YUNANİSTAN | 16 – 06 – 2011 | Sabahın erken saatlerinde Sindagma meydanına ulaşanlar veya çevre yollardan geçenler, yaşanacak büyük muharebenin kokusunu alabiliyordu. Binlerce polis meclis başta olmak üzere Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı konutlarının da olduğu geniş bir alanda güvenlik almıştı. Meclisin çevresi güvenlik bariyerleri ve binlerce polis tarafından olası “her türlü” girişime karşı “koruma” altına alınmıştı. Buna karşın, binlerce kişi sabahın ilk saatlerinden itibaren başta meclis olmak üzere, meclise ulaşan bütün yollarda toplanarak milletvekillerinin meclise ulaşarak orta vadeli ekonomik programı tartışmalarına engel olmaya çalıştı. Bazı milletvekilleri gün ağarmadan meclise gelerek kurtulurken, geç kalanlar ise kitlenin engellemesi ile karşılaştılar. Sağlık Bakanı ile bazı milletvekillerinin araçları engellenmiş ve taşlı, yumurtalı saldırıya uğramıştı.
15 Haziran genel grev sabahı böyle başlarken, ilerleyen saatlerde de diğer parti ve sendikaların mitinglerine de kitleler akın etmeye devam ediyordu. Sindagma’dan sonraki ilk miting alanı Omonya meydanıydı. Saat 10.00’da KKE (Yunanistan Komünist Partisi) ve ona bağlı sendikal örgütlenmesi PAME, meydanda toplanmaya başladı. Yaklaşık 8 Bin kişinin katıldığı mitingde yeni ekonomik paket, IMF, AB karşıtı pankart ve sloganlar ön plandaydı. Kitlenin toplanması ve yapılan konuşmaların ardından kitle Sindagma meydanına yürüdü. Burada uzun süre bekleyen KKE korteji çatışmaların başlaması ile alanı terk ederek Akropoli’ ye yürüdü.
Günün ikinci randevusu ise saat 11.00’de Pedion Arıos meydanındaydı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu GSEE ve memur sendikaları konfederasyonu ADEDİ’ nin organize ettiği mitinge de binlerce kişi katıldı. Ancak, aralarında YKP (M-L)’ nin de olduğu sol parti ve gruplar, saat 9.00 itibari ile Müze meydanında toplandılar. Bazı sendika şubeleri de sendika konfederasyonları ile yürümektense devrimci örgütlerle yürüyerek sendikal önderliklere tepkilerini ortaya koydular. Kitlelerin toplanması ile buradaki gruplarda Sindagma meydanına yürüdüler. Öğlen 12.00 itibariyle diğer meydanlarda toplanan grupların da Sindagma meydanında toplanması ile eylemlerin de tek merkezi oldu. Genel greve, kamu çalışanları, sağlık çalışanları, liman işçileri, basın emekçileri, KİT çalışanları tam gün iş bırakarak katılırken, toplu taşıma emekçileri ise iş durdurma ile destek verdiler. Greve kamudan katılım yüksek olurken özel sektörde bu oran çok düşük kaldı. Ticaret Odasının 12.00-15.00 arasında mağazaların kapatılması çağrısı da yeterli düzeyde karşılığını bulamadı.
