Home , Avrupa , TKP/ML örgütünün üye ve yöneticileri olmak” iddiasıyla yargılanan devrimcilerin mahkemesinin basın ve medya`daki yansımaları….

TKP/ML örgütünün üye ve yöneticileri olmak” iddiasıyla yargılanan devrimcilerin mahkemesinin basın ve medya`daki yansımaları….

figen-yuksekdagATİK ve birçok devrimci- demokratik örgütün „Politik tutsakları ve yargılanan devrimcileri desteklemek için 17 Haziran 2016 tarihinde Münih’teki Uluslararası Dayanışmaya Çağrı“sıyla, Münih Yüksek eyalet mahkemesi önünde toplanan 600 civarında kitle , TKP/ML davasından yargılanan devrimcilere sahip çıktı. „Devrimci mücadele meşrudur, Devrimci Mücadele „terörizm“ olarak adlandırılamaz“, „Devrimci tutsakların yanındayız“ mesajını güçlü şekilde verdiler.

Türkiye’den HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Milletvekilli Feleknes Uca,TİHV Başkanı Prof.Dr Sebnem Korur Fincancı sanatçı Pınar Aydınlar, CHP Milletvekilli Hilmi Yarayıcı, Almanya Sol Parti Milletvekilli Nicole Gohlke yanı sıra avukatlar Özlem Gümüştaş, Ercan Kanar, Kazım Bayraktar, Mahmut  Şakar, Kemal Toraman ve Şule Recepoğlu’nun heyet olarak katıldığı duruşma öncesi avukatlar yaptıkları bir açıklama ile ATİK tutsaklarının insanlık dışı bir uygulamaya maruz kaldığını belirttiler.

Dayanışma mitingine; ATiK, YDG, Yeni Kadın, ATİF, ATiGF, İTİF, HTİF, ATİK Fransa, AvEG-Kon,           NAV DEM, MLPD, DKP,  Die Linke, Haziran Hareketi, PARTİZAN, EÖC, ADHK, SKB, Courage Kadın Örgütü, Young Struggle, SYKP, dışında Alman ve İsvicre`li  Antifaşist örgütlerde katılarak destek sundular.

Mahkemenin başlayacağı salona sıkılı yumruklar ve mücadele sloganlarıyla giren Komünist devrimcilerin dik duruşları mahkeme heyetini şaşırttı. Davayı izlemeye geln kitle mahkeme salonunda tutsakları alkışlayarak “ Devrimci tutsaklar onurumuzdur“ “ Direne direne kazanacağız“ “ İnsanlık onuru işkenceyi Yenecek“ sloganlarını tutsaklarla birlikte  gür bir şekilde haykırdılar.

ATİK sözcüleri, dayanışma gösteren heyete, demokratik kurum  temsilcilerine aydınlara, akademisyenlere, insan hakları savunucularına, avukatlara, milletvekillerine, basın ve medya mensuplarına teşekür ederek,     24 Haziran Cuma günü devam edecek olan duruşmaya yine kitlesel şekilde katılarak, davayı takip edeceklerini ve tutsakları sahipleneceklerini duyurdular.

ATİK aktivisti 10 devrimcinin ilk günkü duruşması Alman,Türk, Kürt,Avusturya, İsviçre basını ve TV lerinde geniş yankı buldu… Med Nuce TV, YOL TV mahkeme salonu önünden canlı yayın yaptı. AHM`ye ulaşan verileri ve basında yer alan haberlerin bir kısmının derlenmiş halini sizlerle paylaşıyoruz. (AHM-ATİK Haber Merkezi )

_______________________________________________________________________

Başları dik, yumrukları sıkılı, bilinçleri önderdi ATİK’li Devrimci tutsakların… 

13413643 880367942074927 5326979557499068695 nAlmanya: Nisan 2015’te Almanya ve TC işbirliğinde başlatılan ve ardından Fransa, İsviçre ve Yunanistan’da da gerçekleştirilen operasyon ile Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) ve Yeni Kadın üyesi 10 devrimci tutuklandı. Tutuklananların duruşmaları ancak 14 ay sonra 17 Haziran’da başlatılabildi.

Avrupa ve Almanya’da son yılların en kapsamlı operasyonu ve davası olarak bilinen ATİK davası 17 Haziran’da başladı.

 

Tutsaklara insanlık onurunu zedeleyen zincir işkencesi ve baskısı

10 ATİK’li devrimci Almanya’da 14 aydır ağır tecrit altında tutuluyordu. 17 Haziran’da başlayan duruşmaya getirilme bicimi bunun en bariz örneği. ATİK’li tutsakların mahkemeye kadar aç bırakıldıkları belirtildi. Ayaklarına zincir vurulmak istenen devrimci tutsakların, bu insanlık dışı uygulamaya ve baskıya karşı direndikleri için darp edildi. Duruşma öncesi avukatlar yaptıkları bir açıklama ile ATİK’li tutsaklarının insanlık dışı bir uygulamaya maruz kaldığını kamuoyuna açıkladı. Tutsakların duruşma salonuna baskı ve işkenceyle taşındıkları belirtiliyor.

 

Devrimci mücadele her yerde Haklı ve Meşrudur

Atik 23Devrimci tutsaklar salona girerken başları dik yüzleri güleç ve sol yumrukları havada atıkları sloganlarla Mahkeme heyetini ve Almanya medyasını şoka uğrattı. Belki de egemenler kendi cephelerinde ilk kez bu kadar dirençli ve bilinçli devrimci bir tarzla karşılaştılar. Salonda bulunan dinleyicilerin alkış ve sloganları eşliğinde mahkeme salonunda yerini alan devrimci tutsaklar katılanlara büyük moral oldular.

Mahkeme yaklaşık olarak saat 10.30 gibi başladı ve 18.00 de bitirildi. Mahkemede iddianame okundu ve Tutsak Avukatları iddianameye yönelik söz haklarını kullandılar.

 

10 ATİK’li Devrimcinin davasına Delegasyonlar katıldı

Türkiye’den HDP Eş başkanı Figen Yüksekdağ, HDP  Diyarbakır Milletvekilli Feleknes Uca, TİHV Başkanı Prof.Dr Sebnem Korur Fincancı, Sanatçı Pınar Aydınlar, CHP Milletvekilli Hilmi Yarayıcı, Almanya Sol Parti Milletvekilli Nicole Gohlke yanı sıra avukatlar Özlem GümüştaşErcan KanarKazım BayraktarMahmut Şakar, Kemal Toraman ve Şule Recepoğlu’nun ve  Yunanistan ATİK`le Dayanışma komitesi  temsilcileri davaya heyet olarak katıldılar.

