Elem bir hastalığın pençesinde bütün yaşam enerjisini yitiren sevgili yoldaşımız Sinan Yıldız, 18 Ocak 2018 tarihinde, bu dünyadan ve aramızdan göçüp gitti. Ancak bu nihai gidişiyle ailesinin ve kendisinin yaşadığı göç ve göçmenlik serüvenlerine bir yenisini daha eklemiş oldu. Fakat bu sefer, en güzel anılarını bizlere emanet bırakarak gitti. Güneşin çocuklarının yanına, aramızdan sesizce sıyrılarak ve bir yıldız gibi kayarak gitti.
Bu nedenle, ilk başta Yıldız ailesine, halkımıza, candaşlarına ve yoldaşlarına baş sağlığı ve metanet diliyoruz. Biz en yakın yoldaşları olarak, O’nun beklenmedik, ansızın ve sessizce aramızdan ayrılışına henüz alışamadık. Uzun süre de alışamayacağız galiba. Sinan Yıldız’ın ebedi gidişini henüz özümseyememenin çelişkisi içindeyiz yani. Ne var ki, olan ve öleni geri döndermek insanlığın hükmünde olası bir durum değil henüz. Fakat içimizden sıyrılıp gidenleri, hele de, örnek olabilecek insani değerler bırakarak aramızdan gidenleri, unutmak/unutturmak bilindiği gibi; halkımıza, bize ve devrimcilere özgü bir duruş değildir.
Biz onların anılarını yaşamsal ve toplumsal kavgamızda, onların örnek teşkil eden davranış ve tutumlarını kendi pratiklerimizde yaşamaya/yaşatmaya devam ederiz. Sinan Yıldız da, emperyalizme, faşizme ve her türden gericileğe karşı örnek bir duruş sürdürmüş olduğu içindir ki; duyarlı ve tutarlı devrimci mücadelesiyle olumlanarak anılmayı hak etmektedir. O, insanlar arası bütün sosyal ilişkilerde de, hedeflediğimiz gibi, devrimci-demokratik karakteristik şekillenişin bir çok olumlu örneklerini yaratmış/yaşatmış bir kolektif değerimizdir. Yaşadığı Mannheim ve çevresinde Sinan Yıldız tarzında sosyal dayanışmacılık örneğini aşabilen, bu çıtayı onun kadar yüksekte tutabilen insan sayısı çok azdır. O, darda olana yardım elini uzatan, başı dertte olana bütün imkanlarını sunan, hatta bu yardımcılıkta sınırsız olduğu içindir ki, bazen de, eleştirilerin muhatabı dahi olandı. Ama O’nun yüreği insanın özündeki iyiliğe, imece kültürümüzden beslenen dayanışmacılığa, dürüstlüğe, fikriyatta ve zikriyatta uyumluluğa-tutarlılığa ve dahası devrimci fedakarlığa ve paylaşımcılığa kilitlenmişti adeta.
Yoldaşımız, yaren canımız ve dostumuz Sinan Yıldız’ı belki bedenen kaybettik. Evet, o fiziken aramızdan ayrıldı, buna bir şekilde alışmalıyız/alışacağız artık. Ama, unutmayın ve unutturmayın ki; O, bize, Anadolu ve Mezopotamya topraklarındaki kadim dostlukların yaşayan bir abidesi olarak, paha biçilmez değerli anılar ve hatıralar bırakarak, sessizce çekti gitti. Sinan Yıldız’a arkadaş, candaş, yoldaş olanlar çok iyi bilir ki; O, insanlar arası ilişkilerde beklentisiz, çıkarsız, umarsız bir duruş ile, hep değer üreten ve bu değerleri sosyal çevresiyle/toplumla paylaşan oldu. O, bir işçiye haksızlık yapıldığında işçi, bir Kürt’e şövenistlik yapıldığında Kürt, ve hatta Avrupa’da bir Türk’e ayrımcılık yapıldığında ikircilik etmeden bir Türk, emekçi kadına haksızlık yapıldığında kadından yana olabilendi. Veya bir Aleviye, bir Süryaniye, bir Ezidiye, bir Ermeniye, bir göçmene, bir sığınmacı-mülteciye karşı ayrımcılık yapıldığında tereddütsüzce onların kimliğine bürünebilen ve onlarla dayanışabilendi. Nihayetinde dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi; bir devrimciye adaletsizlik yapıldığındaysa medeni cesareti kuşanarak, devrimci tutum alabilendi. Kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin bütün haksızlıklara, hukuksuzluklara, adaletsizliklere, baskılara ve zulme hiç tereddüt etmeden tavır almaktan imtina etmedi.
Daha bir kaç gün evvel Nürnberg’den Alev Aydın yoldaşımızı da aynı hastalıktan kaybettik ve onun da ansızın aramızdan ayrılışına alışamadan Kara Sinan’ımız da bu fani dünyayı terk-i diyar eyledi. O’nu da güneşin çoçuklarının yanına uğurlamak görevi artık bize düştü. Bu geleneksel görevi yerine getirmek bir merasimle sınırlandırlamaz. O’nu devrimci anlamda uğurlamak; her fırsatta, O’nun örnek duruşlarını, davranışlarını gelecekte yad ederek, anarak ve yaşatarak mümkündür. Sinan Yıldız yoldaş anti-emperyalist, anti-faşist, anti-şövenist ve anti-patriarkal mücadelemizde değerler yaratan ve o değerleri lekelemeden yaşatan bir yoldaşımız olarak anılmayı hak etmektedir. O’nun mücadelemizi sahiplenen, ilerleten, değerlendiren katkılarını asla göz ardı etmeyelim. O’nu Özgür Gelecek yaratma mücadelemizde, bıkmadan usanmadan yaşatacağımıza dair ailesi, yoldaşları ve halkımız huzurunda söz veriyoruz. Sinan Yoldaş, örnekleştirdiğin devrimci değerleri, yeniden üreterek yaşatacağız SENİ! Nice güneşe uğurladıklarımız gibi; Seni de unutmayacak / unutturmayacağız!
- Kara Sinan; ışıklar yoldaşın, yıldızlar arkadaşın olsun
- Sinan Yıldız, SEN de, örnek bir Partizan olarak daima anılacak/yaşatılacaksın!
ATİF – Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu