ATİK | Birinci Emperyalist savaş içerisinde gerçekleştirilen Ermeni soykırımı, tarih sayfalarına insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kayıt olunmuştur. Osmanlı devleti savaş koşullarında yararlanarak yönetime ortak olan İttihat ve Terakki önderliğinde, Ermeni ulusuna karşı gerçekleştirilen soykırımda bir buçuk milyonda fazla insan katledilmiştir. Yüzyıl öncesinde birçok ulus ve azınlıklara yönelik başlatılan bu soykırım politikaları günümüzde Kürt ulusuna karşı uygulamaya konularak devam ettirilmektedir.
1894 yılında II. Abdülhamit, her türlü dinsel, etnik ve yerel çelişkileri kullanarak, halklar arasında kin ve düşmanlık tohumları ekerek bir kesim Müslüman halkın desteğini de arkasına alarak yüz binlerce Ermeni’yi katletmesiyle soykırım başlatılır. 24 Nisan 1915 de Osmanlı devlet yönetimini eline geçiren İttihat ve Terakkiciler, savaşa girme kararı alır. Ermenilerin Ruslarla işbirliği yaptığını ve bir ayaklanma hazırlığı içinde oldukları bahanesiyle, Ermeni halkı ‘düşman’ ilan edilerek II. Abdülhamit tarafından başlatılan soykırım hunharca uygulamaya konulur.
Önceden tasarlanan bu planlamada, Ermeniler hem tehcir edilerek etnik ve dinsel temizlik yapılmış olacak ve hem de taşınır taşınmaz bütün mal varlıklarına el konularak Türk ve Müslüman zengin bir tabaka yaratmak hedeflenir. Dönemin iç işleri bakanı bu planı uygulamaya koymak için tüm vilayet valilerini gönderilen talimatla Ermenilere seyahat yasağı konulur, tüm ülke çapında Ermeni ileri gelenleri için gözaltı ve tutuklama emirleri verilerek yarım kalan soykırıma start verilir.
Yüzyıllardır üzerinde yaşadıkları coğrafyada varlıklarına tahammül edilemeyen Ermeniler, tehcirle iç içe geçmiş bir soykırıma tabi tutularak imha edilmişlerdir. Amele bölüklerinde toplanan erkek nüfus asılarak, kurşuna dizilerek, uçurumdan atılarak yok edilirken; çoğunluğunu kadınların, çocukların ve yaşlıların oluşturduğu yığınlar kitlesel katliama tabi tutulurlar. Tehcire çıkarılan Ermeniler bazı yerlerde kurşuna dizilerek, yerine göre de uçurumlardan atılarak, aç bırakılarak, bulaşıcı hastalığa yakalanarak, tecavüz edilerek, intihara zorlanarak vb. yol ve yöntemlerle insanlık dışı muameleye maruz bırakılırlar. Çoğu yoksul köylülerden oluşan yüz binlerce Ermeni’nin baba dede yadigarı topraklardan zorla tehcir edilirken, Suriye çöllerine ulaşanlarda açlığa ve susuzluğa mahkum edilerek çöllere kurban edilmişlerdir.
Ermeni halkına yapılanlar bununla kalınmadı. Boşaltılan inanç yerleri, evleri ve işyerleri talan ve tahrip edildi. Köylerin isimleri değiştirilerek, tehcirde geriye kalan çocuk ve kadınlar ise asimilasyon tabi tutularak bir ulusun tüm varlığı ortadan kaldırıldı. Tarihe birçok ulus ve azınlık milliyet ve inançları katlederek adını kanla yazdıran Osmanlı imparatorluğu; Rumları, Helen’leri ve Süryanileri-Asurileri de aynı akıbete maruz bırakmıştır. Farklı din ve inanca sahip olan o dönemde uluslaşma süreci mücadelesi veren bu toplumların varlığına tahammül edilemeyerek soykırıma tabi tutulmuşlardır. Osmanlıda başlayan bu soykırım, İttihat ve Terakki tarafında ayyuka çıkarılmış Kemalist hareket tarafından devam ettirilerek günümüze kadar taşınmıştır.
103 yıl önce gerçekleştirilen bu soykırım, başta Alman emperyalistleri olmak üzere Fransız ve İngiltere’nin de desteği alınarak gerçekleştirilmiştir. Bir asır önce gerçekleştirilen bu soykırım uzun bir dönem üzeri kapatılarak gizli tutularak tarihe geçmesi engellenmek istense de; yapılan tarihi çalışmalar aracılığı ile uluslar arası kamuoyuna mal olmuş durumdadır. Bugün 103. Yılına gelen bu soykırım birçok ülke tarafından tanınmasına rağmen faşist Türk devleti inkar etmeyi devam ettirirken, katliamcı politikalarını daha da katmerleştirmiş durumdadır. Tarihini ulusları ve halkları imha ederek yazan faşist Türk devleti içinde bulunduğumuz süreçte, başta Kürt ulusu olmak üzere, azınlık milliyetlere, Aleviler ile diğer inançlara ve işçi emekçilere yönelik imha ve inkâr politikalarına kendi özüne uygun uygulamalar ile devam etmektedir.
ATİK olarak; tarihsel büyük haksızlığa maruz kalan Ermeniler, Rumlar, Süryaniler ve diğer azınlıkların yaşadıkları bu soykırımı ve tehciri kınıyor, soykırımda hayatını kaybedenleri anıyor, halkların acılarını paylaşıyoruz!