Türkiye’den gönderilen iddianameyle yargılanıyorlar

Almanya ve Avrupa’da bu kapsamda uzun yıllardan beri bir davanın olmadığı, bu operasyonun ve davanın uluslararası bir dava olduğu bunun başını Almanya ve TC devletlerinin çektiği gerçeğini görmek gerekiyor. Görülen duruşmada tutuklu ATİK’liler hakkında Türkiye’den gönderilen belgelerin altında, bugün Cemaatçi oldukları gerekçesiyle haklarında tutuklama kararları çıkarılan savcı ve polislerin imzaları olduğuna dikkat çekildi. Mahkeme 24 Haziranda devam edecek.

 

Mahkeme önünde miting

Atik 19ATİK’in çağrısıyla birçok parti ve devrimci, demokratik kurum Münih’te mahkeme salonu önünde bir araya geldi. Yaklaşık olarak 600 kişinin katıldığı miting coşkuluydu.  Tutsaklara dönük saldırıları teşhir eden konuşmalar yapan heyet ve temsilciler Almanya’nın 129 a/b anti-terör yasalarına dair önemli vurgular yaptılar. Alman devletinin hukuk ve yasal düzenlemesinde yeri olmayan 129a/ b anti terör yasası teşhir edildi.

“Devrimci iradeyi ve bilinci selamlıyorum”

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, mitingde bir konuşma yaparak Almanya’da yargılanan 10 ATİK yöneticisinin, Türkiye ve Almanya’nın ortak laboratuar davası olduğunu belirtti. “Bu dava Alman devletinin AKP-Saray iktidarıyla kurduğu kirli pazarlığın bir sonucudur” dedi. Yüksekdağ, “Mahkeme salonunda her koşulda direnen canlarımızın yüzlerini gördük. Onları Türkiye cezaevlerinden de biliriz. Zulme ve haksızlığa karşı her koşulda doğru bildiğini savunan ve arkasında duran irade ve cesareti gördük. Bugün yargılanan arkadaşlarımız şahsında bu devrimci iradeyi ve bilinci selamlıyorum” diye konuştu.

Yine CHP Milletvekili Hilmi Yarayıcı, mitingde bir konuşma yaparak 10 Derimci tutsağın davasını sahiplendiğini belirtti. Hilmi Yarayıcı Emperyalistlerin her alanda demokrasi mücadelesi yürütenlere saldırdıklarını ve bugün bunu daha pervasızca yaptıklarını söyledi. 129 a/b nin 1870’lere dayanan bir tarihi olduğunu söyledi. Ortadoğu’da halkaları birbirine düşüren ve İŞİD belasını besleyen büyüten emperyalistlerin kendileri olduğunu vurguladı.

Atik 1HDP Amed Milletvekilli Feleknas Uca’da mitingde Almanca bir konuşma yaparak Almanya’nın 129a/b maddelerinin hukuksal zemininin olmadığı ve Anayasaya aykırı keyfi bir yasa olduğunu, bu yasanın kaldırılması gerektiğini belirti.

TİHV Başkanı Prof.Dr Şebnem Korur Fincancı, İnsan hakları ihlalerinin arttığına ve devrimci demokrasi güçlerine yönelik saldırılara dikkat çekti. Ingilizce ve türkçe olarak bir konuşma gerçekleştirdi. 10 Devrimci  tutsağın bir kısmının Türkiye cezaevlerinde uzun yıllar hapis yatan devrimciler olduğunu ve işkenceler mağruz kaldıklarını belirtti. Alman Yargısını, hak ihlali yapan Türk hükümetinin politikalarına ortak olmamaya çağırdı.

Yunanistan ATİK’le dayanışma komitesi de mücadelenin her alanda sürdürüleceğini bu davanın sokakta kazanılacağını belirti. Yunanistan’da bu davayla ilgili mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.

Nürnberg ATİK dayanışma komitesindeki Alman dayanışmacılar müzik dinletisi yaptı.

Daha sonrasında ise Grup Umuda haykırış sahne alarak devrimci marş ve türküleriyle dinleti yaptı.

Mahkeme salonu önünde Tutsaklar için balonlar havalandırdılar. Mitinge katılan kitle hep birlikte sloganlar atarak “Hepimiz ATİK’liyiz, bizi yıldıramazsınız. Buradayız! mesajlarını verdiler. (AHM / ÖG)

 ____________________________________________

Prozessauftakt von Mehmet Y. und den 9 anderen ATIK-Gefangenen

Am Freitag 17.6. startete in München vor dem Oberlandesgericht der Prozess gegen die 10 inhaftierten ATIK MitgliederInnen. Ihnen wird vorgeworfen, die nur in der Türkei verbotene kommunistische Partei TKP/ML unterstützt zu haben. (Kurzes Video dazu hier)

DSC_0078

Wie politisch dieser Prozess des deutschen Staates gegen die revolutionären, aktiven MigrantInnen ist zeigte sich an diesem Tag mehrmals. Zu Beginn wurde das Gerichtsgebäude weiträumig mit Absperrgitter umzingelt, diese sollten die Teilnehmer*innen der angekündigte Demo auf Distanz halten. Zudem wurde den Gefangenen kein Frühstück abgegeben und sie sollten nach einer Ganzkörperkontrolle mit Fussfesseln zum Gericht transportiert werden. Die Angeklagten RevolutionärInnen stellten sich gegen diese puren Schikanen und verweigerten die Ganzkörperkontrollen und auch das Tragen der Fussfesseln. Dies im Wissen, dass nach über 14 Monaten U-Haft der Prozess ein weiteres Mal verschoben werden kann. Jedoch konnte da bereits ein kleiner Sieg gegen die unmenschliche Behandlung der Deutschen Justiz errungen werden, das Tragen von Fussfesseln und die Ganzkörperkontrollen wurden abgesagt. Auch vor dem Gerichtsgebäude wurde Widerstand sichtbar, rund 500 solidarische Menschen fanden sich direkt vor dem Haubteingang ein und zeigten lautstark ihre Verbundenheit mit den Angeklagten. Die rund 100 Plätze im Gerichtssaal wurden den ganzen Tag über besetzt, so konnten die Angeklagten den Gerichtssaal mit erhobener Faust und unter lauten Parolen der Zuschauer*innen betreten. Auch draussen wurden den ganzen Tag über Reden gehalten und Parolen (welche im Gerichtsaal gut hörbar waren) geschrien. Neben vielen Medienvertreter*innen, reisten zum Prozess auch eine Beobachtungsdelegation türkischer HDP & CHP Parlamentarier*innen, Künstler*innen, Anwält*innen und einer Gerichtsmedizinerin, zudem reisten Gruppen unter Anderem aus Deutschland, der Schweiz, Österreich und Frankreich an die Protestkundgebung.

