Anasayfa , Avrupa , Avusturya’da Korona Pandemisi Sürecinin İşçi Sınıfına Yansımaları

Avusturya’da Korona Pandemisi Sürecinin İşçi Sınıfına Yansımaları

AVUSTURYA|31.01.2021| Avusturya’da korona virüsünün ilk ortaya çıkışı, kitleye yansıtıldığı gibi 15 Mart 2020 değil, Şubat başlarına dayanmaktadır.

Şubat ayı başında bir hafta içinde, İschgl’dan İnnsbruck Üniversite Hastenesi’ne ambulansla ardı ardına getirilen iki turist hastaya, korona pozitif teşhisi konur. Hastanedeki sorumlu doktor, önlem alınması amacıyla, eyalet sağlık bakanını arar ve durumu bildirir. Ardından Sağlık Bakanı, Tirol Valisi ile görüştükten sonra doktora geri döner ve “Bu olay kamuoyuna duyurulmamalı. Aksi halde bütün eyalet ve turistlik bölgeler ciddi ekonomik zarar görür” diyerk, olayın gizlenmesi gerektiğini bildirir. Mart ayının başında hastalık bütün İschgl’e yayılınca, 10 Mart’ta İschgl, Avusturya’da karantinaya alınan ilk bölge olur. Ama 15 gün gibi kısa bir süre içinde virüsün bütün Avusturya’yı etkisi altına alması engellenemez. Bunun üzerine, 15 Mart’ta ülke genelinde, “önlem” adı altında temel gıda ve hijyen malzemeleri satan dükkânlar dışında, bütün AVM ler, cafe, bar, restorant, imbis, berberler vb. bütün işletmeler bir aylığına kapatılarak, ülke genelinde genel bir kısıtlama uygulanır.

İlk Nasibini Alanlar Otellerde Hizmet Verenler Oldu;

Bu uygulamadan ilk nasibini alanlar, otellerde çalışan sezon işçileri oldu. Otellerin henüz boş olmamasına ve işlerinin olmasına rağmen, otel dışında konaklıyacak yerleri ve hiçbir sosyal güvenceleri olmaksızın, “elektrik ve su masraflarının artmasına neden oluyorlar” bahanesiyle kapı önüne konuldular.

Hükümet, esnaf ve işletmeler için “işçiler işten çıkartılmasın” diye, teşvik programı yardımları açıkladı. Bunların başında kısa süreli çalışma (kurzarbeit) gelmekteydi. İşçinin çalışmadığı %70-80 kadar olan zaman kaybını karşılayacağını bildirdi, bu bahaneyle tekellere para yağdırdılar. Böylece pansuman tedbirlerle, sözde “işsizliğin yükselmesi” önlenmeye çalışıldı. Ancak, hükümetin yardım fonlarının süresi biter bitmez, tekeller yine ilk çözümü, işçileri işten çıkartmakta buldu. Sadece bu süreçte, Avusturya genelinde başta otel, bar ve lokantalar gibi hizmet sektörü olmak üzere, işsizlik yarım milyona kadar çıktı.

Korona pandemisinin yayılmasını ve vakaları bir türlü önleyemeyen hükümet, sürekli berber, lokanta, imbis, cafe vb küçük esnafın işyerlerini, AVM leri kapatma ve sokağa çıkma kısıtlamalarıyla, peş peşe “önlem” açıklamaları yaptı.

Ama diğer taraftan kapitalistleri ayakta tutan, kendi temel taşları olan fabrikalar, sürekli üretti. Silah üreten GLOCK, Panzerlere metal üreten MAN, VOESTALPİNE gibi fabrikalar üretime hiç ara vermeden çalıştılar. Band sisteminde çalışan işçiler, maske dışında hiçbir önlemleri olmaksızın sürekli yanyana çalıştılar.

