Anasayfa , ATİK , 25. Uluslararası Dayanışma Kurultayı (ISA) Delegelerinin Ortak Deklarasyonu

25. Uluslararası Dayanışma Kurultayı (ISA) Delegelerinin Ortak Deklarasyonu

uluslararasidayanismakurultayi2ATİK | 13 – 05 – 2009 | 1929 büyük bunalımından sonra tüm dünya en büyük mali ve ekonomik krizle  karşı karşıya iken;  25. Enternasyonal Dayanışma Kurultayı delegeleri olarak, küresel finans krizinin kapitalist sistemden kaynaklı temel sebeblerini, kendi emek gücümüzden aldığımız ilhamla ve dünya işçi sınıfı temsilcileriyle birlikte deşifre ediyoruz. Tekelci kapitalist tarzda artı degerlerimizin emilmesi, maaşlarımızın gün be gün azaltılması, sosyal haklarımızın gaspedilmesini ve kapitalist kronik aşırı  üretim sitemini sınıf bilinciyle yargılamak ve karşı gelmek için birleşiyoruz. 

Fabrikalarda ve isyerlerindeki sömürüye dayalı üretim süreçlerinin tüm ‘sosyal karakterine’ ragmen, günümüzdeki ileri teknolojinin de destegiyle, hala tekelci burjuvazinin elinde en nefret verici  şekliyle uluslararası toplumsal üretimin sermayenin azami birikimine ve yogunlaşmasına daha çok hizmet ettiğine tanık oluyoruz.

Tekelci kapitalizmin bu çirkinliği ve mantıksızlığı, ölumcül bu sistemin canlilik ve bozulmanın devresel devinimi içindeki yozlaşması, özü itibariyle artı üretimin derinleşen krizi tarafından karakterize edilir. Bu krizin en şok edici yönlerinden birisi ise, dünyaca hızlı bir şekilde artan kitlesel işsizlik ve sefalettir.

1980′ lerde hem enflasyona hem de durgunluga karşı ekonomik politikanın Keynesyencilikten Friedmancı ‘neo-liberalizme’ kayması hayatımıza ve ailelerimize savunmasızlıktan başka hiç birşey getirmemiştir.

Yeniden düzenleme (deregulasyon), özelleştirme (privatizasyon) ve ticaretin/yatırımın serbestleştirilmesi (liberalizayson) şeklinde ortaya çıkan temel neo-liberal ekonomik politikalar, işçilerin mücadele yolu ile elde ettikleri nice hakların gasp edilmesinin, reel ücretlerin/maaşların düşürülmesinin, vergilerin ve tüketici ürünlerin ve servis ücretlerinin yükselmesinin, temel sosyal hizmetlerde devasa boyutlarda bütçe kesintilerinin de nedenidir. Böylece, zengin ve özelikle de fakir ülkelerde milyonlarca işçinin işsiz kalmasına ve köylünün daha çok fakirleşmesine sebeb olunmuştur. En büyük krizlerin sonuncusu ABD kapitalizminin merkezi üssünü vurmadan önce,  eski sovyet bloku ülkelerinde, Türkiye, Latin-Amerika ve Asya’da ciddi ve keskin krizlere yol açmıştı.

Alt-Sahara Afrika bölgesi ise, emperyalizmin neo-liberal döneminde, tüm kaynakların dizginsizce sömürülmesi ve bu alanda haksız savaşlar yürütmesinden kaynaklı olarak kronik bir sosyal kriz geçirdi.

Orta-Doğu büyük petrol kaynaklarına rağmen, sürekli savaş, büyük eşitsizlik ve ciddi boyutta ayrımcılığa maruz kalmıştır. Emperyalizmin temel enerji kaynaklarını kontrol altına alma hırsının mağduru olmuştur bu bölge halkları.  

uluslararasidayanismakurultayi3Neo-liberal politikalar doğrultusunda biçimlenen emek ve üretim  esnekliğine bağlı olarak; kadin işçiler,  part-time çalışanlar, geçici kontratlı veya kiralık  işçiler, kolaylıkla işe alınıp işten çıkarılabilen ve böylece azgınca sömürülen  işçilerin büyük çoğunluğunu oluşturmaktalar.  Kadınlar ve çocuklar kapitalist krizin ağır yükünü taşıyorlar ve yine sefalet içinde yaşayan milyarlarca insan ve ezilmiş olanların büyük çogunlugunu oluşturmaktalar.

Aşırı üretim krizlerinden beslenen iklimsel krizler, dünya ısısının yukselmesini, nehirlerin, toprakların zehirlenmesinini, doğanın kirletilmesini tetiklemiş ve temiz su ve gıdanın topluma ulaştırılması konusunda yaşanan ekolojik krizlerin de itici gücü olmuştur. 

Tekelci kapitalistler ve uşak rejimlerince  küresel ekonomik krize ve durgunluğa karşı alınan sözde önlemler, krizi daha da derinleştirmekle kalmamış, bunun yanısıra krizin faturasının halka kesilmesi politikalarıyla yaşam şartlarımızı da bayağı daraltmıştır.

ABD hükümeti, 700 trilyon dolarlık bir meblağı finans oligarşinin kasasına aktararak, onları krizden kurtarmak için utanmazca  kefalet vermistir. Oysa, dünyanın işçileri ve ezilen halklar süreğen bir şekilde emek ücreti ve  maaş düşüşleri, yaygın sefalet, azalan toplumsal gelir ve daha fazla kısıtlanan devlet sosyal harcamaları ile karşı karşıyadırlar. Kamu fonları, üretimi genişletmek ve iş yaratma gibi çelişik bir hareketle, şimdi dev şirketlere aktarılmaktadır.