20160617_082346

Alle Angeklagten machten bereits zu Beginn des Prozesses klar, dass es sich hier um einen politischen Prozess im Auftrag des türkischen Staates handelt. Aktive Menschen, welche sich für die Würde der Menschen und gegen Ausbeutung und Unterdrückung einsetzten sollen auch über die Türkei hinaus verfolgt und mit Repression gestoppt werden. Die 10 angeklagten ATIK Mitglieder wehrten sich dagegen, in dem sie einen politischen Prozess führen. Zum Beispiel gaben sie auf die Frage nach ihrem Beruf die Antwort: “ Internationaler Revolutionär_in!“. Müslüm Elma nutzte die Gelegenheit um an die 17 MKP Mitglieder zu erinnern, welche vor genau 11 Jahren vom Türkischen Staat hingerichtet wurden. Auch Mehmet Yesilcali kam zu Wort und fragte den Richter, was das für eine Gerechtigkeit sei in der ein 3 Jähriger Sohn seinen Vater – seit mehr als einem Jahr – nur durch eine Glasscheibe und für ein paar wenige Minuten sehen darf. Er wies darauf hin, dass der Tag kommen werden, an denen all diese Scheiben splittern werden. Der Kampfgeist der ATIK-Mitglieder war sehr gut spürbar und motivierte durch die Mauern der Klassenjustiz hindurch!

13445826_1549102638719149_8815662515617903940_n

Am ersten Tag wurde von den Anwälten ein Misstrauensvotum gegenüber den Richtern gestellt. Da diese alle Beweisanträge der Verteidigung bis jetzt abgelehnt hatten. Zudem wurde das rassistische Gesicht des Bundesstaatsanwaltes sichtbar: Auf die Frage, ob nicht eine bessere Übersetzung (diese war türkisch-deutsch auf einem jämmerlichen Niveau) organisiert werden könne, antwortete er: „Wir sind hier in Deutschland, hier sprechen wir Deutsch“. Diese Aussage erinnert stark an die Aussage Erdogans, in der Türkei gäbe es nur eine Sprache. Das Gesicht des deutschen Staates als Handlanger der Türkei hätte nicht sichtbarer werden können.

Der Prozess wird voraussichtlich lange dauern, wir werden weitere Aktionen durchführen und über den Verlauf des Prozesses berichten.

Freiheit für alle politischen Gefangenen!

Weg mit §129 a/b! ( Revolutionäre Jugend Gruppe/ Schweiz)

____________________________________________

München: Die Angeklagten im §129-Prozess kommen kämpferisch und optimistisch in den Gerichtssaal

München: Die Angeklagten im §129-Prozess kommen kämpferisch und optimistisch in den Gerichtssaal

Die HDP-Covorsitzende Figen Yüksekdağ bei der Protestkundgebung zum Prozessauftakt heute in München (rf-foto)

17.06.16 – Vor dem Oberlandesgericht in München hat heute früh der Prozess gegen die seit mehr als einem Jahr inhaftierten ATIK-Aktivistinnen und –Aktivisten Müslüm Elma, Erhan Aktürk, Haydar Bern, Musa Demir, Deniz Pektaş, S. Ali Uğur, Sami Solmaz, Mehmet Yeşilçalı, Dr. Sinan Aydın, Dr. D. Banu Büyükavcı begonnen. Eine Augenzeugin berichtet aus dem Gerichtsaal an rf-news: „Ich war total beeindruckt vom Auftreten der Angeklagten vor Gericht. Sie kamen aufrecht und zum Teil regelrecht strahlend herein, mit erhobenem Haupt, kämpferisch und kein bisschen niedergedrückt. Ich hatte vorher gar nicht gewusst, dass sie großteils in Isolationshaft sitzen. Die meisten sahen im Gerichtssaal zum ersten Mal ihre Angehörigen wieder; Banu z.B. hatte ihren Ehemann seit ihrer Verhaftung nicht mehr gesehen. Entsprechend bewegend war das Wiedersehen. Es wurden Parolen gerufen, z.B. ‚Ihr seid unser Stolz‘ und ‚Mit Widerstand werden wir siegen‘. Eine unglaublich optimistische Stimmung war da im Gericht. Toll war auch, dass man die Parolen und Lieder der Protestkundgebung vor dem Gebäude bis in den Gerichtssaal hinein gehört hat.“

Die türkischen und kurdischen Linken waren Mitte April 2015 in einer konzertierten Aktion der Staatsapparate und Geheimdienste in vier europäischen Ländern verhaftet worden. Die deutsche Bundesregierung hatte die Federführung. Lediglich Griechenland weigerte sich, einen dort verhafteten Aktivisten der ATIK (Konföderation der Arbeiter aus der Turkei in Europa) an Deutschland auszuliefern. Allen Verhafteten wird die Mitgliedschaft oder die Unterstützung einer ‚terroristischen Vereinigung im In- bzw. Ausland‘ nach § 129a und b des StGB (Strafgesetzbuch) vorgeworfen. Dabei geht es um die TKP/ML (Kommunistische Partei Türkei Marxistisch/Leninistisch). Sie ist in der Türkei verboten, und etliche der Angeklagten waren schon in der Türkei in Haft. Die TKP/ML steht auf keiner EU-Terrorliste!

