Tutsak devrimciler Müslüm Elma, Sinan Aydın ve Musa Demir’den mektup var.
Kempten zindanında tutulan Müslüm Elma yazdığı mektupta şöyle diyor: “Ne biz ne de yazan arkadaşlar yazdıklarının yerine ulaştığından emin değiller. Tabii ki uygulanan-uygulatılan politikanın bir amacı da bu. Yani her şey düzensiz ve belirsiz. Kural yok, keyfiyet sınırsız. Sinir harbi denilen de bu işte. Hiç şüphesiz ne yapılmak istendiğini anlarsan, çaresiz değilsin o zaman…Her koşulda yaşanılabileceğini biliyorsun. Yaşanamaz ortamı yaşanılabilir hale getirmek için de biraz sakin ve sabırlı olmak gerekir. ..Evet yaşam her daim bize acımasız davrandı. Ama biz de birilerinin çıkarlarına uygun olarak planlanan o kurulu yaşam düzenine çomak soktuk. ‘Böyle gelmiş böyle gider’ köleliği-uysallığı öneren yaşam felsefesine karşı İbrahimce durduk. Eh tüm bunlarında bir bedeli oldu, olacak.
Memlekette olan seçimde ortaya ilginç sonuçlar çıkmış. Bu ara hiç Türk basınını takip etme şansım olmadığı için ayrıntılı bir bilgiye sahip değilim tabii ki. Yalnızca görüşte ziyaretçilerimden asgari bir bilgi aldım…Şu anda okuyacağım kitabım yok. 12 Eylül cuntası döneminde de ilk 3 yılımız kitapsız geçmişti. Bakalım burada kaç ay geçecek. Bir Almanca-Türkçe sözlüğüm var. Onunla meşgul olmaya çalışıyorum.
Tüm arkadaşlara, tüm dostlara en içten duygularla selamlar.”
Kaisheim zindanında tutsak bulunan Sinan Aydın ise mektubunda bir gününün nasıl geçtiğini anlattıktan sonra şöyle demiş: Dışarıda arkadaşların, dostların bizlere destek için organize ettikleri etkinliklerden haberdarım. Hepinize çok çok teşekkürler. Bu bana (bizlere) gerçekten ayrı bir güç veriyor. G7 protestolarını da izledim.
Bu yaşanan tiyatroya, hazırlanan sahneye bakılırsa sizlerle olan bedensel ayrılığımız biraz uzun sürecek gibi görünüyor. Zamansız ve planlanmamış bu ayrılık bizlere ayrı bir direnme ve kavga gücü vermeli. Siz kadın yoldaşların zaten kimseye ihtiyacı yoktu ve bundan sonra da olacağını sanmıyorum.
Kendinize, kavgamıza iyi bakın. Ortak yarattığınız değerlere iyi bakın. Yüzünüzü güneşten, saçlarınızı rüzgardan, yüreğinizi kavgadan sakınmayın. Bizim başımız dik, yumruğumuz sıkılı, yağmur ormanlarının yağmurunda ıslanıp dorukların sıcaklığında kuruyoruz, kuruyacağız. Daha sayılacak günler belli olmadığından gün sayıyoruz diyemiyorum, ama zaman kurşun sıkıp en kısa zamanda yanınızda olacağız. Candan selamlar, sevgiler.
Landshut zindanında tutulan Musa Demir yazdığı kartta durumunun iyi olduğunu söyleyerek “Beni merak etmeyin, hücremde günlerim zor da olsa kitap okuyarak, gazete okuyarak (son hafta posta işçilerinin grevinden dolayı gelmese de) ve yazarak geçiyor. Moralim iyi. Tüm arkadaşlara, dostlara selamlar” diyor.