Pandemi Sürecinde Avusturya’da Toplu İşten Çıkarmalar;

Şu anda yarım milyondan fazla insan, Avusturya İş Bulma Kurumu’nda (AMS) işsiz olarak kayıtlı. Swarovski, MAN ve ATB (Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş.) gibi tekeller, toplu çıkışlar gerçekleştirdiler. Kısa süreli çalışma fonundan da milyonlarca para alan bu tekellerin, bugünlerde korona krizini bahane ederek, fabrikalarını Avusturya’dan, emek gücünün daha ucuz olduğu ülkelere taşınacağı da basına düşen haberler arasında. Böylesi bir durumda bu firmalara mal üreten yan fabrikaların, atölyelerin de kapanacağı veya en azından küçülmeye gidecekleri düşünüldüğünde, önümüzdeki süreçte de toplu çıkışların devam etmesi sürpriz olmayacak. Şüphe yok ki, bu durum sadece bu firmalarda çalışan işçileri değil, işçilerin ailelerini, yakın çevrelerini, dolayısıyla tüm bölgeyi etkilemektedir. İşçiler durumu anlamlandırmaya çalışırken, öfke de giderek büyümekte.

ATB’nin Kaderi, Spielberg’in de Kaderidir;

Örneğin Spielberg, Avusturya’da bir işçi kasabasıdır. Bu kasabadaki yaşayan insanların büyük çoğunluğu ATB fabrikasında çalışmaktaydılar. Ancak ATB’nin kapatılmasıyla 360 işçi işini kaybetti. İşçiler toplu çıkışlara karşı tepkilerini, büyük bir yürüyüş organize ederek gösterdiler. Öfkelerini bu eylemde haykıran işçilerin aileleri, akrabaları, arkadaşları, yerli halk kısacası bütün Spielberg halkı da eylemde yerini aldı. Çünkü hepsi bu sorunun sadece ATB’de çalışan işçilerin sorunu olmadığını, bütün Spielberg’i etkileyeceğini biliyorlardı.

ATB’de çalışanların çoğu 50 yaşın üzerinde olup, bu pandemi krizinde yeni iş bulamayacaklarının korkusunu yaşarken, genç olanlar ise, mevcut belirsizlik içersinde yaşamlarını yeniden planlamaya, organize etmeye çalışmanın tedirginliğini yaşıyorlar.

Spielberg’te Artık Tüm Aileler İşsiz;

Bu durum, Renate Vrabl’ın ailesi örneğinde olduğu gibi bütün aileleri etkiliyor. 56 yaşındaki Vrabl, ATB fabrikasında 30 yıl çalıştı, kardeşi, 23 yaşındaki oğlu Michael ve 27 yaşındaki kızı Simone da yıllardır aynı şirkette çalışıyordular. Annesi ve büyükbabası da bu şirkette çalışmışlardı. Şimdi bütün ATB çalışanları gibi hepsi işsiz… Yani, bir aileden bir kaç kişinin birden çalıştığı bir firma olduğu düşünüldüğünde, firmanın kapatılmasının alanda yarattığı etki daha da iyi anlaşılmaktadır.

Pandemi krizi, ATB çalışanları gibi başka işyerlerini de etkiledi şüphesiz. Tirol’de kristal üreticisi Swarovski, Wattens tesisinde çalışan 1.600 işçiyi, 2021 sonuna kadar işten çıkaracağını açıkladı… Uçak tedarikçisi FACC, geçen yıl 650 çalışanı işten çıkardı… MAN’ın Steyr’deki fabrikasının kapanmak üzere olduğu, 2.300 işçinin işten çıkartılacağı alınan duyumlar arasında…

Yaşanan Kriz, Tek Başına Pandemi İle Açıklanamaz;

Viyana Üniversitesi’nden sosyolog Jörg Flecker, “yaşanan pandemi krizi, son on yılların en ağır ekonomik krizi. Ancak mevcut fabrikaların, tekellerin kapanışları tek başına pandemi krizi ile açıklanamaz. Mevcut ekonomik sistem, sermaye sahiplerinin çıkarlarını ve kârlarını büyütme beklentilerini ön plana çıkaracaktır.” diyor.