Sogar die Süddeutsche Zeitung wundert sich, warum dieser Prozess angestrengt wird, wo doch die Gerichtsbarkeit eigentlich mit Ermittlungen und Verfahren gegen den NSU, Rechtsradikale und IS-Terroristen gut ausgelastet sein könnte. Eine Sprecherin der Staatsanwaltschaft lässt die Katze aus dem Sack: „Es handelt sich um ein Pilotverfahren, in dem das Gericht die Frage klären muss, ob es sich bei der TKP/ML um eine terroristische Vereinigung handelt“. Der Mammutprozess soll den Weg dafür ebnen, noch mehr Linke und Revolutionäre zu kriminalisieren, einzusperren und abzuschieben.

Eine Welle der Solidarität mit den Angeklagten hat sich seit April 2015 entwickelt. Das zeigt sich auch heute bei Prozessbeginn. Hunderte versammelten sich schon um 9 Uhr vor dem Gerichtsgebäude zu einer Kundgebung, im Laufe des Vormittags wuchs die Menge auf mehr als 500 Menschen an. Sie kommen aus Frankfurt am Main, Stuttgart, Nürnberg, aus Wien und zahlreichen weiteren Städten. Die MLPD ist Mitherausgeberin des Solidaritätsaufrufs und beteiligt sich aktiv an den Protesten, u.a. wird ein MLPD-Vertreter auf der Kundgebung nachher in der Münchner Innenstadt sprechen. Aus der Türkei sind Menschenrechtler, Anwälte und fortschrittliche Abgeordnete gekommen. Die HDP-Co-Vorsitzende Figen Yüksekdağ sprach in der Verhandlungspause zu den Kundgebungsteilnehmerinnen und –teilnehmern und prangerte an, dass sich die deutsche Bundesregierung mit diesem Prozess in ganz besonderem Maß zum Handlanger des faschistoiden Erdogan-Regimes macht.

Die Verhandlung vor dem Münchner Oberlandesgericht begann mit stundenlanger Verspätung. Hintergrund war, dass einige der Angeklagten vor ihrer Fahrt nach München aufs Unwürdigste behandelt und diskriminiert worden sind. Die rf-news-Korrespondentin berichtet: „Vier Angeklagten sollten Fußfesseln angelegt werden. Sie beschwerten sich bei Gericht und prangerten an, dass ihnen die Vorbereitung auf den Prozess regelrecht verwehrt wurde. Einer bekam nach seiner Verlegung von Straubing nach Landshut seinen Laptop nicht mehr. Die Unterlagen von Banu sind verschwunden. Die JVA Landshut hat den dort inhaftierten Angeklagten gezwungen, sich für eine Leibesvisitation nackt auszuziehen. Der Richter sagte, dass dies vom Gericht nicht angeordnet worden war. Die Verantwortlichen in der JVA sagten, das sei ihnen egal, sie hätten ihre eigenen Regeln.“

Protest gab es auch gegen die unprofessionelle Übersetzertätigkeit vor Gericht. Die Statements der Anwälte wurden in indirekte Rede übersetzt. Außerdem: Wenn ein Anwalt sagte: „Mein Mandant …“ übersetzte der Dolmetscher „Der Gefangene“. Zwei Anwälte stellten Befangenheitsanträge gegen das Gericht.

Bei Redaktionsschluss waren noch nicht einmal die Personalien der Angeklagten aufgenommen, geschweige denn die Anklageschrift verlesen worden.(Rotefahne)

____________________________________________

Mutmaßliche Extremisten vor GerichtJubel für türkische Linksradikale in München

In Deutschland stehen zehn türkische, mutmaßliche Linksextremisten vor Gericht. Zum Prozessauftakt kommen Hunderte Unterstützer – und machen der deutschen Justiz schwere 

Mit massiven Solidaritätsbekundungen für die Angeklagten hat vor dem Oberlandesgericht München ein Prozess gegen zehn mutmaßliche türkische Linksextremisten begonnen. Die Anklage legt den neun Männern und einer Frau Mitgliedschaft in einer ausländischen terroristischen Vereinigung zur Last. Sie sollen für die Türkische Kommunistische Partei/Marxisten-Leninisten (TKP/ML) Geld beschafft, Veranstaltungen organisiert und Mitglieder geworben haben.

„Freiheit für alle politischen Gefangenen“, skandierten Hunderte linker Aktivisten vor dem Gerichtsgebäude, während im Saal Dutzende Unterstützer die Ankunft der türkisch- und kurdischstämmigen Angeklagten mit Klatschen und lautstarken Sprechchören begrüßten. Einige der Angeklagten reckten die geballte Faust in die Höhe. „Die Würde des Menschen wird die Folter besiegen“, rief der Hauptangeklagte auf Türkisch, die Unterstützer jubelten ihm zu.

Die in den 1970er Jahren gegründete und in mehrere Gruppen zersplitterte TKP/ML kämpft in der Türkei teils mit Gewalt gegen den Staat. Bei Anschlägen etwa gegen türkische Regierungseinrichtungen gab es hohe Sachschäden, aber auch Verletzte und Tote.

HDP: „Politisches Verfahren“

Im Gerichtssaal saßen auch Abgeordnete aus der Türkei, unter ihnen zwei Vertreterinnen der linken prokurdischen Oppositionspartei „Demokratische Partei der Völker“ (HDP), deren Immunität das türkische Parlament vor kurzem aufgehoben hatte. Unterstützer und Verteidiger kritisieren, dass sich die Bundesanwaltschaft bei ihrer Anklage auch auf Ermittlungen aus der Türkei stütze. Die deutsche Justiz mache sich damit zur Handlangerin der Regierung von Staatspräsident Recep Tayyip Erdogan. „Das ist kein rechtsstaatliches, sondern ein politisches Verfahren“, sagt die HDP-Co-Vorsitzende Figen Yüksekdag.

Sieben Angeklagte, die teils einen deutschen Pass haben und die Türkei vor Jahrzehnten verlassen hatten, waren im vergangenen Jahr in Deutschland festgenommen worden; drei weitere in Österreich, Frankreich und der Schweiz. Griechenland lehnte den Rechtsanwälten zufolge die Auslieferung eines weiteren Beschuldigten ab.

Quelle: n-tv.de , mbo/dpa

 __________________________________________

Gereckte Fäuste

Die Angeklagten erschienen mit gereckter Faust, ihr mutmaßlicher Anführer rief „Die Würde des Menschen wird die Folter besiegen“: Zehn türkischstämmige Kommunisten stehen in München vor Gericht.

