merkel’in‚ „federal hükümetin referandum kampanyasının adil koşullar altında yapılmadığına dair ...

Read More »

Anglo-Sakson ittifakı ve Arap Sünni-NATO’su! – H. Gürer

Türkiye devrimci hareketine birkaç söz: 16 Nisan referandumundan sonra özel olarak devrimci basına göz gezdirip bir şeyler aradım. Öyle ya, her hareketin bir nedeni ve bir sonucu olduğu gibi, bir yorumu bir analizi, çıkarsanılacak dersleri de vardır! Referandum öncesi tavrını “Hayır” ve “Boykot” olarak açıklayan devrimci hareketin çeşitli kanatlarının, seçim sonrası süreci değerlendiren, belirledikleri tavırların referandum sonrası kazanım ve kayıplarının ...

Read More »

İsrail’in IŞİD ve El Kaide Aşkı! – Fehim Taştekin

Siyasal İslamcılara sorsan her taşın altında Siyonist ve İsrail parmağı ararlar. Söylemde her biri işgale karşı Hanzala’dır! Ne var ki Suriye krizi İslamcılığın manifestosunu tarumar etti. Gazze’ye vururken “Kahrolsun İsrail”; Şam’ı vururken “Çok yaşa İsrail” nidaları. 1970’lerde silahlı kalkışmaya başladığında Müslüman Kardeşler’in arkasını sıvazlayan tayfadan haberi olanlar için Suriyeli muhaliflerin şimdi nükseden İsrail aşkı pek şaşırtıcı gelmez. Ama bizim diyarda ...

Read More »

Satırlarda Akan Yaşamın Bilgeliği [*]

Kalem aklın dilidir.”[1] Çok zor günlerden geçtiğimiz doğruyken; söz konusu kesitte payımıza yine direnmek, okumak ve yazmak düşüyor kuşkusuz. Hem de Emil Michel Cioran’ın, “Gazete okur gibi okunan kitapları sevmiyorum: Bir kitap, her şeyi altüst etmelidir, her şeyi sorgulama konusu etmelidir”;[2] Alan Bennet’in, “Yaşamını kitaplarına koyamazsın. Kitaplarda bulursun,”[3] uyarılarını ve de yazmanın bir eylem olduğunu bir an dahi unutmadan! Çünkü… “Düşlerimizi kurutmak ...

Read More »

Referandum Sonrası Avrupa’daki Görevlerimiz – Murat Çakır

Gayrimeşru referandum sonuçları Avrupa’daki yaşamımızı önümüzdeki yıllarda belirlemeye devam edecek. AKP-SARAY-Diktatörlüğünü 12 Eylül 1980 rejimine benzetmek, pek yanlış olmayacaktır – ama önemli bir farkla: ülkenin en az yarısı diktatörlüğe „Hayır“ demiştir. Buna rağmen rehavete kapılmak, AB ile sorunlar yaşanıyor görüntüsüne aldanıp, „Batı’dan çözüm“ beklemek büyük bir zaaf olacaktır. Saray kliğinin ve temsil ettikleri sınıfların ülkeyi açık faşist diktatörlüğe taşıma olasılığını ...

Read More »

Yüzleşmek ya da yüzsüzleşmek… İşte bütün mesele bu – Faysal Sarıyıldız

Devletin bütün baskı ve zor aygıtlarını devreye soktuğu, bin bir türlü ahlaksızlık, hile ve dolabın döndüğü Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimini geride bıraktık. Türk tipi demokrasinin bizlere hediyesi olan hileli seçimlerin tarihi Cumhuriyetin bile ötesine uzanır. İttihat ve Terakki’nin 1912’de halkı döverek aldığı ‘Sopalı Seçiminden’ ‘Bu Anayasa geçmezse çok kelleler gider efendiler’ diyen Kemal Paşa’lı seçimlere, 1946’lara kadar Kürde oy ...

Read More »

CHP Sosyalist Enternasyonel’den çıkartılmalı… – Ahmet Nesin

Oldum olası insanın içinde bir umut olmalı diye düşünürdüm gençliğimden beri. Hâlâ aynı şeyleri söylüyorum ama kimi konularda zorlamanın bir anlamı kalmadığına inandım. Esasında böyle düşünmeme neden olan da CHP oldu, CHP’nin ne kadar çok sosyal demokrat bir parti olmasını arzulasam da, onlar bunun asla mümkün olmayacağını haykırdılar kendimi bildim bileli. CHP sosyal demokrat parti olacak da, üye olacağımdan değil, ...

Read More »