Home , Köşe Yazıları , Büyük Proleter Kültür Devrimi: Komünist Cüretin Ve Kitlelerin Devrimci Eseridir!- Marco KARAKAYA

Büyük Proleter Kültür Devrimi: Komünist Cüretin Ve Kitlelerin Devrimci Eseridir!- Marco KARAKAYA

images

BÜYÜK PROLETER KÜLTÜR DEVRİMİ: KOMÜNİST CÜRETİN VE KİTLELERİN DEVRİMCİ ESERİDİR!- MARCO KARAKAYA

Büyük Proleter Kültür Devriminin üzerinden yarım yüz yıl geçti. Çin’de gerçekleşen bu devrim enternasyonal proletaryanın çağımızdaki en büyük hazinesi olma özelliğine sahiptir. Büyük Proleter Kültür Devrimi proletaryanın sürekliliği sağlanmış devrim anlayışının en kristalize olmuş özü ve ruhudur. Enternasyonal proletaryanın siyasi-ideolojik-örgütsel temeldeki mücadelesinin en cüretli, en özgün ve en sarsıcısıdır BPKD.

Sosyalizm sanılan bir sistemde “Devrim” ihtiyacı tespiti üzerinden yükselen bir süreçtir BPKD.  “Komünist denilen” partiye “burjuva karargahlar” tespiti yapılıyordu. Tarihte eşi görülmemiş bir cüretti bu. BPKD’nin mimarı Başkan Mao Görüneni değil gerçeği, hayali değil uygulanan olanı irdeliyordu. “Büyük Proleter Kültür Devrimiyle”, önderlik ederek gerçekleştirdiği devrimin ve partisinin karşısına halk yığınlarının çıkarlarını ve onun devrimci isteklerini çıkarıyordu. Mao, basbayağı var olan toplumsal ve sınıfsal çelişkiler temelinde tanık olunmadık bir devrim süreci başlattı. Çünkü enternasyonal proletaryanın ve ezilen halk yığınlarının gerçek ihtiyaçlarına vakıftı. O gizi çözmüştü. Tılsımı bulmuştu. Gerçeğin bilgisine ulaşma yöntemini keşfetmişti. Büyük Proleter Kültür Devrimi komünist tutumun, siyasetin ve ideolojinin gerçekleşdiği en güçlü hamle olarak tarihteki yerini almıştır.

Başkan Mao diyalektik-materyalist yöntemi tam bir komünist olarak uygulamıştır. Onun sarıldığı en temel diyalektik yasa “sınıfsallık” ve “uygulanabilirlik” olmuştur. Tüm sınıfsal farklılıklara, üretim ilişkilerine, toplumsal sorunlara ve oluşmuş fikirlere bu temelde yaklaşmıştır. Tarih ve toplumsal sürecin bilimi olan Marksizmin eleştirel yöntemine tabi tutarak bu sorunları irdelemiş. Gerçek olana bu şekilde dayanmış, devrimci olanı bu biçimde açığa çıkarmış ve uygulanabilirliğini bu eksende ortaya koymuştur. Mao sadece sınıf ayrımına dayanan bir mücadele ile anarşizme evrileceğini, sadece toplumsal çelişkilerle ilgilenerek “halkçılığa” ve “reformizme” düşeceğini, sadece fikirlerle mücadele ederek “pasifist geveze” olacağını ve sadece üretim ilişkilerine dayanarak siyasetin etkisini yok sayan bir ekonomist hattı kuracağını çok iyi biliyordu. Bu sebepten bu dört bütünün hepsine yönelen bir siyasi çizgi, teorik bütünlük ve devrimci pratik-politik duruş içinde olmuştur. Onun bu yöntemidir ki tarihsel ve toplumsal sorunlar karşısında doğru çözümlemeler yapmasını getirmiş, sınıfsallığa dayanan devrimci hamleleri gerçekleştirmesini sağlamıştır.

poems-headerMao “sosyalizmin zararlı yemişlerini Kapitalizmin yararlı yemişlerine tercih ederim” diyecek kadar billurlaşmış bir ideolojik duruşa ve tarihsel kavrayışa sahiptir. Kültür Devrimi, sosyalist sistemin inşa edilme süreci boyunca ortaya çıkacak çeşitli burjuva anlayışların karşısında proletaryanın kullanması gereken silahın ta kendisi olmuştur. Sovyet devrimi, Stalin yoldaşın ölümünden hemen sonra SBKP içinde açığa çıkmış revizyonist Kapitalist yolcuların saldırısına uğramıştır. Proletaryanın kanıyla canıyla inşa ettiği Sovyet sistemi artık Revizyonist önderliğin elinde tam bir geri dönüş güzargahına girmiştir. Hızla sosyal-emperyalizme evrilen bir noktada ise demirlemiştir. Bu gerici revizyonist akım tüm dünya komünist hareketini adeta sarmalamıştır. Çin Komünist Partisi her ne kadar bu çizgiye karşı bir mücadele hattı benimsese de, ÇKP’nin içindeki Revizyonist parti önderliği Rus Revizyonistlerinin yolunu Çin’de inşa etme sürecine de girmişlerdir. Çin’deki sosyalist sürecin inşa edilmesinde ki sorunlara yaslanarak Kapitalist geri dönüşe yol alacak teoriler ve politik tutumlar rengini daha fazla belli etmiştir.