Von Annette Ramelsberger

 

Mehrere Hundert Menschen haben mit Sprechchören und Transparenten den Auftakt eines Großprozesses gegen zehn türkischstämmige Angeklagte in München begleitet, denen die Mitgliedschaft in einer in der Türkei aktiven Terrorgruppe vorgeworfen wird. Die Bundesanwaltschaft sieht in dem Verfahren vor dem Münchner Oberlandesgericht einen Pilotprozess um zu klären, ob es sich bei der linksextremen TKP/ML wirklich um eine Terrorgruppe handelt. Die Verteidigung dagegen sieht in dem Prozess eine Art Auftragsarbeit, um der Türkei entgegenzukommen.

Die Angeklagten betraten mit gereckter Faust den Gerichtssaal, ihre Anhänger auf der Besuchertribüne skandierten immer wieder: „Wir ehren die revolutionären Gefangenen. Die Unterdrückung kann uns nicht aufhalten.“ Der als Rädelsführer angeklagte Müslüm E. rief auf Türkisch zurück: „Die Würde des Menschen wird die Folter besiegen.“

Die Angeklagten kommen aus Deutschland, der Schweiz, Österreich und Frankreich. Einige von ihnen sind in der Türkei gefoltert worden. Auch die Vorsitzende der Kurdenpartei HDP und mehrere türkische Parlamentsabgeordnete waren zum Prozessauftakt gekommen.

Das Verfahren kam noch vor Verlesung der Anklageschrift ins Stocken. Die Verteidiger von zwei Angeklagten stellten Befangenheitsanträge gegen den Vorsitzenden Richter Manfred Dauster, weil die Angeklagten wegen der lange dauernden Übersetzung der Anklage nur knapp zwei Wochen Zeit gehabt hatten, um sich vorzubereiten: Immerhin ist die Anklage gut 300 Seiten dick.

Die Übersetzung war auch in der Verhandlung ein Problem: Immer wieder monierten Verteidiger und Angeklagte, dass die Übersetzung veraltet und fehlerhaft sei. Hinzu kam, dass einige Angeklagte an Füßen und Händen gefesselt von verschiedenen Haftanstalten in Bayern nach München gebracht worden waren und das als menschenunwürdig beklagten. Der Vorsitzende Richter Manfred Dauster versprach, sich um diese Beschwerde zu kümmern. Die Anklage wirft den zehn Angeklagten vor, Hunderttausende Euro an Spendengeld gesammelt zu haben. Zudem sollen einige von ihnen Kämpfer für die TKP/ML angeworben haben. (Süddeutsche Zeitung)

_______________________________________________________

Prozessauftakt in MünchenTürkische Kommunisten unter Terrorverdacht

Vor dem OLG München hat heute der Prozess gegen neun Mitglieder und eine Führungsperson der türkisch-kommunistischen Partei TKP/ML begonnen. Deren Anwälte werfen der Anklage jedoch zu große Erdogan-Nähe vor.

Von: Ernst Eisenbichler und Daniel Knopp

Angeklagte im Gerichtssaal | Bild: Bayerischer Rundfunk

Der Vorsitzende Richter des Staatsschutzsenates Manfred Dauster eröffnete die Hauptverhandlung mit eineinhalbstündiger Verspätung. Im Gerichtssaal war bis dahin einiges geboten.

So war die Solidaritätskundgebung vor dem Gerichtsgebäude von Anhängern der Angeklagten deutlich zu hören. Die Anhänger im Gerichtssaal jubelten außerdem laut, als die Angeklagten in den Gerichtssaal geführt wurden.

„Türkisch Kommunistische Partei/Marxisten-Leninisten“

Es geht um die Mitgliedschaft in einer ausländischen terroristischen Vereinigung. Die „Türkisch Kommunistische Partei/Marxisten-Leninisten“ hat laut Bundesanwaltschaft in der Türkei zahlreiche Sprengstoffanschläge verübt. Bei den Anschlägen seien mehrere Menschen getötet und verletzt worden.

In Deutschland sammelt laut Bundesanwaltschaft eine Auslandsorganisation der Partei Geld für den Terrorkampf. Angeklagt sind 10 Mitglieder der Organisation, darunter auch Müslüm E, den die Bundesanwaltschaft als Rädelsführer bezeichnet.

Prozess im Hochsicherheitssaal A 101

A 101 ist ein besonderer Sitzungssaal des OLG München an der Nymphenburger Straße. In diesem Hochsicherheitsraum wird seit mehr als drei Jahren sonst nur das NSU-Verfahren verhandelt. Für den Prozess wurden zunächst 21 Verhandlungstage bis Ende Oktober angesetzt. Laut OLG-Sprecherin Andrea Titz findet der Prozess in München statt, weil zwei der Angeklagten ihren Wohnsitz in Nürnberg haben und sich auf diese Stadt auch einer der Tatvorwürfe bezieht. Zuständig ist der Staatsschutzsenat, der am OLG München angesiedelt ist.

Ein Türschild neben dem Gerichtssaal, in dem der NSU-Prozess abgehalten wird, weist den Weg für Zuhörer des Prozesses | Bild: BR

In den vergangenen drei Jahren meist für den NSU-Prozess reserviert: Eingang zum Schwurgerichtssaal des OLG München

Der Fall ist hochgehängt: Die Anklage wurde von der Bundesanwaltschaft erhoben. In der Türkei zählt die TKP/ML zu etwa einem Dutzend illegaler linker Gruppen, die auch mit blutiger Gewalt gegen den Staat kämpfen. „Die Gruppierung hat in der Türkei zahlreiche Schusswaffen-, Sprengstoff- und Brandanschläge begangen, durch die zahlreiche Menschen getötet und verletzt wurden“, teilte die Bundesanwaltschaft zur Anklageerhebung im Januar mit. In Deutschland ist die TKP/ML nicht verboten.

Vorwurf der Anklage: Rekrutierung für bewaffneten Kampf

Der Hauptangeklagte ist ein 56-Jähriger, der die Auslandsorganisation der TKP/ML seit 2004 geführt haben soll. Sie erwirtschaftete laut Bundesanwaltschaft unter seiner Leitung jährlich eine halbe Million Euro. Die anderen Angeklagten sollen ebenfalls zum Führungskader gehört und Geld beschafft sowie Propagandaveranstaltungen organisiert haben. Außerdem hätten sie neue Mitglieder rekrutiert, die zum Teil im Irak für den bewaffneten Kampf ausgebildet worden seien.

