Home , Haberler , Ali Gülmez: Artan Saldırılara Karşı Dayanışma Gerekli

Ali Gülmez: Artan Saldırılara Karşı Dayanışma Gerekli

TÜRKİYE | 10 – 04 – 2011 | Tekirdağ 1 No’lu F Tipinde tutsak olan Ali Gülmez, gönderdiği bir mektupta, 2010 yılında saldırıların ve hak gasplarının arttırıldığını belirtti. Yeni yılın arifesinde 9 kişinin zorla sürgün edildiğini belirten Gülmez, tüm demokratik çevrelere hapishane sorunlarına karşı daha duyarlı olma çağrısında bulundu.

Ali Gülmez’in mektubunun tümü şöyle:

Merhaba,

2010 yılı bulunduğumuz hapishanede aralıksız ve sistemli olarak hak gasplarının, saldırıların arttığı, işkencelerin yaşandığı bir yıl oldu. Bunlara en son olarak da, arkadaşlarımızın iradeleri dışında ve önceden haber verilmeksizin sürgün-sevkler(olmuştur) eklenmiştir.

31 Aralık 2010, Cuma günü, yani tam da yeni yıla girileceği gün, sabah sayımından hemen sonra, 2. Müdürle ve Başgardiyanlar eşliğinde arkadaşlarımızın (önceden belirlenen hücrelere) bulunduğu hücrelere ekipler halinde girilmiş; Murat Aktaş, M. Ali Bozok, Hüseyin Karaoğlan, Hüseyin Edemir, Hasan Özcan, Bektaş Karaman, Turgut Kaya, İsmail Yılmaz ve Ulvi Yalçın arkadaşlarımıza sevklerin çıktığı söylenerek, arkadaşlarımızın hazırlanmasına, arkadaşlarıyla vedalaşmasına dahi olanak tanınmadan, hücrelerinden kaçırılarak, zorla sürgün-sevk edilmişlerdir.

Bu gayri-insani yaklaşım tutsaklara bakış açısını da ortaya koymaktadır. Sürgün-sevkler nereden bakılırsa bakılsın çağdışıdır. Başlı başına bir işkence yöntemidir. İradelerine karşın; aksi yönde görüş belirtmelerine karşın, tutsakların zorla hücrelerinden alınıp, zorla kelepçelenip, zorla yolculuk yaptırılmaları başlı başına işkencedir. Bu zorla yapılan sürgün sadece sürgün edilene değil; birlikte yaşamı paylaştığı tutsak arkadaşları ve aileleri açısından da bir işkencedir. Bu nedenle sürgün-sevkler hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu uygulamadan vazgeçilmesi gerekmektedir.

Son  bir yılda her türlü saldırı artarak, sabah sayımlarında genel aramalarda; baskın aramalarda sudan gerekçelerle saldırılar şiddet boyutuna taşınmış, işkencelere dönüşmüşür. Bu konuda yaptığımız tüm(onlarca) suç duyuruları olumlu bir yanıt bulmamıştır. Buradan da anlaşılmaktadır ki, saldırılara açık bir destek verilmektedir.

Yaşanılan son sürgün-sevklerin esas amacı da Ağırlaştırılmış Müebbetliklerin infaz koşullarının düzeltilmesi yönlü yapılan protesto ve hak alma eyleminin altının boşaltılmasıdır. 6 Eylül’den bu yana gerçekleştirdiğimiz eylemimiz bugün de devam etmektedir. Demokratik bir hak arama; yaşam koşullarının asgari seviyede “iyileştirilmesi” ötesine geçmeyen haklı ve meşru eylemimize, Adalet Bakanlığı, Cezaevleri Genel Müdürlüğü, Hapishane idaresi ortak bir anlayışta sürgün-sevkle karşılık vermiştir.

Daha önce yazdığımız mektuplarda belirttiğimiz gibi; 5275 sayılı yasanın 25.Maddesi Ağırlaştırılmış Müebbetliklerin haklarını en alt sınırını belirlemiş, uygulama ve iyileştirilmesi hapishane idarelerine bırakılmıştır. İyileştirme yapmanın yolları gayet açıktır ve bunca zulme gerek bırakmayacak kadar basittir. Ancak ilgili makamlar bu insani talepleri, değerlendirip, sorunu çözmek yerine, tutsaklara baskı uygulama, zulmetme, sürgün-sevk işkencesiyle yanıt vermektedir. Taleplerimiz son derece insani ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi amaçlıdır. Haklıdır, meşrudur. Bu anlamda da bu hak arama demokratik mücedelemize devam ediyoruz, edeceğiz. Sürgün-sevkler ya da farklı işkence yöntemleri bu kararlılığımızı etkilemeyecektir.

Özel olarak bu konularda, genel olarak da  hapishaneler sorunlarına karşı duyarlılık çağrımızı yineliyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

ALİ GÜLMEZ

Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishane

ATİK ise bir süredir, DEKÖP-A platformu bileşenleri ile birlikte F-Tipi tecrit saldırısına karşı direnen tutsaklar ile dayanışma kampanyası başlattı. Kampanyanın metni ve imza bölümünü buradan bulabilirsiniz.