Home , Hasan Bildirici , PJAK ne düşünüyor?

PJAK ne düşünüyor?

HASAN BİLDİRİCİ | 11 – 05 – 2010 | Doğu Kürdistan’ın direniş partisi  PJAK üyelerine karşı İran devleti acımasız bir savaş yürütüyor. PJAK’ın beş üyesi önceki gün idam edildi, 5 üyesi de zehirlenerek öldürüldü.

Türk devletinin PKK’ye karşı sürdürdüğü acımasız savaşın bir benzerini İran, PKK’nin kardeş örgütü olan PJAK üyelerine karşı sürdürüyor. PJAK, PKK’nin Doğu Kürdistan’a uyarlanmış halidir.

Doğu, köklü direniş ve yurtsever geleneğe sahip bir Kürdistan parçasıdır. 1880 yılında Şeyh Ubeydullah ile başlayan isyan ve direniş geleneği Simko İsmail ile devam etmiş, Qadı Mahmut önderliğindeki Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar ulaşmıştır. Mahabad Kürt Cumhuriyetinin yenilmesi Kürtlerin az direnmesinden değil, uluslar arası koşullara aşırı bel bağlamadan ve sömürgeci alçaklıkla girilen safça ilişkilerden kaynaklanmıştır.

Bugün Doğu Kürdistan’daki yurtsever direniş çizgisini PKK ile yakın ilişkiler içinde olan PJAK sürdürüyor.

PKK, dört parçada örgütlü olan büyük bir direniş örgütüdür. PKK, PKK’yi de aşan bir güçtür. Kürtlerin tarihinde hiçbir direniş bu kadar yaygınlaşmamış, sürmemiş ve sömürgecileri çaresiz bırakmamıştır. Bu direnişin bu kadar sürmesi ve dört parçaya dayanması, PKK’nin herhangi bir aşiret, bey veya bölgeye değil, bizzat Kürdistan halkına dayanmasından kaynaklanmaktadır. Kürdistan davası Kürtleşmiş; Kürt halkı PKK mücadelesini ulusal uyanış ve örgütlenmesinin bir eğitim alanı olarak görmüştür. Bu böyle devam edecektir. PKK mücadelesinin PKK’yi de aşan bir güç olması, bu mücadelenin hedeflerinin artık Kürdistan Ulusal Kongresi tarafından tayin edilmesiyle ilgilidir.

Direnişte ve örgütlenmede bu kadar başarılı ve ısrarcı olan PKK’nin çözüm yollarında sorunları vardır. Kimse PKK’den, eskisi gibi bir anda isyan et ve sonrası ne olursa olsun türü bir davranış beklememektedir. Fakat Siyasal İslam’dan, Türklükten, Araplıktan ve Acemlikten kardeş çıkarmanın o kadar kolay olmadığı da geçen yıllar içinde anlaşılmıştır. Kardeşlik, eşitler arasında olur… PKK mücadelesinin bu kadar uzaması ve onca kayba rağmen her defasında başa dönülmesi çözüm yolunda sergilenen tutuk ve isabetsiz tespitlerle yakından ilgilidir. Mücadele artık, berabere kalmış bir futbol maçının takımlarının kaleye doğru olan doldur boşalt taktiklerine benzemektedir.

Top çizgi boyunca taşınacak, orta yapılacak, biri kafaya çıkabilirse topu filelere gönderecektir. Son yirmi senede mücadele bu taktikle sürdürülmektedir ve o kafa vuruşunu da kimse yapamamaktadır… Çünkü rakipler birbirlerinin ruhunu okumuştur.

PJAK’ın İran’a ilişkin düşündükleri, PKK’nin Kuzey Kürdistan’a ilişkin düşündüklerinin benzeridir. “Kardeşlik, bir arada yaşamak ve Demokratik Cumhuriyet…”

Buna daha sonra Otonomi ve Özerk Kürdistan talebinin eklenmiş olması olumlu bir gelişmedir.

İran rejiminin yakın bir gelecekte yıkılacağı kesindir. Rejim çürümüştür. Batı’nın hedef tahtasındadır. 21. Yüzyılın şafağında 1500 yıl öncenin yasalarıyla toplumu yönetmeye kalkmak aynı zamanda yıkılıp gitmenin yazgısını da içinde taşımaktadır.

İran rejiminin yıkılması olasılığı karşısında PJAK ne düşünmektedir?

Irak rejimi yıkıldığında üçlü bir iktidar çıkmıştı ortaya. O iktidarlar şimdi kendi alanlarının hakimidir. Uluslar arası koşullar bu fiili durumu tanıdı. İran rejimi dağıldığında Irak’a benzer bir durumun ortaya çıkması büyük ihtimaldir. Bu durumda PJAK, yeni İran güçlerinin örgütlenerek gelip Doğu Kürdistan’ı yeniden işgal etmesini mi bekleyecek yoksa kendi ülkesinin hakimi mi olacaktır? Bu önemli bir sorudur…

Sömürgeci İran devleti, PJAK’lılara karşı acımasız bir savaş sürdürüyor. Aynı savaşı Türk devleti PKK’lilere ve BDP’lilere karşı sürdürüyor. Tarih, hiçbir siyasi harekete sür git bu büyüklükte bir kitlesellik şansı tanımaz. Kuzey Kürdistan halkı PKK, Doğu Kürdistan halkı PJAK etrafında kenetlenmiştir. Bu halk gücünün iyi kullanılması ve isabetli planlamalarla sonuca gitmek, bu kitlesel gücü etrafında toplayan partilerin görevidir…

Beş üyesinin idam edilmesi, beş üyesinin de zehirlenerek öldürülmesi karşısında PJAK, “intikam” açıklaması yaptı. İntikam, PJAK üyelerinin idam edilip öldürülmesine karşı İran devlet görevlileri veya askerlerinin hedef alınmasını içeriyor. PJAK ve PKK gerillalarının bu tür misillemeleri yapmada bir sorunları yoktur. Bunu istedikleri an ve istedikleri yerde yapabilecek güçtedirler.

Ortadoğu zaten bir intikam labirentidir.

Fakat Kürt sorunu ve Kürdistan sorunu intikamdan da öte bir statü ve güvenlik sorunudur. Sömürgeci kurum ve kuruluşların Kürdistan’daki varlığı sürdürdükçe, Kürdün güvenliğinden cellatları sorumlu oldukça ölümler ve intikamlar bitmeyecektir.

Çünkü cellatla, boynu ipte olanın kardeşliği olmaz.

Doğu Kürdistan’daki köklü direniş geleneğini devralmış olan PJAK, rejimi dağılacak olan, yakın zamanda dağılmasa bile Kürt halkına verebileceği hiçbir şeyi bulunmayan İran sömürgeciliğinin Doğu Kürdistan’daki çürümüş statüsü ilgili ne düşünüyor?

Bir rejim kaosu yaşandığında, tarih bir kez daha Kürdün önüne kendi vatanının efendisi olma şansı tanıdığında, PJAK güçleri, halkı ve silahlı güçleriyle uluslararası masalara yumruğunu çakıp biz de varız diyebilme planlarına sahip midir?

Bu konularda PJAK ne düşünüyor?

***

Not: PJAK’lı Kürt yurtseverlerini idam eden sömürgeci İran devletini kınıyor, Kürt halkının mutlak olarak bunun hesabını soracağına olan inancımı yenilemek istiyorum… Şehitlerin ailelerinin ve Kürdistan halkını başı sağ olsun…