Firmalar Ardı Ardına İflas Açıklaması Yapıyorlar;

ATB Steiermark tesisi, 2011’de iflas söylentilerinin ayyuka çıktığı bir süreçte, Çinli Wolong Grubu tarafından satın alınarak “iflastan kurtarıldı”. Doğal olarak tüm çalışanlar da tehlikenin atlatıldığını düşündüler. Nedir ki; yönetim kurulu üyesi Michael Leitner’in yaptığı açıklamaya göre, Wolong Grubu vaad ettiği yatırımları gerçekleştirmediği için Steiermark tesisi her yıl daha fazla zarar eder hale geldi. Bu durumun sorumlusunun Çinli Wolong Grubu olduğunu söylüyor.

Wolong ise bu suçlamaları reddediyor. “Firmanın gidişatını değiştirebilmek için son dört yılda 20 milyondan fazla yatırım yapıldığını, ancak Avusturya’daki yüksek ücret maliyetleri nedeniyle ATB Spielberg’in, uluslararası rekâbet baskısını kaldıramadığını” iddia ediyor.

Diğer taraftan MAN-Steyr yönetim kurulu başkanı Erich Schwarz da, ATB Steiermark tesisinin maruz kaldığı sona benzer bir sonla karşı karşıya olduklarını açıklıyor. “Yukarı Avusturya’daki fabrikada 2.300 iş yerinin tehlikede olduğunu” söylüyor. Çünkü “MAN-Steyr’in bağlı olduğu Alman otomobil üreticisi Wolkswagen AG’nin, otobüs ve kamyon üretimi yaptığı MAN’ın Avrupa’daki tesislerini Polonya ve Türkiye’ye taşıma kararı aldığını, bu nedenle de Avusturya’nın Steyr ve Almanya’nın Münih kentlerindeki fabrikalarını tamamen kapatacağı bilgisini verdiğini, bu durumun Almanya’da yaklaşık 7.000, Avusturya’da ise 2.300 kişinin işsiz kalacağını ” söylüyor. Zaten alınmış olan bu kararı, korona pandemisi krizi hızlandırdı.

Çünkü; Eylül ayında Alman otomobil üreticisi Volkswagen AG’ye ait kamyon üreticisi MAN’ın kârını arttırmak ve yeni teknolojileri finanse etmek için iş gücünün dörtte birini azaltmayı ve potansiyel olarak üç fabrikayı kapatmayı planladığı zaten bildirilmişti. Volkswagen’in kamyon ve otobüs biriminin ayrı yapıya dönüştürülmesiyle kurulan Traton Group tarafından yapılan açıklamada, kemer sıkma programı uygulayan ve kurumsal olarak yeniden yapılanma içinde olan şirkette, geliştirme ve üretim faaliyetlerinin yeniden düzenleneceği belirtilmişti. Şirketin tüm alanlarında başta Almanya ve Avusturya’da olmak üzere 9.500 çalışanın işine son verileceği ifade edilmişti. Açıklamada üretimin yeniden yapılandırılması kapsamında bazı fabrikaların başka bölgelere taşınacağına da işaret edilerek, bu kapsamda Avusturya’nın Steyr kentindeki fabrikaların yanı sıra Almanya’da ki Plauen ve Wittlich’teki fabrikaların da tartışmaya açık olduğu vurgulanmıştı. Yeniden yapılanmanın şirketin bilançosuna 2 milyar euro olumlu katkı yapması bekleniyor. Tüm bu planlar zaten varken, pandemi tekeller için kararlarını bir an önce hayata geçirme noktasında ciddi fırsatlar doğurdu.

Fabrikanın Kapanma Nedeni Olarak, “İş Gücü Maliyetlerinin Yüksekliği” Bahane Ediliyor;

Yönetim Kurulu üyesi Ernst Daberto, “Wattens’teki Swarovski’de de işler, diğer ülkelerdeki düşük personel maliyetlerinin kurbanı oldu” diyor. Sözlerini, “Viyana’dan sadece dört saat uzakta olan Tyrolean şirketinin Sırbistan’da ki kolunda, insanlar ayda sadece 300 euro kazanıyorlar” diye sürdürerek bir mukayese yapıyor. Ayrıca Daberto, “AB’nin işgücü ücretleri düşük olan ülkelerdeki vergilendirmesini de yüksek bulduğunu söylüyor.

