Home , Haberler , Şaşıran gizli tanığı hakim düzeltti !

Şaşıran gizli tanığı hakim düzeltti !

Diyarbakır|16.05.2017|Sokağa çıkma yasakları döneminde Sur’da 104 gün boyunca mahsur kalan sivillerin yargılandığı davada gizli tanıklar adres şaşırdı. „İznik 2015“ adlı gizli tanık, tutuklu sanık Yunus Özak yerine Ahmet Karatay’ı gösterince mahkeme başkanı „Senin gösterdiğin Yunus Özak dil Ahmet Karatay“ diye düzeltti. „Kahraman 2015″ adlı gizli tanık da, Özak’ı yerine Sedat Nurioğlu’nu gösterdi.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde “Sokağa çıkma yasağı” döneminde aylarca ilçede mahsur kaldıktan sonra geçtiğimiz yıl Şubat ve Mart aylarında tahliye edilen ve aralarında kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Mazlum Dolan’ın da bulunduğu 28’i tutuklu 40 kişinin yargılandığı davaya devam edildi. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 2’nci duruşmasında tutuklu ve tutuksuz yargılanan bazı sanıklar katılırken, Elazığ T Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan Remziye Tosun ve 3 yaşındaki kızı Beritan, 60 yaşındaki Seniha Sürer yanı sıra bazı tutuklu sanıklar duruşmaya getirilmedi. Çok sayıda kişinin izleyici olarak katıldığı duruşma salonunda yer kalmaması nedeniyle, bazı tutuklu yakınları içeriye alınmadı. Bir önceki duruşmada ifadesi alınmayan sanıkların kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, ismi okunan sanıklar Kürtçe “ez li virim“ (Burdayım) cevabını verdi.

SANIKLAR DEMOKRATİK ÖZERKLİK VE ÖZYÖNETİMİ SAVUNDU

Tercüman aracılığıyla Kürtçe savunma yapan Mehmet Çavreşoğlu, üzerine atılı suçlamaları reddetti. Asılsız suçlamalar nedeniyle 14 ayı aşkın süredir tutuklu olduğunu belirten Çavreşoğlu, gözaltında baskı ve işkence altında ifade vermeye zorlandığını söyledi. Mahsur kaldığı Sur’da açılan „İnsani koridor“ ile tahliye edildiğini hatırlatan Çavreşoğlu, „Sur’da olduğum için burada yargılanıyorum. Ben Kürdüm. Kendi toprağımızda yaşamamız suç olmuş“ dedi. Demokratik özerklik ve özyönetimin gerçek ve doğru bir şekilde bu ülkede tartışılması gerektiğini vurgulayan Çavreşoğlu, Kürtlerin bu talebinin ülkeyi bölme ve parçalamadığını, bu nedenle Kürtlerin bu talebinin doğru anlaşılması gerektiğini ifade etti. Bu sırada Çavreşoğlu’nun savunmasını yarıda kesen mahkeme başkanı „Anlattığın bu konular savunmaya girmiyor“ diyerek, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili savunma yapmasını istedi. Bunun üzerine Çavreşoğlu daha yaptığı savunmaları tekrar ederek, beraatını istedi. SEGBİS üzerinden duruşmaya katılan Mehmet Sarıhan ise, mahkemede ifade vermek istediğini belirterek, ifade vermeyeceğini söyledi.

‚BİZ TERÖRİST DEĞİLİZ ASİMİLE EDİLEMEYEN KÜRTLERİZ‘

Kürtçe savunma yapan DBP eski Bağlar İlçe Başkanı Rıhan Kavak Özbek ise, mahkemede adil bir yargılama yapılmadığını ifade ederek, katıldığı siyasi parti faaliyetleri, barış ve demokrasi çalışmalarının suç sayıldığını söyledi. Bölge illerinde 90’lı yıllarda yaşananlara tanıklık eden biri olarak, o dönemde şehirlerin tanklarla ve toplarla bombalanmadığını, şehirlerin ablukaya alınmadığını vurgulayan Özbek, „Devlet Sur’da katliam yaptı. 70 yaşından 3 yaşına kadar birçok insan katledildi. Binlerce insan mağdur edildi“ dedi. Özbek, „Sur tarihtir. Orada yapılan yıkımla bir kültür ve tarih yok edildi. Bir yerde bir tarih, bir şehir yok ediliyorsa, onbinlerce siyasetçi tutuklanıyorsa, biz devletin orada barışı sağladığını söyleyemeyiz.“ diye konuştu. Demokratik Özerklik ve özyönetimin Kürt halkının geleceği, eşit ve özgür bir yaşam için gerekli olduğunu dile getiren Özbek, „Bu sistem devlet tarafından yanlış anlaşılmamış olsaydı, Türkiye bugün Ortadoğu’da başka bir yerde olurdu. Demokratik özerklik, Kürt halkı için yaşamsal ve barışçıl bir sistemdir. Ben halk için siyaset yaptım. Bu siyaseti Sur’da da yaptım. Biz ‚terörist değiliz. Asimile edilemeyen Kürtleriz“ diye belirtti.

