Home , Avrupa , Turgut Kaya: „Her Yürek Devrimci Bir Hücredir“

Turgut Kaya: „Her Yürek Devrimci Bir Hücredir“

Atina |15.06.2018| Türkiye’ye iadesi son anda engellenen ve Atina’da tutsak bulunan Turgut Kaya’nın açıklamasını olduğu gibi yayınlıyoruz.

Yunan devleti tarafından faşist Erdoğan hükümeti ve TC rejimine iade edilme kararını  protesto etmek ve derhal serbest bırakılmam talepli 31 Mayıs’ta başlattığım açlık grevi eyleminin 15. gününde enternasyonal dayanışmanın, yoldaşlığın, devrimci siper dostluğunun önemli pratiklerine tanık olduk ve olmaya da devam ediyoruz.

Yunan devleti tarafından bana yöneltilmiş olan bu saldırı gerçekte komünist devrimci politik kimliğime yönelik bir saldırıdır. Bu saldırı, 2015 yılında Alman emperyalizminin öncülüğünde, Avrupa çapında, faşist Erdoğan hükümeti ve TC rejimiyle işbirliği içinde gerçekleştirilen, TKP/ML ve ATİK faaliyetçilerine yönelik saldırının doğrudan bir devamıdır. Bu saldırılarda da oldugu gibi AB emperyalizmi faşist Erdoğan hükümeti ve TC rejimiyle işbirliği içinde TKP/ML ve Avrupa çapında faaliyet gösteren devrimci, demokratik, yurtsever kurum ve kuruluşlara saldırmaya, onların faaliyetlerini kriminalize ederek terörize etmeye çalışmaktadır. Özellikle Alman emperyalizmi TKP/ML’yi terörize etmeye çalışmakta, onu terorist bir örgüt olarak yaftalamaya çalışmaktadır.

Bütün bu saldırılar bize neyi gösteriyor? İster  faşist Erdoğan ve TC rejimi olsun, ister AB ülkelerinde ki burjuva demokrasileri olsun; söz konusu komünistler, devrimciler ve yurtseverler olduğunda bütün gerici sınıflar  saldırılarında ortaklaşmaktadır. Bu konuda bir an bile tereddüt etmemektedirler. Nerede olursa olsun hakim gerici sınıfların enternasyonal proletaryaya ve halklarımıza yönelik saldırıları ortaktır. Bu sınıf ortaklığına karşı enternasyonal proletaryanın ve halkların göstermiş olduğu dayanışma, bu anlamıyla son derece anlamlı ve kıymetlidir. Bu süreçte başta Avrupa’da yaşayan Türk-Kürt uluslarından ve çeşitli milliyetlerden halkımız ve onun ilerici devrimci örgütleri olmak üzere, Yunanistan halkının, ilericilerinin, devrimcilerinin örgüt ve kurumlarının göstermiş  oldukları dayanışma ve destek eylemleri; emperyalizmin ve her türden gericiliğin bu türden saldırılarına en anlamlı yanıt  olmuştur, ve olmaya da devam etmektedir. Yine bu süreçte Turkiye’den ESP, SMF ve Devrimci Parti direnişimize destek sunmuşlardır. Bu pratikler devrimci dayanışmanın anlamlı pratikleri olmuştur.

Herşeyden önce şu gerçeği bir kez daha vurgulamakta yarar vardır. Başta Avrupa çapında faaliyet sürdüren ATİK faaliyetçileri olmak üzere, direnişi sürdüren, dayanışma içinde olan ve destek sunan bütün ilerici, devrimci demokrat kurumlar bulundukları bütün alanlarda gerçekleştirmiş oldukları eylemliliklerle; emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı net bir mesaj vermişlerdir. Ve vermeye de devam etmektedirler. Bu süreçte eylemleri sürdüren, katılan ve destek sunan her birey gerçekte dünya gericiliğine karşı „her yüreğin devrimci bir hücre olduğu“nu göstermiş durumdadır. Bu ise hem dünya gericiliği hemde proleterya ve ezilen halklarımız açısından son derece anlamlı ve kıymetli bir mesajdır.

Bu süreçte özellikle ATİK bünyesinde faaliyet sürdüren genç ve kadın (YDG, Yeni Kadın) yoldaşlara özellikle değinmek gerekir. Genç yoldaşların enerjileri ve yaratıcı pratikleri, kadın yoldaşların direngen emekleri ve politik refleksleri eylemimize ivme kazandırmış ve güç katmıştır.

Bu süreç bizlere bir kez daha göstermiş durumdadır ki; emperyalizmin, faşizmin ve her türden gericiliğin saldırılarına karşı en büyük silahımız örgütlülüklerimiz ve dayanışmamızdır. Bütün faaliyet alanlarındaki yoldaşlarımız örgütlü olmanın, örgütlü faaliyet yürütmenin özgürleştirici ve geliştirici pratiğine imza atmış durumdadırlar. Bu pratik nedeniyledir ki direnişimiz önemli bir ivme yakalamış, proletaryanın ve halkın gerçek dostları bu pratik nedeniyle aynı siperlerde buluşmuşlardır. Şimdi önümüzdeki görev bu ivmeyi kazanımla sonuçlandırmaktır. Ancak bundan da onemlisi bütün örgütlü kurumlarımızda faaliyet sürdüren „her bir devrimci hücre“nin kendini bir adım daha ileriye taşıması, daha üst boyutta devrimcileşmesi ve kendini yeniden üretmesidir. Çünkü önümüzdeki süreç bulundugumuz her alanda hakim sınıfların, gericiliğin saldırılarını daha da arttıracağı bir süreçtir. Bunun için kahin olmaya gerek yok. Bütün alametler bunu gösteriyor. Emperyalizm, faşizm ve her türden gericilik sıkıştıkça proletaryaya ve halklara saldırılarını arttıracaktır. Bu saldırılardan ilericilerin, devrimci ve komünistlerin azade olacağı düşünülemez. Nitekim Turkiye’de son yaşanan gelişmeler ortadadır. Avrupa çapında yaşanan saldırılar ve uygulamaya konulan politikalar bilinmektedir. Turkiye’de faşist Erdoğan ve hempaları 24 Haziran seçimlerinde HDP’ne ve ona destek sunan ilerici devrimci kurumlara yönelik saldırıları, HDP’yi baraj altında bırakma çabaları ortadadır.

Bütün bu gelişmeler 24 Haziran seçimlerinde HDP’yi ve onun adayı Selahattin Demirtaş’ı desteklemenin anın doğru devrimci taktiği olduğunu gösterirken, 24 Haziran seçimleri sonrasında sonuç ne olursa olsun artan devrimci görevlerimize de işaret etmektedir. Hangi alanda bulunursak bulunalım, devrimin atak, bilgili ve fedakar kadroları olmak için bir adım öne çıkmak!

Her yürek devrimci bir hücredir ve bu yürekler işçi sınıfı ve halkımız varolduğu müddetçe atmaya devam edecektir. Yeterki hücreleri birleştirelim, daha üst boyutta örgütlenelim ve kendimizi devrimci temelde yeniden üretelim. Devrimcileşmeyen bir yürek ölmeye mahkûmdur. Bunu bilelim. İşçi sınıfına ve halkımıza verdiğimiz sözü tumturaklı sözlerle degil mütevazi adımlarla, onların pratiğinden öğrenerek yerine getirelim.

Turgut Kaya 

14 Haziran 2018