Bu kötüleşen duruma parallel olarak, haklarımızın gaspına, işsizliğe, maaşların düsürülmesine, sosyal hakların dağıtılmasına, faşizmin yükselmesine, ırkcılığa, ayrımcılığa ve baskılara karşı dünyanin çeşitli ülkelerinde geniş çaplı işçi grevleri ve protestoları gerceklesmektedir..

Fakat, bu protestolar sürecinde genel olarak devrimci muhalefete yönelik ölümler, kaçırılmalar, kayıplar, tutuklamalar, sendika üyelerine ve aile fertlerine yönelik işkence gibi sonuçlar doğuran baskı ve devlet terörü yaygınlaşmaktadır.

Dahasi, ABD emperyalizmi kukla devletleri ile işbirliği yaparak, ‘teröre karşı savaş’ adı altında militant ve ilerici işçi sınıfı hareketi ve sendika önderdelerini ve bunların  destekleyicilerini hedef almaktadır. Yanısıra, dünya çapında anti-emperyalist ve ulusal/sosyal kurtuluş mücadelesi hareketlerine yönelik karşı-devrimci operasyonlar gerçekleştirilerek burjuva gericilik derinleştirilmektedir.

Boylece, işçi sınıfı, dünya ezilen halkları ve emperyalizm arasındaki çelişkinin keskinleştigine tanık oluyoruz. Bu sebebten dolayıdır ki, emperyalizmi yıkmak ve emperyalist talan, kriz ve savaşın faturalarının halklara ve emekçilere kesilmesini kökten yok etmek ve sömürüsüz bir dünya yaratmak uğruna, işçi sınıfı ezilen dünya halklarına her zamankinden daha çok öncülük etmelidir.

uluslararasidayanismakurultayi4Bizler, Kilusang Mayo Uno tarafından, 2-5 Mayıs arası Tagaytay City-Filipinler’ de düzenlenen Enternasyonal Danayışma Kurultayı Delegeleri olarak, uluslararası emek hareketinin ekonomik-politik  taleplerde bulunması ve sermayenin küreselleşmesi karşıtı protestolar yaparak, emperyalist krize, talana ve savaşa karşı gelinmesi açısından önümüzdeki dönemlerde sınıf bilincinin yüksetilmesi anlamındaki  en önemli tarihsel görevin bilincindeyiz.

Bundandır ki; karar altına aldığımız bildirgelerimizi, özellikle aşağıdaki acil kararları  derhal uygulamaya geçireceğimizin sözünü veriyoruz:

Kuresel krize karşı, özellikle enternasyonal anti-emperyalist bir militan emek cephesinin yaratılması aracılığıyla, politik kampanyaları ilerletme ve koordinesini saglamak. 

  • Agustos 2009 da ekonomik krizin faturasının emekçilere kesilmesine karşı küresel çapta sürdürülen eylemlere katılmak ve 16 Kasım 2009′ da  işçi ve emekçilere yönelik baskıya karşı uluslararası eyleme katılım saglamak.
  • Kasım 2009 Atina’da gercekleşek Birleşmiş Milletler Göç ve Gelişme Küresel Forumu (GFMD) ile eşzamanlı ve ona alternatif yapılacak protesto amaçlı Göçmen ve Mülteciler Enternasyonal Kurultayını (IAMR)  güçlü desteklemek.
  • Özellikle emekçiler, köylüler, göçmen işçiler, gençler, çocuklar, kadın emekçiler ve çevre üzerindeki tahripkar etkisinin yoğunluğundan dolayı, küresel kriz üzerine kapsamlı araştırma, inceleme yapmak ve eğitim çalışmalarını yaygınlaştırmak.
  • Ortak çabalarımızı koordine edebilmek ve iletişim ağımızı ve andaki iletişimi geliştirmek için internet kullanımını azami dereceye çıkarmak.
  • Sendikalara ve sendikacılara yönelik baskılara, emperyalist sömürüye, saldırgan savaşlara, ekolojik krize ve bankaların, büyük tekellerin acık bir şekilde kamu fonlarıyla kuresel kriz ve iflasdan kurtarılmasına karşın dünya çapında protestolarda inisiyatif üstlenmek ve aktif destek sunmak.
  • Başka sendikaların ve politik işçi partilerinin küresel krize karşı savaşma yeteneklerini güçlendirmek için uluslararası iletişimi güçlendirmek. 
  • İşçi sınıfının enternasyonal birlik, dayanışma ve mücadelesini örgütlemek en önemli görevlerimiz arasındadır. Vahşeti doğuran kapitalist sisteme ve şu anda yaşanan küresel krizin toplumsal tahripkar sonuçlarına karşı, işçi sınıfının gerçek alternatifleri hakkında, sosyalizm dahil,  daha güçlü eğitim, örgütlenme ve propaganda çalışmalarının sürdürülmesi için söz veriyoruz.

 

Mücadele etmeye cesaret et, kazanmaya cesaret et! 

Tüm dünya işçileri, birleşin! 

Yaşasın enternasyonal, anti-emperyalist dayanışma!

—————————————————————-

KILUSANG MAYO UNO

(1 Mayıs Sendikası)

Büro Adresi: No. 63 Narra St. Bgy. Claro, Proj. 3 Quezon City, Philippines

Telefax: (632) 421-0768 Phone: (632) 421-1049 / 421-0986

Email: kmu.intl@gmail.com

 

Emperyalist kriz, talan ve savaşa karşı direniş için;

25. anti-emperyalist, enternasyonal işçi sınıfının dayanışma buluşması!

 

ENTERNASYONAL DAYANIŞMA KURULTAYI
29 Nisan – 10 Mayıs 2009, Manila, Filipinler