ATİK Online Birlik Mücadele Zafer!
HABER MERKEZİ|11.01.2022|Fırat Üniversitesi öğrencisi Enes Kara, gelecek kaygıları yaşadığını ve artık yaşama sevinci kalmadığını anlattığı bir video çekip intihar etti. Ailesinin zoruyla Nur cemaatine ait bir yurtta kalan Enes Kara Müslüman olmadığı halde namaza zorlandığını ve cemaat kurallarına göre yaşamanın dayanılmaz bir hal aldığını söyledi.
Neredeyse her gün gelecek kaygısı ve toplumsal, dini vb. baskılar yüzünden bir genç intihara sürükleniyor. Kendi kararlarını almaktan men edilen, ibadet dayatmasına maruz kalan Kara geride bıraktığı videoda “Herkes doktorluktan kaçıyor, çünkü mobbing var, uzun süreli nöbetler var, hastadan şiddet görme ihtimali var, köle gibi çalışıyorsunuz, ben böyle bir gelecek istemiyorum… Bulunduğum cemaat yurdunda namaz kılma ve cemaatin dersine katılmak zorunlu, verdikleri kitapları okumak zorunlu, kendim müslüman değilim, ailem bilmiyor, buradan ayrılmak istediğimi söylediğimde hayır cevabını aldım” ifadelerini kullandı.
Baba Mehmet Kara oğlunun Nur Cemaati’ne ait yurtta kalmasını kendisinin istediğini belirterek „Ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. Kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu“, “ Ben bir süre kalınca alışır sandım” dedi.
Tıp Öğrencileri Kolu da Enes Kara’nın intiharı üzerine “Geleceğimizi elimizden almanızı istemiyoruz; yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyerek bir açıklama yayınladı. Açıklamada “Cemaat yurdunda kalan Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi, sıra arkadaşımız, yaşadığı gelecek kaygısına cemaatin kurduğu baskıya dayanamadığını ifade ederek yaşamına son verdi. Arkadaşımızın intihar etmesinin sebebi; bizlere baskıdan, mobbingten, gelecek kaygısından, yoksulluktan, güvencesiz ve kölece çalışma koşullarından başka verecek şeyi kalmayan bu düzendir. Artık bizler geleceksizleştirilmek istemiyoruz, ölmek istemiyoruz, yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!” dendi.
Türkiye’de onlarca yıldır devam eden tarikat ve cemaat sorunu gençlerin beden ve ruh sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Ayrıca yüzlerce devrimci cemaatleşmeye ve tarikatlara karşı faaliyetler içerisinde olduğu gerekçesiyle hapis cezaları ile sindirilmeye çalışılmıştı.
