Anasayfa , Köşe Yazıları , 25 Kasım yaklaşırken hepsi bizim aklımızda – Mine Dilan Kıran

25 Kasım yaklaşırken hepsi bizim aklımızda – Mine Dilan Kıran

“Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön-Yasaktı yasaydı töreydi dön – İçinde dışında yanında değilim- İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi – Bu nasıl yaşamaydı dön”1

25 Kasım yaklaşırken aklımız, bedenimiz ve belki de ruhumuz bin parçaya bölünmüşken…

Katliamlar, sokağa çıkma yasakları, ölenler, öldürenler ,öldürülenler.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nden önce birkaç ufak hatırlatma yapmak isterim.

Silvan’daki sokağa çıkma yasağından sonra görülen bir duvar yazısı, “Kızlar geldik ininize girdik”…

Bir fotoğraf, kurşunlanmış evinin önünde oturan bir teyze…

Başka bir haber evinin önünde kurşunlanmış bir kadın…

26 Ekim’de oynanan Galatasaray- Fenerbahçe maçında kadın mankene Galatasaray forması giydirilip yakılması…

Gelinine tecavüz eden kayınpederin “takdir indirimi” ile 10 yıl ceza alması ve Yargıtay tarafından cezası kesinleşene kadar serbest bırakılması…

Hemen her gün “rıza var”, “saygın tutum”, “tahrik”, “haksız tahrik” vb. kelimelerle dolu haber başlıkları.

Erkek devletin öldürmeyi hak görmesi, kadın bedeni üzerinden bir halkı aşağılaması, erkek taraftarın ise spor karşılaşmasında yine kadın bedeni üzerinden karşı takımın taraftarını aşağılaması…

Erkek adaletin, yargının her gün bahanelerle kendini aklaması…

Ve sonuç: Bilinen rakamlarla 2015 yılının ilk 10 ayında 236 kadının öldürülmesi, 112 kadının tecavüze uğraması, 157 kadının fuhuşa zorlanması , 319 kadının yaralanması ve 179 kadının taciz edilmesi…

Şimdi gelelim “öleceksek adam gibi öleceğiz, kadın gibi yaşamayacağız” diyenlere…

Kadın gibi yaşamak cesaret ister, her alanda kısıtlanmaya çalışıp yine de inadına her alana girmek için inadına mücadele etmek ister. O nedenle siz zaten kadın gibi yaşayamazsınız. Kadın gibi yaşamak bu dünyada ölmeden, tacize, tecavüze, şiddete, mobbinge uğramadan günü bitirebilme mücadelesi demek…

Mesela siz Çilem, Nevin, Yasemin ya da adını henüz duymadığımız ama erkek şiddetiyle her gün mücadele eden bir kadın gibi yaşayamazsınız.

Mesela Afganistan’da yürüyen 20 bin kadından biri gibi, Brezilya’da sağlık hakkı için, Hindistan’da tecavüze karşı sokağa çıkan kadınlar gibi, IŞİD’e karşı savaşan kadınlar ya da Türkiye’de barış isteyip de katledilen Elif, Ayşe, Berna, Dilan ve diğerleri gibi de yaşayamazsınız…

Çilem Doğan, bir mektubunda bize anlatıyor bir kadın gibi nasıl yaşanacağını: “Bir kadın isterse kendini doğurabilir. Bir kadın isterse dağ başında bile kalsa dimdik durabilir. Mücadele verebilir, sıfırdan başlayabilir. Burada karanlık çöktüğünde yalnız hissetmiyorum kendimi. Siz iyi insanlar iyi ki varsınız. Kadın arkadaşlarım, hiçbir zaman kirpiğiniz yere düşmesin. Alnınız hep dik; dimdik onurlu kalsın. Bir kardeş olarak ellerimi avucunuzda hissediyorum.”

25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü yaklaşırken hepsi bizim aklımızda… Bizler kadın gibi yaşamak nasıl bir şey, hayatımız, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim derken devlete, yargısına, şiddetine nasıl direnilir, “yaşam da bizim sokak da” nasıl denir iyi biliyoruz.

Bu yüzden tüm kızkardeşlerimizle el ele omuz omuza, kahkahalarımızla, direncimizle, bir kişi daha eksilmemek için mücadele ediyoruz …

1 Gülten Akın- Kestim Kara Saçlarımı