ULM | 24.05.2019 | Çarşamba günü organize edilen etkinliklere, ATİF’in de içinde yer aldığı Enternasyonal Liste-MLPD’den aday olan Erhan Aktürk ve MLPD ULM Temsilcisi Gerhard Schönfeld katıldılar.
Mitingin açılış konuşmasını yapan Schönfeld, Aktürk’ü tanıttıktan sonra, Avrupa Birliğinin Emperyalist bir birlik oluğunu vurgulayarak, haklara dönük sömürü ve saldırı politikaları üzerinde kendi varlıklarını sürdürdüklerini belirtti. “Bu anlamda her alanda emperyalizme karşı ortak mücadele etmeliyiz.“ diyerek sözü Aktürk’e verdi.
Erhan Aktürk yaptığı konuşmasında, emperyalist Avrupa ülkelerinde, gelişen ırkçılığın ürkütücü boyutlara vardığını belirek, güçlenen sağ partilere vurgu yaptı. Ardından zengin Avrupa coğrafyasında, yüksek oranda işsizlik ve konut sorununun olduğu, yoksulluğun giderek derinleştiği, gelir düzeyi düşük olan yoksul kesimlerin, yaşamlarını sürdürebilmeleri için, çöplerde günlük yiyecek toplama alışkanlığı; yaşam biçimine dönüştüğünü anlattı.
Avrupa Birliği emperyalist sermayenin birliğidir!
“Avrupa Birliğinin asla halkların birliği olmadığı, emperyalist sermayenin birliği olduğu için, emekçilere ve ezilen halklara dönük saldırılar sürekli gündemdedir.“ diyerek milletvekilliği seçimlerine katılmanın da politik mücadelenin bir aracı olduğunu vurguladıktan sonra, birlikte mücadele etme çağrısı yaparak konuşmasını sonlandırdı.
Daha sonra dinleyiciler arasından söz alan bazı konuşmacılarda, Avrupa Birliğini teşhir eden kısa konuşmalar yaparak, ortak çalışmanın önemine değindiler. Gerhard Schönfeld ve Erhan Aktürk’ün yaptığı kısa kapanış konuşmalarıyla “Yaşasın Enternasyonal Dayanışma“ sloganları eşliğinde miting bitirildi.
ULM Tohum Kültür Merkezinde Panel;
Mitingden sonra saat 19;30’da, (ATİF)-Tohum Kültür Merkezinde, Barış Çaktı’nın moderatörlüğünde yapılan etkinliğe, Erhan Aktürk ve Gerhard Schönfeld panelist olarak katıldılar. Moderatör Çaktı’nın yaptığı açılış konuşmasından sonra ilk söz Aktürk’e verildi.
Erhan Aktürk yaptığı konuşmasında tecrit ve izolasyon üzerinde durdu. Özellikle aylarca, izolasyon ve tecrit içinde tutulan bir insanın 7,5 metrekaredeki hücresinde yaşamını nasıl örgütlemesi gerektiğini kendi tecrübelerinden yola çıkarak anlattı. Aktürk ardından Almanya-Türkiye ekonomik, politik ve Askeri ilişkileri üzerinde durarak “Türkiye Almanya için karlı bir Pazar olduğu için her daim koruma altına almıştır. Yine Almanya Türkiye’ye önemli oranda silah ihracatı yaptığı ülkelerden biridir.“ dedi. Türkiye’ye satılan bu silahların Kürtlere, devrimcilere ve komünistlere karşı kullanıldığı, katliamların önemli bir bölümünün bu silahlarla yapıldığını belirterek, TC tarafından Afrin’in alman tank ve panzerleriyle işgal edildiğini örneklendirerek anlattı. Yine bir kısım Alman silahı (özellikle, Milan tanksavar güdümlü roketlerin) İŞİD çetelerin elinde olduğu ve medya haberlerin de ortaya çıktığını vurguladı. “Bu silahlar, TC devleti tarafından Almanya’dan satın alınarak, İŞİD çetelerine transfer edildiğini göstermektedir.“ diyerek Almanya’nın şimdiye kadar desteklediği ülkelerin genellikle faşist diktatörlükle yönetilen ülkeler olduğunu vurguladı. “Bu ülkelere silah lisansı vererek, yapılan katliamlara dolayı destek sunmuştur. Örneğin; silah lisansı verdiği ülkeler, Türkiye, Suudi Arabistan, Pakistan, İran ve Filipinler gibi onlarca ülke mevcuttur.“ diyerek konuşmasının devamında, 129 a-b ceza yasasına değindikten sonra ortak çalışmanın önemini de vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
İkinci konuşmacı olan, MLPD temsilcisi Gerhard Schönfeld’de yapılan konuşmaları onaylayarak, enternasyonal alanda birlikte çalışmanın önemi ve Avrupa Parlamento seçimleri üzerine düşüncelerini anlattı. Ayrıca ATİF ile ortak çalışmaların kalıcı hale getirilmesi gerektiğini belirterek konuşmasını sonlandırdı. Ardından katılımcılara kısa söz hakkı verildikten sonra panel coşkulu bir şekilde bitti.