Raporda, “Avrupa’da ırkçı ve İslamofobik saldırılar artıyor!” başlığı altında verilen örnekler de Başkan Küçük’ün cümlelerini destekliyor. Raporda son dönemde yaşanan ırkçı ve İslamofobik saldırılar ise şöyle sıralanıyor: “Fransa’da ekim ayı içerisinde kendisine ‘732 Generation Identitaire’ adını veren faşist grup, yapımı devam eden bir camiyi işgal etti. İngiltere’de 4’ü çocuk 5 Pakistanlı yanarak öldü. Müslüman ailenin evindeki yangının kundaklama sonucu çıktığından şüpheleniliyor. Belçika’da, Türk asıllı milletvekili Mahinur Özdemir’in milletvekili seçildiği 2009 yılında başörtülü olduğu gerekçesiyle mecliste yemin etmesine engel olmaya çalışan vekiller oldu. Bazı Fransız havaalanlarında başörtülü kadınların örtüleri güvenlik gerekçesi ile açtırılmaya başlandı.” Ancak Avrupa Birliği güvenlik kriterlerine göre, güvenlik görevlilerinin başı açtırma yetkisi bulunmuyor. Uygulamaya tepki gösteren kadınların saçlarını başka bir yerde açma teklifleri de kabul edilmiyor.
Hak ihlallerinin yalnızca özgürlük alanlarına yapılan müdahalelerden ve savaş alanlarında yaşanan hukuksuzluklardan ibaret olduğu algısını değiştirmek istediklerini belirten Küçük, insan hayatını ilgilendiren bütün konularda bir hesap sorma bilinci oluşturmak için çalıştıklarını ve böyle bir rapor hazırladıklarını kaydetti.
Medya, şiddeti ve nefreti körüklüyor
Medyanın ayrımcılıkla birlikte şiddeti ve nefreti körükleyen söylemlerine devam ettiği belirtilen raporda özellikle ABD ve Avrupa medyasına dikkat çekiliyor. Rapora göre, Avrupa medyası dünya üzerinde sürdürdükleri işgallere sürekli karartma uygularken, ülkeleri işgale uğrayan milyonlarca sivili terörist olarak lanse etmekten çekinmiyor. Geçtiğimiz yıl özellikle Suriye ve Mali’de yaşanan gelişmeler uluslararası medya organları tarafından manipüle edilerek dünya kamuoyuna küresel aktörlerin istediği biçimde yansıtıldı.(A P )