Çanakkale’nin Çan ilçesi Halilağa ve Bayramiç Hacıbekirler köyleri arasına, Cengiz Holding iştiraki Truva Bakır tarafından açılmak istenen altın-bakır madeni için bugüne kadar halkın bütün itirazlarına rağmen bir milyon ağaç kesildi. Bölgedeki kadınlar bu duruma karşı uzun zamandan beri tepki gösteriyorlar. Ağaçların kesildiği yerlerde gece – gündüz, soğuk – sıcak, yağmur – çamur demeden nöbetler tuttular, basın açıklamaları yaptılar, yetkililere seslerini duyurmaya, köylerinde yaşanan bu doğa katliamına neden karşı olduklarını anlatmaya çalıştılar. Gün geldi kadınlar, kepçelerin ve dozerlerin önüne siper oldular, gün geldi çalışan testerelerin önüne atlayarak kesimleri durdurmaya çalıştılar, gün geldi Cengiz Holdingin çalışanlarıyla, hatta askerle karşı karşıya geldiler. Hepsine direnişlerinin amacının köylerindeki doğayı korumaya çalışmaktan başka birşey olmadığını anlatmaya çalışsalar da her defasında şiddete maruz kaldılar, hatta gözaltına alınanlar bile oldu. Tek istedikleri tıpkı Gezi Direnişi’ni başlatan olayda olduğu gibi ağaçların kesilmesini engellemekti. Ancak nafile… Onların seslerini ne Cengiz Holding duymak istiyor, ne de devlet yetkilileri… Çünkü buradan sağlanacak olan rant, şimdiden hem Cengiz Holding’i hem de ondan nemalanacak olan devlet yetkililerinin başını döndürmüş durumda…
Ama kadınlar hala pes etmiyorler, onların doğayı koruma kararlılıkları, direnişi giderek büyütüyor…
Bir kez daha Çan, Bayramiç, Çanakkale başta olmak üzere bölgedeki kadınların ve kadın örgütlerinin de katılımıyla, 23 Aralık günü “Bir kadındık, bin kadın olalım” eylemi düzenlendi. Eyleme, Ayvalık, Bursa, İstanbul ve Burhaniye gibi illerden de kadın örgütleri destek verdi. Eylemde, kesilmesi planlanan ağaçların bulunduğu alanda pankartlarla Cengiz Holding’e tepki gösterildi. Demkratik kitle dernekleri, kadın örgütleri ve ve köylü kadınlar, bir kez daha bölgede yapılmak istenen madenciliğin doğaya vereceği zarara ve yapılan talana dikkat çektiler.
Şu ana kadar en az bir milyon ağacın kesildiğini söyleyen kadınlar, “Kazdağları ekosisteminde Halilağa, Hacıbekirler, Yanıklar, Muratlar, Osmaniye ve Yaylacık köyleri arasındaki bölgede gerçekleşen ağaç katliamını durdurmak için elimizden ne geliyorsa yapacağız!” diyerek sonuna kadar direnişlerini sürdüreceklerini dile getiriyorlar.
Kadın platformunuın yaptığı açıklamada; “Milyonlarca yıldır canlılar ve adına insan denen yaratıklar, içilebilir su kaynakları, ekilebilir topraklar ve ormanlar için büyük mücadeleler verdiler. Bu noktada Anadolu coğrafyası eşşiz yaşam kaynakları nedeniyle milyonlarca yıldır bütün canlıların tercih ettiği bir bölge oldu. Bugün adına Türkiye denen bu bölgede ilk tarım, ilk hayvancılık ve ilk yerleşimler kuruldu. Tarihteki ilk şehir devletleri ve ilk imparatorluklar bu coğrafyada kuruldu. Bütün dünyanın halen de gözünü diktiği ve bizlerin üzerinde yaşadığı bu doğal hazine, bugün tarihinde hiç görülmemiş bir saldırı altında büyük acılar çekiyor. Türkiye bugün dünyadaki en vahşi ekokırımların merkezi haline gelmiş durumda. Başta Kazdağları olmak üzere tüm Türkiye; Karadeniz’den Akdeniz’e, Ege’den Doğu Anadolu’ya, Trakya’dan Amanoslara sömürge madenciliğinin hedefi haline getirildi. Ekonomik krizden çıkış yolu olarak gösterilen bu uygulamalar Anadolu’yu ve Türkiye’yi bitiriyor. Su kaynakları zehirleniyor ve yok ediliyor. Dağlar ve ormanlar acımasızca yok ediliyor. Buna bağlı olarak göller, dereler ve yeraltı su kaynakları birer birer yok oluyor. Bu katliamın sonucu olarak ta büyük doğal afetler sonucu büyük acılar yaşanıyor. Biz doğamızın korunması ve gelecek nesillerin de bu güzel doğa ile iç içe yaşayabilmesi için mücadelemizi sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız!” denildi.
Biz de YENİ KADIN olarak geldiğimiz ülke Türkiye’deki bu doğa katliamına karşı Kaz Dağı direnişini selamlıyor, direnen kadınların yanında olduğumuzu ve seslerini Avrupa coğrafyalarında duyurmak için elimizden geleni yapmakta kararlı olduğumuzu bir kez daha teyit ediyoruz.