Die Angeklagten wurden 2015 in unterschiedlichen Ländern festgenommen. Teilweise haben sie einen deutschen Pass. Ihren Anwälten zufolge lebten sie in Deutschland, Österreich, Frankreich und der Schweiz.

Anwälte: Anklage übernimmt Erdogan-Position

Die Anwälte der Angeklagten sehen die Vorwürfe der Bundesanwaltschaft mit großer Skepsis: Die 250 Ermittlungsakten, die dem OLG vorliegen, hätten größtenteils türkische Behörden bereitgestellt – dieselben Behörden, die auch die Anschläge in der Türkei ausermittelt hätten. „Wir zweifeln stark an, dass diese Ermittlungsergebnisse rechtsstaatlichen Grundsätzen genügen würden“, sagte Anwalt Yunus Ziyal. Die Bundesanwaltschaft mache sich hier die Einschätzung der Regierung von Präsident Recep Tayyip Erdogan zu eigen. (Bayerischer Rundfunk)

_______________________________________________________________________

 

Almanya’da TKP/ML Davası Başladı

Almanya’da biri kadın toplam 10 kişi hakkında, terör örgütü Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML) üyesi oldukları suçlamasıyla açılan davanın görülmesine Münih’te başlandı.
Almanya’da biri kadın toplam 10 kişi hakkında, terör örgütü Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML) üyesi oldukları suçlamasıyla açılan davanın görülmesine Münih’te başlandı.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşmasında yoğun güvenlik önlemleri alındı. Duruşma bir buçuk saat gecikmeli başladı.

Davada sanıklar Müslüm Elma, Erhan Aktürk, Dr. Banu Büyükavcı, Dr. Sinan Aydın, Haydar Bern, S. Ali Uğur, Musa Demir, Sami Solmaz,
Deniz Pektaş ve Mehmet Yeşil?ali yasa dışı yabancı terör örgütüne üye olmak ve örgüte yardım ve yataklık yapmakla suçlanıyor.

Sanıklardan üçünün Fransa, birinin Avusturya ve birinin de İsviçre’de ikamet ettikleri öğrenildi.

Davanın baş sanığı Müslüm Elma’nın TKP/ML’nin 2004 yılından bu yana yurt dışı sorumlusu olduğu ve örgüte 500 bin avro civarında yardım toplattığı iddia ediliyor.

20 duruşmada görülmesi planlananı davanın Kasım ayı başında sona ermesi bekleniyor.
Öte yandan duruşma salonu dışında toplanan bir grup ise yargılananlara destek olmak amacıyla döviz ve pankartlar açtı.(haberler.com)

___________________________________________________________________

TKP/ML üyeliği ile suçlanan 10 kişinin davası Almanya’da görülmeye başlandı

 
TKP/ML üyeliği ile suçlanan 10 kişinin davası Almanya'da görülmeye başlandıTKP/ML üyeliği ile suçlanan 10 kişinin davası Almanya’da görülmeye başlandı

MÜNİH, 17 Haziran (Reuters) – Türk ve Kürt kökenli 10 kişinin militan örgüt Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML) üyeliği ile suçlandığı dava bugün Münih’te başlarken, avukatlar suçlamaların politik amaçlı yapıldığını söylüyor.

Sanıklar 1972 yılında kurulan TKP/ML için propaganda etkinlikleri yapmak, para ve üye toplamak iddiası ile suçlanıyor.

Sanıkların avukatları davanın Almanya Parlamentosu’nun 1915’te Ermenilerin Osmanlı güçleri tarafından öldürülmesini soykırım olarak tanıyan yasanın kabul edilmesi ardından ilişkilerin gerildiği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın amaçlarına hizmet etmek için görüldüğünü, davada sunulan dosyaların çoğunluğunun Türkiye tarafından sağlandığını belirtiyor.

İki sanığın avukatı Peer Stolle, Süddeutsche Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada, „Erdoğan’ın talimatıyla başlatılmış bir işe benziyor“ dedi.

Duruşmaların 28 Ekim’e kadar sürmesi bekleniyor.(Reuters)

_________________________________________________________________

ATİK davasında prangalı işkence

Almanya’nın Münih kentinde tutsak 10 ATİK üye ve yöneticinin yargılandığı dava başladı. Duruşma salonuna ayaklarına vurulmuş prangayla getirilmek istenen tutsaklar direndikleri için darp edildi. ATİK üyelerinin mahkemede Türkçe savunma yapmasına mahkeme heyeti „Burası Almanya Almanca konuşacaksınız“ dedi. 

Almanya, Fransa, İsviçre ve Yunanistan polisinin ortak operasyonuyla tutuklanan 10 Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) üye ve yöneticisi Münih Mahkemesi’nde ilk duruşmaya çıktı.

Almanya merkezli yürütülen soruşturmada hazırlanan iddianamede, Müslüm Elma, Seyit Ali Uğur, Haydar Bern, Erhan Aktürk, Musa Demir, Banu Büyükavcı, Sinan Aydın, Sami Solmaz, Mehmet Yeşilçalı ve Deniz Pektaş, „TKP/ML örgütünün üye ve yöneticileri olmak“ iddiasıyla yargılanıyor.

Ayaklara pranga vuruldu

Avukatlar, müvekkillerinin insanlık dışı uygulamalarla karşılaştığını duyurdu. 10 tutsağın hapishaneden mahkemeye getirilirken ayaklarının zincirlendiğini açıklayan avukatlar, tutsakların işkenceye karşı direndiklerini ve saldırıya uğradıklarını bildirdi. Avukatlar, tutsakların duruşma salonuna karga tulumba taşındığını belirttiler.

Yüksekdağ da izledi

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, HDP Milletvekilli Feleknes Uca, HDP PM Üyesi Pınar Aydınlar, CHP Milletvekilli Hilmi Yarayıcı, Almanya Sol Parti Milletvekilli Nicole Gohlke’nin yanısıra Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatlarından Özlem Gümüştaş ile Avukatlar Ercan Kanar, Kazım Bayraktar, Mahmut Şakar, Kemal Toraman ve Şule Recepoğlu’nun da aralarında bulunduğu 20’yi aşkın avukat salonda yerini aldı. Davayı çok sayıda gazeteci, insan hakları aktivistleri ve demokratik kitle örgütü temsilcileri takip etti.

