Türkiye’de en uzun süre cezaevinde kalan 3 kişiden biri olan ve 4. yargı paketiyle birlikte serbest bırakılan Hasan Gülbahar’ın kısa süreli özgürlüğünün ardından tekrar cezaevine gönderilmesine karşı “Gülbahar’a özgürlük” talebiyle 5 bin imza toplandı. Gülbahar’ın avukatı, müvekkilinin cezaevinden çıktıktan sonra İHD faaliyetlerine katılmasının rahatsızlık yarattığını, bu nedenle yargının Gülbahar’a özel bir hukuk uyguladığını söyledi.
12 Eylül darbesinin ardından TİKKO üyeliği suçlaması ile 1981 yılında tutuklanan Gülbahar, 1991 yılında şartlı salıverilmişti. 1995’te örgüt üyeliği suçlaması ile tekrar tutuklanan ve şartlı salıverilme şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle iki suçla yargılanan Gülbahar, 2017 yılına kadar hüküm giydi. Türkiye’de en uzun süre cezaevinde kalan Tahir Canan, Muzaffer Öztürk ve Hasan Gülbahar 4. Yargı Paketi ile birlikte 2013 yılında serbest bırakılmıştı. Ancak Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği Gülbahar ile ilgili tahliye kararına, 11. Ağır Ceza Mahkemesi itiraz etti. Gülbahar’ın cezasının 5 buçuk yıl daha infaz edilmesine karar verildi. Gülbahar ise bu kararı suç duyurusunda bulunmak için gittiği adliyede öğrendi. Ticaret lisesinde okurken tutuklanan Gülbahar, tamamlayamadığı eğitim hayatı nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığına dava açmak için adliyeye gittiğinde gözaltına alındı. Kısa bir süre özgürlüğü tadan Hasan Gülbahar tekrar tutuklanarak Mersin E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
‘KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ HUKUK VAR’
Hasan Gülbahar’ın avukatı Mürsel Balı Özmen kararla ilgili, “Hukuki statü bakımından Tahir Canan’larla aynı durumda. Burada kişiselleştirilmiş bir hukuk var. 4. yargı paketi ile serbest bırakılan ülkücüler ve solcular var. İki uç örnek. Ama bu durumu Hasan Gülbahar’a uygulamıyorlar. 81’den beri kendisi doğru düzgün dışarıyı görmemiş. Topluma bir mesaj veriliyor. Gülbahar maalesef şanssız doğdu şanssız ölecek” dedi.
Tahliye edildikten sonra işe başlayan ve İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesinde yönetime giren Gülbahar için avukatı Özmen, devrimci hareketin tanınmış isimlerinden olan müvekkilinin cezaevinden çıktıktan sonra İHD faaliyetlerine katılmasının rahatsızlık yarattığını söyledi. Özmen, “Onun yaptığı bir hukuksuzluk değil. Gezi eylemlerine herkes katıldı mesela. Hukuk var kitap var. Bunlar hukuku kişiye göre uyguluyorlar. Dışarıdan gayriresmi belgeler geliyor, bu adam uslanmaz diye. Gözünün üstünde kaş var içeri atalım diye” şeklinde konuştu.
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN DAYANIŞMA
Kısmi Wernicke Korsakoff hastası olan ve kalp rahatsızlığı yaşayan Hasan Gülbahar için Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapan Avukat Özmen, Almanya’dan, Avrupa’dan, Amerika’dan 5 bin imza toplandığını söyledi. Gülbahar’ın tahliyesi için her yolu deneyeceğini belirten avukatı Mürsel Balı Özmen, “Bu haykırışa ses veren 5 bin imza sahibi duyarlı insan, kişiselleştirilmiş hukukun; gerici, yasa dışı yönetimlerin toplumu baskılama, aşağılama yöntemi olduğunu söyleyerek dünyanın her yerinden Hasan Gülbahar’a selam ediyor” dedi.
‘ÖZGÜRLÜĞÜMÜ GERİ İSTİYORUM’
Hasan Gülbahar kaleme aldığı mektubunda şunları dile getirdi: “12 Eylül dönemi mahkumiyetlerinden dolayı 10 yıldan beri içeride olanların tahliyesini sağlamak için çıkarılan yasada Meclisteki tüm partilerin imzası var. Bakanlık yeniden tutuklanmamı isteyen itirazını sadece benim için yapıyor. Kişiselleştirilmiş hukuk olur mu? 12 Eylül darbesiyle 19 yaşımda başlayan mahpusluk hayatımı bir iki yıllık soluklama dışında 60 yaşımda noktalamam isteniyor. Artık yeter! Özgürlüğümü geri istiyorum!”
Damla YELTEKİN
Ankara