İlk gerginlik bir grubun, meydanda meclis önünde bulunan polis barikatını yıkmaya çalışmasıyla başladı. İlerleyen saatler de anarşist grupların egemen olduğu çatışmalar genişleyerek devam etti. Polis, beş saat boyunca, farklı yönlerden ve ara vermeden kitleye gaz bombası ve biber gazı sıkarak onlarca kişinin olumsuz etkilenmesine sebep oldu. Kızıl Haç ve meydanda bulunan sağlık ekiplerinin açıklamalarına göre 34 kişi gazdan ve müdahaleden dolayı yaralandı. Bunlardan yaralı 4 kişi müdahale için hastaneye kaldırıldı. Eylemlere katılım, basında ifade edildiği gibi 20.000 veya 40.000 değil 100.000’nin üzerindeydi. Bu rakamlar sadece meydanda ve gözle görülen yollarda olanlardır. Bunların dışında on binlerce kişi meydanı çevreleyen yollarda bulunmaktaydı. Polisin gazlı saldırılarına rağmen on binler alanı terk etmediler. Kısa bir süreliğine meydanı ele geçiren polis kitlelerin kararlığı sonucu meydanı yeniden terk etmek zorunda kaldı. Yaklaşık beş saat süren çatışma ve irade savaşı sonucu polis geri çekilerek alanı ve yolları yeniden kitlelere bıraktı. Çatışmalar dolayısıyla 25 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 15 kişi bugün (16 Haziran) tutuklanma talebiyle savcılığa sevk edilecek. 15 Haziran gunu ulkenin farkli sehirlerin de de kitleler sokaklara inerek, hukumeti ve ekonomik programi protesto etti.
Meydanda verilen irade savaşı sadece polise karşı değil aynı zamanda ve daha da önemlisi hükümete karşı da kazanılmıştır. 22 Gün boyunca meydanlarda olan ve kararlılıklarından bir milim dahi geri adım atmayan kitleler, irade savaşının dönüm noktalarından olan 15 Haziran günü, hükümetin kısmi yenilgisini sağladılar.
Eylemlerin devam ettiği sıralarda Cumhurbaşkanı Karolos Papulias ile görüşen Başbakan Papandreou, ana muhalefet partisi ND (Yeni Demokrasi) lideri Samaras ile yaptığı telefon görüşmesinde, ortak hükümet kurmayı önermiş, gerekirse başbakanlığı da bırakacağını ifade etmişti. Uzun süren görüşmelerden bir sonuç çıkmaması üzerine, Başbakan kabine de revizeye gideceğini akşam saatlerinde yaptığı televizyon konuşmasında duyurmuştu. AB’ nin direktifleri ile bu yola başvuran hükümet bundan da bir sonucun çıkmaması ile seçim dışında elinde başka bir kart kalmadı. Güven oylamasına gidecek olan hükümetin “alacağı” güvenin de bundan sonra bir anlamı olmayacaktır. Yaşanan yönetim krizi kangrene dönüşmeye başlamıştır. Kriz halinde bulunan hükümet ve onun başbakanı, en temel burjuva demokrasisini dahi yeri geldiğinde bir tarafa atabilmekte. Uygulamaya konulan pek çok yasa meclise dahi gelmemekte. Başbakanın dün ki girişiminden hükümetinin ve bakanlarının dahi haberi olmamıştır.
15 Haziran eylemlerinin diğer bir önemli noktası ise, solun yeniden meydanda kendisini göstermesidir. Bugüne kadar meydanda, YKP (M-L) ve birkaç örgüt dışında solun emaresine rastlanmazken, bugünle sol kendini göstermiştir. Polisin tüm saldırılarına karşı, alanda kitlelerle direnen, meydanı savunan sol bir nebze olsun onurunu kurtarmıştır. Ancak bunun bundan sonra da devam etmesi gerekiyor. Ve ne yazık ki bundan fazla emin değiliz. Solun varlığı gene YKP (M-L) ve diğer birkaç örgütün omuzlarında olması, genel olarak solun halka karşı işlediği suç olarak tarihe yazılacaktır.
Yaşanan başarı, kitlelerin kararlığını arttırırken, önümüzde ki süreçte yapılacak yeni grev ve eylemlerle hükümete, AB ve IMF politikalarına son darbe de vurulabilir. 15 Haziran, kitlelerin zafere (kısmi de olsa) olan açlıklarını gidermiş ve güven vermiştir. Bu, “bir şey değişmez” diyen ve harekete geçmeyen kitlenin de sokaklara akmasına neden olacaktır. Yunanistan’da yaşanan doğum sancılarının sonucunda ne çıkacak bilmiyoruz ama ne doğarsa dosun bunun halk kitleleri için hayırlı olacağından eminiz. (Yunanistan’dan bir ÖG okuru)