Sloganlarla girdiler

Duruşma salonuna ilk olarak ATİK’li tutsak Seyit Ali Uğur yumruğu havada, sloganlar atarak girdi. Müslüm Elma ise, “insanlik onuru işkenceyi yenecek” sloganıyla içeri girdi. Bir saati aşkın bir gecikmeyle başlayan duruşmada, Türkçe tercüman sorunu yaşandı. Tutsakların mikrofonlarının açık olması talebi reddedildi.

İşkenceye maruz kaldılar 

Tutsaklardan Mehmet Yeşilçalı, hapishaneden duruşmaya sevk edilirken insanlık dışı uygulamalara maruz kaldıklarını söyledi. Yeşilçalı şöyle konuştu: „Polisler tarafından kabul etmeme rağmen itiraz etmeme rağmen ayaklarımdan zincirlenerek sevk edildim. Bir insanın ayağından zincirlenmesi köleci toplumdan kalma insan onuru aşağılayan çağdışı bir yöntem. Şayet mahkemenizin veya polisin gerekçesi güvenlik ise bir insan onuru aşağılanmadan da güvenlik önlemleri alınabilir. Dolayısıyla bu çağdışı uygulamayı şiddet protesto ediyorum.“

Ayakları ve kolları zincirlendi

Sami Solmaz’ın avukatı ise müvekkilinin maruz kaldığı durumu şöyle özetledi: „Bugün sabah saat 06:20’de müvekkilim uyandırıldı. Saat sabah 07.00’den itibaren başka bir hücreye götürülüp  ayaklarından zincirlendi. Aynı zamanda kolları karnında zincirlendi. Şimdiye kadar ne kahvaltı ve yemek verildi. Türkiyede işkenceye maruz kalmış bir sanık bu kişi. Bundan kaynaklı mahkemeyi böylesi uygulamayı engellemesini talep ediyoruz.“

Talimatla gerçekleştirildi

Erhan Aktürk’ün avukatı ise şöyle konuştu: “Cezaevinde çıplak soyunmak zorundaydı. Kemerle elleri bağlanıp buraya sevk edildi. Bütün bedeni arama uygulaması mektupta yazıyormuş. Böylesi bir uygulamanın cezaevine geri dönüşte yine uygulanacağını düşünüyoruz. Bu insanlık onuruna aykırı olan bir muameledir.“

Mahkeme heyeti ise, bu uygulamalardan haberdar olmadığını savunurken, polisin bir daha bu tür uygulamalar olmayacağı yönünde taahhütte bulunduğunu söyledi.

Avukat Fresenius ise, “Cezaevinden size yazılan mektupta, uygulama hakkında bilgilendirme yapılmış” dedi.

Diğer avukatlar da müvekkillerinin benzer uygulamalara maruz kaldıklarını anlattı.

Yüksekdağ: Alman-Saray pazarlığıATİK’in çağrısıyla Münih Adliyesi önünde miting düzenlendi. „ATİK tutsakları serbest bırakılsın“ pankartının açıldığı mitingde „Siyasi tutsaklara özgürlük“, „Yaşasın Enternasyonal Dayanışma“ ve „129a/b yasası kaldırılsın“ sloganları atıldı.

Almanya’da 129 a/b yasasıyla NAV-DEM’den sonra bugün ATİK’lilerin tutuklanmasının Alman devletinin iki yüzlülüğünü gösterdiğini söyleyen AGİF Eşbaşkanı Zeynep Demir, „Demokratik mücadelemiz yargılanamaz. ATİK’li yoldaşlarımız derhal serbest bırakılsın“ dedi.

Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) Temsilcisi Gülay Tolu da ATİK üye ve yöneticilerin yargılanmasını devletlerin kirli pazarlığı sonucu açıldığını söyledi, „Hukuksuzca tutsak edilen yoldaşımız Banu Büyükavcı ve yoldaşlarımız serbest bırakılsın“ diye konuştu.

ATİK Başkanı Çetin Yaman, Merkel hükümetiyle Türk devletinin kirli çıkar ilişkileri sonucu olarak 10 devrimcinin tutuklandığını söyledi. Bugün Almanya’da Türkiye ve Kürdistanlı 20 tutsağın 129 a/b yasasıyla yargılandığını hatırlatan Yaman, „Yaşanan bu haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkarak arkadaşlarımızı sahipleniyoruz“ dedi.

Ortak laboratuvar davası 

Mitingde bir konuşma yapan HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu ATİK’liler hakkında Türkiye’den gönderilen belgelerin altında, bugün Cemaatçi oldukları gerekçesiyle haklarında tutuklama kararları çıkarılan savcı ve polislerin imzaları olduğuna dikkat çekti. Yüksekdağ, „Tutuklanan 10 devrimcinin iddianamesini hazırlayanlar bugün Türkiye’de yargılanıyor“ dedi. ATİK davasının Türkiye ve Almanya’nın ortak laboratuvar davası olduğunu belirten Yüksekdağ, „ATİK davası Alman devletin AKP-Saray iktidarıyla kurduğu kirli pazarlığın bir sonucudur. Alman devleti, İncirlik’te üst almak ve mültecilerin Türkiye’de kalmasını sağlanması için Türkiye ile suç ortağı oldu. Anti-terör yasasıyla bütün siyasi mültecilerin yargılanmasını yolu açmak isteniyor“ şeklinde konuştu.

‘Burası Almanya, Almanca konuşacaksınız’

Duruşmayı izleyen heyette yer alan TİHV Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, mitingde mahkemeye ilişkin bilgi verdi. Fincancı, tutuklu ATİK üyelerinin mahkemede Türkçe savunma yapmasına mahkeme heyetinin „Burası Almanya, Almanca konuşacaksınız“ dediğini söyledi. Fincancı, mitingde bu diyaloğu, „Türkiye’de nasıl Kürtçe savunma yaparken ‚Burası Türkiye, Türkçe savunma yapın‘ deniyorsa, burada da aynı durum yaşandı“ dedi.

 
 Y.ÖZGÜR POLİTİKA/MÜNİH

_____________________________________________

ATİK davası “zincirli demokrasi” işkencesi ile başladı

zincirli iskenceAvrupa’da son yılların en kapsamlı operasyonu ve davası olarak bilinen ATİK davası bugün başladı. “Demokrasi beşiği” Avrupa’da, ayaklarına zincir vurulmak istenen devrimci tutsakların, bu insanlık dışı uygulamaya direndikleri için darp edildikleri belirtiliyor.