GİZLİ TANIK YANLIŞ TEŞHİS YAPINCA

Sanık savunmaları ardından gizli tanık ifadelerine geçildi. SEGBİS sistemi üzerinden yüzü mozaiklenen ve sesi değiştirilen „İznik 2015“ adlı gizli tanık, mahkeme salonunda sıraya dizilen 4 tutuklu sanık arasından daha önce teşhis ettiğini iddia ettiği Yunus Özak’ı teşhis etmesi istendi. Teşhis için sıraya giren sanıklar arasında Özak’ın bulunmaması nedeniyle gizli tanık, tutuklu sanık Ahmet Karatay’ı Yunus Özak olarak teşhis etmesi salonda gülüşmelere neden oldu. Özak’ın teşhis edilecek kişiler arasında yer almadığından haberdar olmayan mahkeme başkanı gizli tanığa „Senin gösterdiğin Yunus Özak değil. Ahmet Karatay demesi“ üzerine gizli tanık „İznik 2015“, „Tam olarak hatırlamıyorum, ancak ona (Ahmet Karatay) benziyor“ cevabını verdi. Yapılan ikinci teşhis sırasında, SEGBİS ile yapılan bağlantıda gizli tanığın yanında bulunan görevli, yaşanan bir sorun nedeniyle 2 dakika sonra döneceğini söyledi.

Mahkeme başkanı ise sanıklar arasına Yunus Özak’ı koymayan avukatlara „Siz benimle oyun mu oynuyorsunuz?“ diye tepki gösterdi.

Ardından tekrar teşhis yapan gizli tanık, sanıklar arasından Yunus Özak’ı teşhis etti. Avukatlar, gizli tanığın teknik bir sorun gerekçe gösterilerek 2 dakika bekletilmesinin manidar olduğunu, bunun tutanağa geçirilmesini istedi ancak mahkeme başkanı bunu tutanağa geçirmedi. Bu sırada salonda telefonuyla fotoğraf çeken bir stajyer avukat, polislerce salondan çıkarılarak savcılığa götürüldü. Ardından, SEGBİS üzerinden duruşma salonuna bağlanan „Kahraman 2015“ takma adlı gizli tanık, mahkemede yaptığı teşhis işleminde daha önce hakkında ifade verdiği ve tanıdığını söylediği Yunus Özak’ı yerine Sedat Nurioğlu’nu teşhis etmesi salonda tekrar gülüşmelere neden oldu.

BARO BAŞKANI TANIKLIK ETTİ

Gizli tanıkların ardından Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, Sur’da sivillerin tahliye edilmesi için açılan yaşam koridoruyla ilgili tanık olarak dinlendi. Cizre’de olduğu gibi Sur’da insanların bodrumda yakılarak katledilmesinin önüne geçmek için Diyarbakır’daki STK’ler olarak harekete geçtiklerini hatırlatan Özmen, Sur’da mahsur kalan sivillerinin yaşam koridorundan tahliye edilmesi amacıyla Diyarbakır Valiliği ile görüştüklerini söyledi. Konuyla ilgili görüştükleri Diyarbakır Vali Yardımcısı Mehmet Demir’in, kendilerine Sur’da operasyonun Ankara’dan verilen yetkiyle askerler tarafından yönetildiğini, Diyarbakır Valiliğinin bu konuda yetkili olmadığını söylediğini aktardı. Özmen yaptığı görüşmeler sırasında o dönem Sur’da mahsur kalan DİHA muhabiri Mazlum Dolan için ajansın yönetim kurulu başkanı ve avukatının valilikte gördüğünü, vali yardımcısıyla yaptıkları görüşmeye onların da katıldığını söyledi.

Mahkeme Başkanı, Özmen’in savunması ardından duruşmaya saat 14.00’e kadar ara verdi.

DAVA HAKKINDA

Diyarbakır Valiliği’ne yapılan girişimler sonucunda açılan yaşam koridorundan tahliye edilen 40 kişiden 32’si tutuklandı. Siviller gözaltına alındıkları sırada feci şekilde darp edildiklerini söylemişti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklanan sivillerin çocuklarını ailelerinden zorla alarak, SHÇEK’e yurduna göndermişti. Ailelerin yaptığı girişimler sonucunda çocuklar yakınlarına verilmişti. Hazırlanan iddianamede, 20 sanık hakkında „Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak“ suçlamasıyla „ağırlaştırılmış müebbet“, aralarında Mazlum Dolan’ın da bulunduğu 20 kişi hakkınsa ise „Örgüt üyesi olmak“, „Örgüt propagandası yapmak“ ve „Toplantı gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet“ suçundan dava açıldı. 28 Aralık’ta görülen davanın ilk duruşmasında sanıkların savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle arbede yaşanmış, birçok tutuklu feci şekilde darp edilmişti. Bunun üzerine davanın avukatları mahkeme heyeti hakkında bir üst mahkemeye reddi hakim talebinde bulunmuş ancak bu talep reddedilmişti. Mahkeme, dava dosyası üzerinde yaptığı inceleme sonucunda tutuklu sanık Mehmet Salih Pasin, Mehmetcan Alpaydıncı, Rıdvan Tuncer ve Mahsum Kuzu hakkında 14 Şubat’ta tahliye kararı vermişti. (dihaber)