Şirket kararına karşı dava açıldı;

Wattens’teki Swarovski ve Spielberg’deki ATB için karar alınmış olsa da, MAN Steyr’in yönetim kurulu, üst yönetime karşı yasal işlem başlatacağını duyurdu. Works Council Schwarz, geçtiğimiz günlerde cesurca bir tavırla, “Kurumsal yönetim tarafından hayal kırıklığına uğrayan işgücü için, tren bile üzerimizden geçse, her halükarda sonuna kadar savaşacağız” açıklamasını yaptı.

ADLER Giyim De İflasını Açıkladı;

Yine Tekstil sektöründe ADLER giyim, iki hafta önce iflasını açıkladı, kapanırsa 3600 işçi işsiz kalacak.

Avusturya’da koronavirüs salgınının patlak vermesinden bu yana, yani 10 ay içinde, bu ülkedeki işsiz sayısı 399.359’dan 534.256’ya yükseldi. (kurslara gidenler bu sayının dışındadır)

Avusturya’da Toplu Sözleşme Süreci.

Avusturyada en güçlü sendikal örgütlülük Metal işçilerindedir ve toplu sözleşmeler Metal işçileriyle başlar.

Mart 2020’den Aralık 2020’ye kadar, Avusturya’da temel gıda olan un, tuz, makarna gibi ürünlere, %4 ila % 10 arası zamlar getirilirken, ev kiralarında ise; %4 artış olmuştur.

Gelen zamlarla hayat pahallanıp insanların alım gücü düşerken, korona pandemisi bahane edilerek, toplu sözleşmelerden eli boş çıkılmıştır. Yine kısa çalışma (Kurzarbeit )sürecinde, işçiler az saat çalıştığı için ortalama % 20 az aylık aldılar.

Emperyalizmin krizlerinin faturalarını biz ödemeyeceğiz;

Emperyalist kapitalist sistemin krizlerinin faturaları sürekli işçi sınıfı ve emekçilere ödettirilmekte. Sınıf sendikasının olmaması, mevcut sendikaların tutarsız duruşu, kriz süreçlerinin, sürekli işçilerin aleyhine işlemesine neden olmakta.

İşçi sınıfı ve emekçiler; önderlik edecek, örgütleyecek, kendi partilerinin olmamasından kaynaklı, sınıf bilinçli, örgütlü güçlere dönüşememekteler.

Sağcı, Irkçı Partiler Güçleniyor;

Korona pandemisi önlemleri nedeniyle yaşanan hak kısıtlamalarına karşı, başta gençler olmak üzere kitlelerde yoğun bir tepki birikmektedir. Bu tepkileri, ilerici devrimci kurumların yetmezliklerinden kaynaklı, sağcı/ ırkçı faşist partiler, kendi bünyelerinde örgütlemekteler. Pandemiden kaynaklı yaşanan kısıtlamalara karşı İnnsbruck’ta 800, Avusturya merkezi Viyana eyleminde 10.00 kişi yürüdü.

Bu eylemler faşist partinin önderliğinde gelişmiş ve yürüyüşlerde “maske taşınmasın” diye çağrı yapılmasına rağmen, polisin herhangi bir müdahalesi olmamıştır. Ama diğer taraftan antifaşist, ilerici, devrimci, demokrat kurumların örgütledikleri etkinliklerde maske, fiziki mesafe bahane edilerek polis vahşice saldırabilmekte. Çünkü ırkçılık ve sağcılık gücünü bizzat egemen sistemden almakta, sisteme karşı tehlike olabilecek duruma gelmediği, kontrol altında tutulabildiği sürece sermaye sahipleri ve devlet ırkçılığı ve sağcılığı beslemektedir.

Bizler başta ATİK aktivistleri ve taraftarları olarak süreci iyi okumalı ve anti faşist, anti kapitalist mücadeleyi yoğun bir şekilde örgütlemeliyiz.

Başta ilerici, devrimci göçmen kurumlar olmak üzere, bütün anti faşist, anti kapitalist ilerici güçlerle ortak mücadeleyi büyütmeliyiz. ATİK olarak bizim de bileşeni olduğumuz Avusturya Demokratik Güçbirliği Platformu içinde yoğun bir şekilde çalışmalı, geleceği anti emperyalist, anti kapitalist bilinçle örmeliyiz.