ATİK Online Birlik Mücadele Zafer!
ATİK | 29 – 07 – 2011 | Norveç ‘in başkenti Oslo da yaşanan bombalı saldırı ve akabinde İşçi Partisi gençlik kampına yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu 97 kişi hayatını kaybetti. Oslo’da hükümet binası önünde patlatılan bombanın akabinde sosyal demokrat partiye bağlı gençlik kampında yaş ortalamaları 14 ile 17 yaş arası değişen 600 gencin bulunduğu kampta toplu bir katliam gerçekleştirilmiştir.
Bu ırkçı saldırıda hayatlarını kaybedenleri saygıyla anarken, ailelerine ve dostlarına baş sağlığı diliyoruz. Saldırı Norveçli bir faşist olan Anders Behring Breivik tarafından gerçekleştirildi. Burjuva medya’da tek kişi olarak öne çıkarılmasına rağmen bu faşist gerçekte iki yıl öncesine kadar Faşist Fremskrittpartiet üyesiydi. Bu faşist örgüt göçmenlere ve Müslümanlara karşı ırkçı saldırı kampanyaları örgütleyen bir yapılanmadır. Saldırı kesinlikle tek kişiye mal edilemeyecek kapsam ve arka plana sahiptir.
Bu hain saldırılar her gün farklı boyutlarda olmakla beraber göçmenler başta olmak üzere tüm anti-faşistlerin yaşadıkları bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Saldırılar tesadüfü gerçekleşen veya bunalımlı kişiliklerin işleri değildir. Olayları bu mecraya taşımak gerçekleri tersyüz etmek olacaktır. Sorunun kaynağı doğru bir şekilde ortaya konulup mücadele yürütülmedikçe bu saldırıların katlanarak devam edeceklerini söylemek abartı olmayacaktır.
Sorunun kaynağı Kapitalist-emperyalist sistem ve burjuva devletlerin yaşadıkları ekonomik krizlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan hoşnutsuzluklara ve tepkilere karşı devlet destekli örgütlenen ırkçı ve faşist politikaların bir sonucudur. Avrupa’nın tüm ülkelerinde ırkçı faşizan yasalar çıkarılmakta göçmenler ve mülteciler hedef tahtasına konulmakta yaşanan sıkıntıların kaynağı olarak teşhir edilmektedir. Yerli halk kışkırtılmakta toplum bölünmeye çalışılmaktadır. Buna paralel ırkçı ve faşist partiler örgütlenme alanları bulmakta göçmenlere ve anti-faşist kurum ve kesimlere yönelmektedirler. Norveç’de yaşanan katliam bunun son halkasıdır.
Tüm ülkelerde göçmenlere karşı gerçekleştirilen anti propagandalar ayyuka çıkmıştır. Almanya’ da Sarrazin ve benzerleri, Avusturya’da Strache FPÖ’sü, İsviçre, Fransa vb. bu durum paralel olarak yürümektedir.
Sosyal ve demokratik hakların gaspı anti-terör yasaları ile toplum tamamen cendereye alınmak istenmekte faşist saldırılarla korkutularak susturulma politikaları güdülmektedir. Amaç işçi ve emekçileri bölme ve parçalama politikalarıdır. Sömürü ve baskı düzenlerinin ömrünü uzatma çabalarıdır. Ancak bu çabalar nafiledir işçi ve emekçiler bu saldırılara gereken cevapları verecek ve bu sömürü talan ve katliam düzenlerini hak ettikleri çöplüğe göndereceklerdir.
Tüm faşist partiler ve örgütler derhal yasaklansın!
Kahrolsun Emperyalizm Faşizm ve Irkçılık!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