15 Nisan 2015’te Almanya ve TC işbirliğinde başlatılan ve ardından Fransa, İsviçre ve Yunanistan’da da gerçekleştirilen operasyon ile Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK)ve Yeni Kadın üyesi 10 kişi tutuklandı. Tutuklananların duruşmaları ancak 14 ay sonra bugün başlatılabildi.

 

Tutsaklara zincir işkencesi

Türkiye’den HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Milletvekilli Feleknes Uca, sanatçı Pınar Aydınlar, CHP Milletvekilli Hilmi Yarayıcı, Almanya Sol Parti Milletvekilli Nicole Gohlke yanı sıra avukatlar Özlem Gümüştaş, Ercan Kanar, Kazım Bayraktar, Mahmut Çakar, Kemal Toraman ve Şule Recepoğlu’nun heyet olarak katıldığı duruşma öncesi avukatlar yaptıkları bir açıklama ile ATİK tutsaklarının insanlık dışı bir uygulamaya maruz kaldığını belirttiler.

Tutsakların bulunduğu hapishanelerde ayaklarından zincirlenerek mahkemeye getirilmeye çalışıldıklarını, tutsakların ise bu işkenceye tavır alarak direndiklerini ve bu yüzden darp edildiklerini belirttiler. Tutsakların duruşma salonuna karga tulumba taşındıkları belirtiliyor.

 

Mahkeme önünde miting

ATİK’in çağrısıyla birçok parti ve devrimci, demokratik kurum Münih’te mahkeme salonu önünde bir araya geldi. Tutsaklara dönük saldırıları teşhir eden konuşmalar yapan kitle, tutsaklar için balonlar havalandırdılar. (Özgür Gelecek)

______________________________________________________________________

ATİK davasında insanlık dışı uygulama

Almanya’nın Münih kentinde tutsak 10 ATİK üye ve yöneticisinin davasını görülmeye başlandı. Tutsaklar duruşma salonuna ayaklarına vurulmuş prangayla getirildi. İnsanlık dışı uygulamaya direnen tutsaklar, darp edildi. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ında aralarında bulunduğu çok sayıda heyet duruşmayı takip ediyor.

MÜNİH- Almanya, Fransa, İsviçre ve Yunanistan polisinin ortak operasyonuyla tutuklanan 10 Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) üye ve yöneticisi Münih Mahkemesi’nde ilk duruşmaya çıkıyor.

Almanya merkezli yürütülen soruşturmada hazırlanan iddianamede, Müslüm Elma, Seyit Ali Uğur, Haydar Bern, Erhan Aktürk, Musa Demir, Banu Büyükavcı, Sinan Aydın, Sami Solmaz, Mehmet Yeşilçalı ve Deniz Pektaş, “TKP/ML örgütünün üye ve yöneticileri olmak” iddiasıyla yargılanıyor.

DEVRİMCİLERE İNSANLIK DIŞI UYGULAMA

Avukatlar, müvekillerinin insanlık dışı uygulamalarla karşılaştığını duyurdu. 10 devrimcinin hapishaneden mahkemeye getirilirken ayaklarının zincirlendiğini açıklayan avukatlar, tutsakların işkenceye karşı direndiklerini ve saldırıya uğradıklarını bildirdi. Avukatlar, tutsakların duruşma salonuna karga tulumba taşındığını açıkladı.

YÜKSEKDAĞ DURUŞMAYI İZLİYOR

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Milletvekilli Feleknes Uça, HDP PM Üyesi Pınar Aydınlar, CHP Milletvekilli Hilmi Yarayıcı, Almanya Sol Parti Milletvekilli Nicole Gohlke yanısıra Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatlarından Özlem Gümüştaş ile Avukatlar Ercan Kanar, Kazım Bayraktar, Mahmut Çakar, Kemal Toraman ve Şule Recepoğlu da salonda yerini aldı. Davayı çok sayıda gazeteci, insan hakları aktivistleri ve demokratik kitle örgütü temsilcileri takip ediyor.

MAHKEME ÖNÜNDE MİTİNG

ATİK’in çağrısıyla Münih Adliyesi önünde miting düzenleniyor. AvEG-Kon, AGİF, MLPD, Sol Parti, Haziran Hareketi, ADHK, SKB, Courage Kadın Örgütü, Young Struggle, SYKP, Yeni Demokratik Kadın dışında Alman Antifaşist örgüt üyeleri de “ATİK tutsakları serbest bırakılsın” mitingine katıldı. Mitingte kitle “Siyasi tutsaklara özgürlük”, “Yaşasın Enternasyonal Dayanışma” ve “129a/b yasası kaldırılsın” sloganları atıyor.

Demokratik kitle örgütleri temsilcilerin konuşmaları ve tutsaklarla dayanışma ezgileriyle eylem devam ediyor.

Duruşmanın ardından HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile heyet temsilcilerinin konuşma yapması bekleniyor.

Kaynak: Etkin Haber Ajansı / 17 Haziran 2016

_______________________________________________________________________

Atina`dan ATİK`e Enternasyonalist Destek

Ohne Titel 2Atina`da ATİK`i desteklemek ve Tutsaklarla dayanışmak için 17/6/ 2016 Cuma günü protesto mitingi düzenlendi. Yürüyüşte ATiK dayanışma komitesi (Επιτροπή υποστήριξης της ΑΤΙΚ), Halk Direniş- Sol ve Emperialisme karsı İşbirliği (ΛΑΪΚΗ ΑΝΤΙΣΤΑΣΗ- ΑΡΙΣΤΕΡΗ ΑΝΤΙΙΜΠΕΡΙΑΛΙΣΤΙΚΗ ΣΥΝΕΡΓΑΣΙΑ), Mücadeleci Antifaşist Örgüt (Οργάνωση Μαχητικού Αντιφασισμού) yer aldı.

Ohne Titel“ATİK’li Tutsaklar Derhal Serbest Bırakılsın” talep edilirken, Αnti-emperyalist, enternasyonalist sloganlarla yürüyüş Alman Büyükelçiliğine ulaştı. Hükümet polisi,  Alman Büyükelçiliğine yürümeyi engellemeye çalıştı. Ancak yürüyüşe  katılanlar direnerek  parlamento önüne kadar  yürüdüler.