HABER MERKEZİ| 05.07.2024| Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), Avrupa Şampiyonasında ki hareket sonrası tekrar gündeme gelen tartışmalara ve Faşist TC’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berlin’e gelişine ilişkin bir açıklama yayınladı. Açıklama şu şekilde;
„Almanya’da düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonasında, Türkiye takımı oyuncularından Merih Demiral’ın maç sonu kutlamalarında bozkurt işareti yapması ile başlayan tartışma, bu sembol ve ait olduğu ırkçı/faşist örgütün Avrupa ve Türkiye kamuoyunda tekrar gündeme gelmesine vesile oldu. Daha önceki oyunlarda bu tür gösterimler olmamasına rağmen, 2 Temmuz gününde oynana maçta yapılması, Sivas’ta bozkurt işareti yaparak, aydınları, yazarları katledenlerle aynı düşündüğünün bir göstergesidir. Aynı zamanda Sivas katliamını haklı gören ve destekleyen bir girişimdir. Bunun Avusturya ile karşılaşmada yapılması da, bozkurt işaretinin Avusturya’da yasaklanmasına karşı bir tavır sergilendiği bir gerçekliktir.
Türkiyelilerin yakından tanıdığı bu oluşumu, başta AKP-MHP faşist ittifakı olmak üzere, kendisine demokratım diyen bir yelpazede buluşan kişiler aklamaya çalışmaktadır. Bizler bu ırkçı/faşist güruhu, Maraş’ta katledilen Aleviler evlerinin duvarlarına çizilen üç hilalde; Dersim’de gerçekleştirilen katliamlarda, Sivas’ta Madımak’ın dumanlarının içinde, Çorum’da çaresiz annelerin gözlerinde, Gazi’de korkakça arabalardan ateş edenlerin korkularında, Gezi’de Berkin’in çocuk yüreğini susturan ellerde, Suruç’ta insanlığa bile tahammül edemeyen çirkin yüzlerde, 10 Ekim Ankara Gar Katliamında, kadın katliamlarında, üniversitelerde devrimci, yurtsever gençlere saldırılarda, her türlü demokratik hak mücadelesinin karşısında azgınca saldırılarından tanıyoruz!
Faşist TC’nin var olduğu günden itibaren, devletin süreğen bir şekilde sahip çıktığı faşizm, kendi sivil yapılanmalarını da yaratmıştır. Uzun yıllar, mafya ve kontrgerilla üzerinden, MHP’li faşistleri devletin “bekası” için ve komünizmle savaş adı altında yüzlerce devrimci-yurtseverin katledilmesinin aracı olarak kullanan Faşist TC, dün olduğu gibi bugün de bu faşist oluşumları desteklemeye ve beslemeye devam etmektedir. Avrupa’nın birçok ülkesinde oluşturulan Türk faşist ve ırkçı çeteler, devletin yönlendirmesi ile faaliyetlerine devam etmekteler. Avusturya’da ATİK’e bağlı Viyana Türkiyeli İşçiler Derneği’ne yapılan saldırı, Almanya’da Osmanlı Ocakları adı altında Türkiyeli ve Kürdistanlılara yapılan saldırılar, Paris’te Sakine Cansız ile birlikte iki yoldaşının katledilmesinde, Strasbourg’da Özgürlük Nöbetine yapılan saldırılar, Belçika’da Kürt bir ailenin evlerinde diri diri yakılma girişiminde olduğu gibi, bu faşist örgütlenmenin Avrupa’da da kullanışlı bir aparata dönüştürüldüğünün kanıtıdır.
Faşist TC yapılanı sahiplenip arkasında durması, bu provokasyonun çok yönlü olduğunu göstermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 6 Temmuz’da Türk Devletleri Teşkilatı’nın Şuşa’daki toplantısına katılmaktan vazgeçerek, yapılan harekete sahip çıkacağını açıklayarak Berlin’e gelmeye karar vermiş olması bunun ispatıdır. Faşist devletin katliamcı geçmişi ve geleneğine her fırsatta sahip çıkan Erdoğan, bir kez daha halkların bilincinde; zorbalık, asimilasyon, ırkçılık, katliam ve suikast olan bu sembole sahip çıkarak devrimci, demokrat ve yurtsever güçlere gözdağı vermek istemektedir. Bu aynı zamanda Avrupa’daki Türkiyeli ve Kürdistanlılar arasında provokasyonlar yaratarak, yeni bir çatışma ortamı yaratma girişimidir.
ATİK olarak; Merih Demiral tarafından bilinçli olarak 2 Temmuz Sivas katliamın yıldönümünde yapılan bu eylemi şiddetle kınıyoruz. Bunun Avrupa’da Türk devleti tarafından yeniden bir çatışma ortamı yaratılması için yapılan bir girişim olarak görüyor, yerli ve göçmen demokratik güçleri yapılan bu provokasyona karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Irkçılık bir düşünce değil, suçtur!
Faşist parti ve örgütler yasaklansın!
Irkçılığa ve her türden gericiliğe karşı omuz omuza!“