Anasayfa , APP , Viyana’da Kadınlar Sokakları Terk Etmiyor

Viyana’da Kadınlar Sokakları Terk Etmiyor

VİYANA|02.07.2021|Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini protesto etmek için, Türkiye ve Avrupa’nın birçok şehirlerinde olduğı gibi Viyana’da da kadınlar, 1 Temmuz Perşembe günü sokakta olmak için günler öncesinden hazırlıklarına başladılar. Ancak planlanan eylemin arife günlerinde kadınların aldıkları haberler, aynı günde iki eylemin gerçekleştirilmesine neden oldu.

24 Haziran 2020’de önce AKD bileşeni kadınların eylemine, sonrasında da Viyana ATİK derneğine yönelik AKP+MHP faşist saldırısı 4 gün sürmüştü. Saldırının yıldönümü vesilesiyle, 26 Haziran Cumartesi günü faşizme ve patriarkaya karşı örgütlenen kitlesel eylemin devam ettiği saatlerde, 13 yaşındaki bir kız çocuğunun cesedinin sokak ortasında bulunduğu haberi geldi. Bu haberi alındığı ertesi günü ise, Türkiye’de eşinden ve ailesinden sistematik bir şekilde şiddet görmüş mülteci bir Kürt kızın Türkiye’ye geri gönderilmek istendiği haberi alınmıştı.

Bir Kişinin Daha Eksilmesine Tahammülümüz Yok; İstanbul Sözleşmesi Eksiksiz Uygulansın!

Kadın katliamlarının artık çocuk yaşlara indirilmesi, sözde demokratik bir Avrupa ülkesinde bir kadının çocuklarından kopartılarak, sistematik şiddete maruz kaldığı yere geri gönderilmek istenmesi, kadınlarda öfke ve isyanı büyütmüştü. Öfke ve isyanlarını örgütlü güce dönüştüren kadınlar, 1 Temmuz Perşembe günü saat 14:30 da “Bir Kişi Daha Eksilmesin”, “İstanbul Sözleşmesi Eksiksiz Uygulansın!” şiarıyla, Karlsplatz’da toplandılar. Açılış konuşmasıyla start verilen mitingte, AKD bileşenleri de pankart, dövüz ve bayraklarıyla alandaydılar.

Yapılan bütün konuşmalarda kadınlar; kadın katliamları ve çocuk istismarı son bulana kadar sokakları boş bırakmayacaklarını belirtti ve İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan AB ülkelerinin, Sözleşme’yi derhal eksiksiz uygulamaya geçirmelerini talep ettiler.

Aynı gün Avusturya başbakanı Sebastian Kurz’un yaptığı TV konuşmasına değinerek, “Sebastian Kurz, bugün yaptığı TV konuşmasında TC Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasını çekmesini eleştirdi. Biz de bay Kurtz’a sesleniyoruz; İstanbul Sözleşmesi Avusturya’da eksiksiz uygulansın! Kurz bir yandan Erdoğan’ı eleştirirken diğer yandan, kendi ülkesinde yaşanan benzer olayların altına imza atıyor. Daha dün, 30 Haziran Çarşamba günü, mülteci bir Kürt kadını, büyük bir suç işlemiş gibi çocuklarının gözü önünde yaka paça evinden alınıp, 2 Temmuz’da Türkiye’ye geri göndermek üzere Viyana’ya getirilerek bekleme kampına atıldı.  Oysa geri gönderilmek istenen kadın, Türkiye’de eski eşi ve ailesi tarafından  sürekli şiddete maruz kalmış birisi. İşte tam da bu noktada Erdoğan’ı eleştiren Kurz’un maskesi düşüyor ve Erdoğan’a yönelik eleştirilerindeki samimiyeti ortaya çıkıyor. Eğer Kurz eleştirilerinde samimi ise, İstanbul Sözleşmesi derhal eksiksiz uygulanarak geri gönderilmek istenen kızkardeşimize oturum verilmeli. Kızkardeşimizin burada kalacağı sözü verilene kadar sokakları terketmeyeceğiz” denildi. Kurz’a yönelik protesto alkışları ve sloganlar eşliğinde, saat 17:45’te eylem sona erdirildi.

İstanbul Sözleşmesi Türkiye’de Geri Gelecek;

Birinci eylemin bitişinde, AKD bileşenleri saat 18.00’de Schwarzenber Platz’da başlayacak ikinci eylemin çağrısını yinelediler. Karlsplatz’daki kitlenin de Schwarzenber Platz’a gelip buradaki kitleyle buluşmasıyla, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını çekmesine yönelik hazırlanan AKD açıklaması okunarak eyleme start verildi. Açıklamada; “Avrupa Kadın Dayanışması olarak; “Türkiye’de kadınların iradesi gasp edilerek alınan bu karar, bizim için de yok hükmündedir” diyoruz ve mücadeleci kızkardeşlerimizin yanında olduğumuzu, Sözleşme geri gelinceye kadar Avrupa sokaklarında onların sesi olacağımızı bir kez daha beyan ediyoruz. Avrupa’da da özellikle de mültecilerin yoğun bir şekilde geri gönderildikleri, pandemi gerçekliğinde kadın katliamlarının ve şiddetin ayyuka çıktığı, işsiz kadın sayısı artarak kadın yoksulluğunun yükseldiği günümüz koşullarında, imzacı bütün AB ülkelerinde de, İstanbul Sözleşmes’nini aktif uygulanmadığını, hatta bazı ülkelerin de imzalarını çekmeyi tartıştıklarını unutmayalım. Örneğin sadece 2021’in ilk 6 ayında Almanya’da 82 Kadın ve biri bebek 18 çocuk katledilmişken 104 kadın, 2 çocuk şans eseri ölümün kıyısından döndü. Fransa’da 42, Avusturya’da 15, İsviçre’de 15 kadın katledildi. Bütün coğrafyalarda kadınlar, kadın oldukları için erkekler tarafından hep benzer gerekçelerle, genellikle en güvenli yer olarak bilinen evlerinde, en yakınları bilinen erkekler tarafından katlediliyorlar. Bu gerçekliğe rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin başta AB ülkeleri olmak üzere, pratikte bütünlüklü uygulanmaması veya Türkiye’de olduğu gibi Sözleşme’den çekilmenin tartışılması, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin devlet politikası olduğunun göstergesidir. Dolayısıyla kadın cinayetleri politiktir. İstanbul Sözleşmesi Türkiye’de Geri Gelecek Ve İmzacı Bütün Ülkelerde De Aktif Uygulanacak! Egemenler isteseler de istemeseler de Toplumsal cinsiyet eşitliği hayat bulacak!..” denildi

Ardından diğer kadın örgütlerinin yaptıkları konuşmalarla devam eden mitingte, kadınların öfke ve isyan dolu sloganları sık sık konuşmacıların sözlerinin kesilmesine neden oluyordu. Son olarak KOMintern ve Yeni Kadın adına okunan açıklamanın ardından çalınan müzikler, atılan sloganlar ve alkışlar eşliğinde saat 19:00’da eylem sona erdi.