HILDESHEIM | 20-10-2014 | 18 ekim Cumartesi günü AvrupaTürkiyeli İşçiler Konfederasyonu’nun Ezidi/ Rojava halkı ile dayanışma kampanyası çerçevesinde düzenlenen “Ortadoğu ve Türkiye’de ki son gelişmeler ve olasıklıklara dair analizler” konulu paneller dizisinini ikincisi Hildesheim’da gerçekleştirildi.
„Acılarımız ortaktır“
Panel, ATİK Heyetinin Silopi Ezidi kampına ve Roboski’ye yapmış olduğu ziyareti anlatan kısa film ile başlayıp, heyet adına bir temsilcinin kampanyanın içeriğini, gerekliliğini ve heyetin ziyaretini anlatan bir sunumla başlamıştır. Sunumu yapan heyet temsilcisi kampanyanın devam ettiğini vurgularken, emperyalist saldırganlığın sonuçlarını birebir insanlık dramı ve travmalar yaşattığının altını çizerken bu mücadeleyi/direnişi sahiplenmenın ortaklaştırılmasının önemini vurguladı. Heyet kampanyanın bir ayağı olan maddi kampanyadan elde edinilen önemli bir meblayı bölgeye aktarmıştır. Bu çerçeve içersinde kamplarda kış hazırlığı yapıldığını ve bu konuda Avrupa’da bulunan devrimci, demokrat, yurtsever.. kendisine insanım diyen herkese önemli görevlerin düştüğünü anlatan temsilci aynı zamanda heyetin bayramın ilk günü Roboskiye yapmış olduğu ziyaretti anlatırken, acıların hala çok taze olduğunu ve Roboski anlarının adalet arayışını sürdüğünü ve daha ileri bir aşamaya taşınması gerektiğini anlattı.
„Ezidiler artık kendini savunacak“
Panel Avrupa Ezidiler Federasyonu (AEF) Eşbaşkanı Ali Atalanın Ezidilik dinini, toplumunu ve süreci değerlendirdiği bir sumumla devam etti. AEF olarak bu yaşanan vahşete karşı neler yaptıkların ve neler hedeflediklerini acıkladı. Ezidi halkının tarihinde 72 fermana (katliam) maruz kaldıklarını anlatırken, 2014 Şengal katliamını toplum olarak 73. Katliam olarak değerlendirdiklerini anlatırken, şu ana kadar mazlum ve korumasız olan Ezidilerin bu aşamadan sonra kendini savunacağını belirtti. Aynı zamanda Atala Federasyon olarak Ezidiler için kutsal topraklar olan Şengal’e dönebilmelerini gerçekleştirebilmek için yürüttükleri çabalardan bahsetti.
„Yeni Türkiye değişimi Ortadoğu için sorunlu bir gelişme“
Araştırmacı yazar Haluk Gerger panelde Ortadoğu gündeminde Türkiyenin rolü üzerine durdu. Bu bağlamda Türkiyen’in tarihsel süreç içersinde bölgedeki gelişmesi ve bu gelişmede ve yönlendirici olarak emperyalizmin rolünü vurguladı. Yapılan tahlillerde Yeni ve Eski Türkiye arasındaki farkı ve bu değişim projesini sundu. Eski TC nin başlangıcından hedeflenen İttihat ve Terakki’yle başlayan Türkçülük’ü olgunlaştırarak bir millet inşa etmek ve devlet öncülüğünde sermaye birikimi aracılığıyla bir Türk burjuvazi yaratmaktı. Fakat yeni ve eski çatışmasında önce büyük burjuvazye bakmanın doğru olduğunu vurgulayan Gerger, bu değişim süreci içersinde değişiklik sürecinin açık bir belirtisi olarak etkinin, eski TC’nin örgütü TÜSİAD’dan yeni Yeşil Sermaye yada Anadolu Kaplanları olarak adlandırılan Müslüman İş Adamları Derneği (MÜSAİD)dan yana değişmesinin bu süreç için öneminin altını çizdi. Aynı zamanda Türkiye’nin bu iktidarla beraber çok ağır bir değişim geçirdiğini ve bunun o topraklarda yaşayan halklar için ağır sonuçlar çıkaracağını vurguladı.
„Bizler bu mücadelenin sadece destekleyicisi değil birer parçasıyız“
Akabinde panelist ATİK Genel Sekreteri Süleyman Gürcan Ortadoğu dengeleri ve ATİK olarak oradaki direnişi sahiplenme ve bu mücadelenin nasıl ortaklaştırıldığını ve ezilen mazlum halkarın yaralarnın nasıl sarılabileceğine dair ATİK’in görüş ve planlarını aktardı. Ortadoğunun şuan emperyalist çıkar dalaşının en keskinlestiği bölge olduğunu belirten Gürcan bölgede yaşanan çelişkilerin emperyalislerin Ortadoğuyu yeniden dizayn etmelerinin sonuçları olduğunu vurguladı. ATİK şuan Kobane’de Kürt güçlerinin sergilediği direnişi sahiplenmenin ve ortaklaştırma temelinde etkinlikler ve kampanyalar örgütleyen ATİK önümüzdeki süreçte bu dayanışma ve sahiplenmenin dahada boyutlandırılmasının çalışmalarını yürüttüğünü ve özellikle Ezidi mülteci kamplarına yönelik yapılacak yardımların dahada çeşitli şekillerde devam edeceğini vurguladı.
Panele katılan ve çekim yapan TV10 programcısı Zeynel Gül’e söz tanınıp görüşleri alındı. Gül özellikle yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek bu vahşete karşı ortak mücadelenin öneminin altını çizdi.
Panele katılan kitle soru ve yorumlarla renk katarken dikkat çekici sorulardan birisi ise Ezidi bir ana’nın yönelttiği soru idi. “ Binlerce kadın ve çocuk DAIŞ tarafından kaçırıldı ve şuan akibetleri bilinmemekte, bunların esaretine savaş esirleri statüsümü verilecek yada uluslararası onların bulunması ve durumlarının sorgulanması için herhangi bir şey yapılıyormu”.
Soru/yanıt bölümünden sonra panel sıcak ve dayanışma ruhunun hakim olduğu bir ortamda başarılı bir şekilde sonuçlandırıldı.