Kültür devrimi bu sistemleşmiş revizyonist çizgiye karşı Başkan Mao’nun “burjuva karargahlarını bombalayın” şiarıyla geniş kitleleri seferber ederek başlattığı, kumanda ettiği ve sonuçlandırdığı bir sosyal-siyasal devrimdir. Başkan Mao geniş kitlelerin söz ve yetkinin gerçek sahibi olduğunu, onları siyasetten-felsefeden-tarihten-sanattan-bilimden ve entelektüel faaliyetten koparacak her türlü bürokratik mekanizmanın devrimi boğacağını çok iyi biliyordu. Bu yüzden sorunu parti içi bir sorun olmaktan çıkararak, Partinin “Proletaryanın tarihsel çıkarının” üstünde olmadığını hatta bazen onun karşısında olabileceğini kavrayarak bir devrimi Komünist Partiye karşı başlatmıştır. Kurtuluşun gerçek öznesinin geniş kitleler olduğunun altını bir kez daha ama daha kalın bir şekilde çizmiştir. Bu enternasyonal proletaryaya bırakılmış en büyüleyici perspektiftir.

Başkan Mao önderliğinde ki Kültür Devrimi kendi dönemi içinde tüm dünya da bir kasırga etkisi yaratmıştır. 68’de Avrupayı sarmalayan kalkışmalar, Uzak Asya ve özellikle Hindistan köylü ayaklanması, bir dizi Ulusal Kurtuluş Mücadeleleri gibi politik-pratik sosyal devrimci hamlelerin ilham kaynağı olmuştur. Devrimin objektif koşullarının sübjektif bir sentezidir Kültür devrimi. Bu anlamda dönemin tüm hareketlerine cüretli bir itim, eşsiz bir cesaret kaynağıdır.

Kültür devriminin etkilerinin ayrıcalıklı yanlarından en önemlilerinden biride dünyadaki revizyonist akımın egemenliğine karşı komünist tohumların yeşermesini sağlayan bereketli bir yağmur işlevi görmesidir. Proletaryanın siyasal temsilcisi olan komünistlerin cüret ve fedakarlık yolundaki rehberi olmuştur. Sadece pratik-politik hamleler değil komünistlerin revizyonist fikirlere karşı ideolojik-teorik düşüncelerine ilham veren, yön çizen bir bilimsel yöntemin  döl yatağı olmuştur. Kültür devriminin etkisi sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarını sadece sosyal bir devrim hareketinin yaratılması olarak belirginleştirmemiştir. Aynı zamanda geniş kitleleri komünizm, sosyalizm mücadelesi altında esir almış gerici revizyonizme karşıda proleteryanın kızıl bayrağının daha güçlü ve cesaretle dalgalandırılmasına güç ve kudret vermiştir. Kültür devrimi cesaret, cüret ve hamle demektir. Dünyada ki esas ideolojik-politik etkisi ise bunu sağlayan zemini sunmasıdır.

Proletarya Partisi İbrahim Kaypakkaya’nın vurguladığı gibi Büyük Proleter Kültür Devriminin bir ürünüdür. Kaypakkaya Kültür Devriminin cüret ve cesaretiyle aşılanmıştır. Türkiye denen topraklarda 50 yıllık revizyonist, pasifist siyasal akımın karşısına komünist tutumla, tarih ve toplumsal sürecin niteliğini MLM biliminin rehberliğinde çözümleyerek ve siyasi çizgisini şekillendirerek proletaryanın Kızıl Bayrağını çekmiştir. Kemalizm, Kürt meselesi, devrimin yolu, sınıf ittifakları meselesi ve genel siyasi çizgide ezilen halk yığınlarının mahrum bırakıldığı gerçekleri Kaypakkaya açığa çıkarmıştır. Onun bu cüretkar ve komünist hamurla yoğrulmuş tutumu Kültür devriminin doğrudan etkilerinden kaynaklanmaktadır.

Büyük Proleter Kültür Devrimi sadece Türkiye’de değil dünyanın her köşesinde Komünist hareketlerin yeniden şekillenmesine vesile olan, onlara ivme katan bir enerji ve komünist dil olmuştur. Geleceği kuşatmanın, haklı olanın sürekli devrime ihtiyacı olduğunun, proletaryanın revizyonizme karşı ideolojik mücadele de cüret ve hamleci olması gerektiğinin öğretisidir Büyük Proleter Kültür devrimi..

Şimdi yarım yüz yıl sonra dünyada Komünist hareketin gerilediği, komünizm davasının tarihin sahnesinden silindiği, devrimlerin değil reformların kurtuluş reçetesi olarak pazarlandığı bir dönemde Büyük Proleter Kültür Devriminin bıraktığı miras daha fazla önem taşımaktadır. Devrimin olanaklarını ve fırsatlarını aramanın zorunlu ve tarihsel bir sorumluluk olduğunu, koşullar ne olursa olsun bunu sağlayacak iradenin mümkün olduğunu göstermiştir. Şimdi sosyalizme yönelik saldırıları ve onun sorunlarını, büyük anlatıları boğmaya yönelik gerici kampanyaları, ezilenlerin örgütlenmesinin önüne çıkarılan engelleri yıkıp parçalayacak ve tarihin gerçeklerini ve toplumsal sürecin yarattığı ihtiyaçları geniş kitlelere ikna edici şekilde anlatmanın Kültür devriminin Komünistlere bıraktığı devrimci cüret olduğunu kavramak gerekmektedir.

Kültür devrimi komünistler için bir tarihsel dönemde ortaya çıkmış tarihsel bir olayın ötesindedir. Kültür devrimi devrimci bir ruh, diyalektik-tarihsel bir yöntem, sınıf mücadelesinin özünü ve esasını yakalamış bir kuşanmışlıktır. Enternasyonal proletaryanın elinde güncel sorunlara, teorik açmazlara karşı eşsiz bir ideolojik-politik silahtır.