Anasayfa , Avrupa , Acılar ve Direniş 2015’e Yazıldı, Zafer Türküleri 2016’nın Yazgısı Olsun!

Acılar ve Direniş 2015’e Yazıldı, Zafer Türküleri 2016’nın Yazgısı Olsun!

 

ATİK Logo

ATİK Logo

2015’i geride bırakırken, her dönüm sürecinin yarattığı umut ve heyecan gibi 2016’ya merhaba diyoruz. Ancak 2015’in bıçak gibi kesilip her şeyin sıfırlandığı yeni bir yıla da girmiyoruz. 2015 yerini 2016’ya bırakırken kendinde olan ve gerçekleşen her şeyi süreğenliğe uygun olarak devrediyor.

2015 Türkiye’de ve dünyada ezilenlerin hafızasına zulmün ve gözyaşının, kan deryasında yaşanmış ölümlerin mimlendiği bir tarih olarak kazınacak. Çilekeş dünya halkları bir yandan emperyalist kapitalist sistemin azgın sömürü çarkında, acımasız kar hırsıyla öğütülürken, diğer yandan 2014’den kalan haklarının daha fazla kısıtlandığı bir yılı yaşadı.

Emperyalizmin azgın politik ve askeri saldırganlığı ve onun doğurduğu sonuçlar ise başta Ortadoğu, Afrika ve Ukrayna’da olmak üzere ezilen halklara ölüm ve gözyaşı oldu. Ulusal ve mezhepsel ayrışmaların boğazlaşmaya dönüştüğü, çeşitli biçimlere bürünmüş faşist azgınlığın Ortadoğu’da halkların boğazına çalınmış bıçak, Ukrayna’da anti-komünist ve anti-demokratik hayasızlığa dönüşmüş bir namlu olmasına şahit olduk. Emperyalist gericiliğin bütün temsilcileri ya doğrudan ya da uşakları aracılığıyla ezilenleri bir birine kırdırma yarışına girdi 2015’de. Ortadoğu, Ukrayna, Afrika bugün tam anlamıyla çeşitli gerici kesimler tarafından kan ağlatılıyor.

yeniyil2015 aynı zamanda emperyalizmin bölge politikaları nedeniyle tam bir göç dramı yaşamıştır. Ege ve Akdeniz sularında kitlesel göçmen ölümleri sıradanlaşmıştır. Kan deryasından kaçan halklar serin sularda onar onar, yüzer yüzer can vermiştir. Huzur aradığı Avrupa’da ise aşağılanma ve ırkçı hakaretlerin mağduru olmuştur. 2015 Avrupa’da yabancı düşmanlığının ve göçmen haklarının tırpanlanmasında zirve yapmıştır.

Türkiyeli demokrat ve devrimcilerde bu saldırılardan nasibini almıştır. Kurumumuzu da içine alan Türk-Alman ortaklığıyla gerçekleşen Nisan saldırısı yaşanmıştır. 11 üyemiz ve yöneticimiz tutuklanarak Almanya hapishanelerine atılmıştır. ATİK, Almanya ve Türkiye tarafından baskılanmaya, mücadelesi sindirilmeye çalışılmıştır. Ama en ağır bedeller ödeme pahasına ne demokratlar ne devrimciler ideallerinden ve siyasi çalışmalarından asla geri durmamıştır, durmayacaktır da.

Türkiye`de ise durum farklı değildir. Ülkemiz politik çalkantıların girdabında sarsılmıştır. Bu çalkantı işçi sınıfının, ezilen diğer halk katmanlarının ve Kürt ulusunun daha fazla baskılanması, sindirilmeye çalışılması ve akıllara ziyan faşist uygulamaların yoğunlaşmasını doğurmuştur. Soma’da katledilen 301 işçi yetmemiş bunun acısını yaşayan halk egemenler tarafından sokak ortasında tekmelenmiş, bu işçi kıyımının sorumluluğu egemenler tarafından mahkemeler eliyle aklanma sürecine girmiştir.

Büyük felaketler bununla sınırlı kalmamış. Muhalefet eden herkes polis-asker copuyla, gazıyla, silahıyla susturulmaya çalışılmıştır. Yetmemiştir Suruç’ta, Ankara’da bombalarla katledilmiştir. Tarihin en büyük katliamları 2015’de ezilenlere, demokratlara, devrimcilere reva görülmüştür. Faşist devlet Kürt hareketiyle yürüttüğü barış müzakerelerini yine bu süreçte bozmuş ve askeri saldırıya geçmiştir. Yüzlerce Kürt tam hak eşitliği, özgürce siyaset yapma hakkı talep ettiği için faşist namluların hedefi olmuştur. T.Kürdistanının şehirleri sıkıyönetim eşliğinde kuşatılmış, bombalanmış, yağmalanmış, kültürel ve tarihsel mirasları berhava edilmeye çalışılmıştır. 3 aylık bebekten 80 yaşındaki dedeye kadar her Kürt, faşist diktatörlüğün suç dosyasına yazılacak şekilde hedefi olmuştur.

Ancak 2015 aynı zamanda direnenlerin ve ezilenlerin boyun eğmediği bir tarih olarakta hafızalarda yerini alacaktır. AKP kurmaylığında Türk devletinin tüm sindirme ve baskılamasına karşı demokrat, devrimci kesimler geri durmamış, ölümü ve zindanları kucaklayarak direnişini örgütlemeye çalışmıştır. İstanbul’da sokaklarda, evlerde, Dersim’de dağ başlarında halk çocukları katledilmiştir. Son nefesinde devrimi haykıran halkın evlatları geleceği kazanma kararlılığının sembolü olmuşlardır. Yine Türkiye Kürdistanında faşizmin tankına, topuna, bombasına karşı diş ile tırnak ile, barikat barikat hendek hendek direnen Kürt kadınları ve erkekleri şimdiden direniş tarihinin sayfalarına yazılmıştır.

Çoraklaştırılan, mezhep ve ulusal boğazlaşmanın alanı haline getirilen Ortadoğu’da Rojava adeta ezilenlere taze bir oksijen kaynağı ve umut ,Farklılıklarla bir arada yaşamanın demokratik vahası, Yüzyıllardır ezilen Kürt ulusunun devrimci-demokratik haklarını inşa ettiği ve kazandığı bir sıçrama tahtası olmuştur Rojava. Bunlarda 2015’in hafızasına kazınmıştır.

2015’i bu tabloyu hafızamıza kazıyarak ve tarihe yazılmak kadıyla geride bırakıyoruz. Direnmenin, mücadele etmenin yegane varlık sebebimiz olduğunu kavrayarak geride bırakıyoruz eski yılı. Halkımızın yiğit evlatları toprağa düştü, Avrupa’da ve Türkiye’de zindanlara atıldı, Onların direngenliğiyle ve aydınlık hale getirip büyüttükleri umutla yeni yıla giriyoruz.

Tüm dünya halklarının büyük kazanımlar elde ettiği, direnen ve mücadele edenlerin parlak zaferler kazandığı, haklı olanın haksız olana galebe çaldığı bir yıl olmasını diliyoruz 2016’nın. Ezilenlerin zafer türkülerinin zalimlerin kabusu olduğu, tüm demokratik ilerici devrimci güçlerin bu türküyü en gür sesle söylemeyi başardığı bir yıla girmenin umudu, coşkusu ve heyecanıyla yeni yılınızı kutluyoruz.

ATiK Genel Konseyi

29. 12. 2015

2016 yeni yila merhaba-Aciklama-PDF