Anasayfa , Haberler , PARTİZAN : Şehîdan Parti Şoreşê Bêmirin in!

PARTİZAN : Şehîdan Parti Şoreşê Bêmirin in!

TÜRKiYE | 14-01-2013 | partizanxBüyük anlatılar (devrim, sosyalizm, toplumsal kurtuluş mücadeleleri) devrinin kapanıp yeni bir devrin yani daha küçük anlatıların (bireysel başarılar, hayata tutunma becerileri vs. mücadelelerin) açıldığı söyleniyor uzun zamandır bizlere.

Yani “gelecek kurgunuzu, kazanacağınız şeyleri; belirlenmiş, ortaya konmuş, kendinizi kurtaracak iddialarla sınırlayın” deniyor. Kısacası “toplumu düşünmeyin, bir davaya bağlanmayın, kısa ömrünüzü kendi başarı hikâyelerinizle doldurun” deniyor.

Bu başarı hikâyeleri yoksulluktan zenginliğe geçme, küçük bir yer kaplarken sistemin içinde daha büyük alanlar tutma olarak her an önümüze bir “ziyafet” gibi sunuluyor. Hem bu yolda acı yok, bedel yok, sıkıntı yok, üzüntü yok…

Sadece “dolu dolu geçecek”, “dünya nimetlerinden faydalanacak” bir yaşam var! Milyonlarca ezilen ve sömürülen insanın peşinden sürüklenmeye çalışıldığı bu tarih yazma hem de kendi tarihini yazma kurgusunda “şanslı” birkaç kişi bir yandayken, diğer yanda çarkın dişlileri içinde ezilen sömürülen milyonlar var.

Tarih bu koşullarda da yazılıyor elbette. Bu çarka çomak sokmaya çalışan ezilenlerin ve iddiasını koruyan öncülerin mücadeleleriyle yazılıyor.

Bizi iddiasızlaşmaya, mahkum olmaya davet ededursun egemenler, oysa hayat başka dilden konuşuyor. İsyan için çekilen bayrak, bu koşullarda da taşınıyor.

Çünkü bu bayrağı taşıyanların parmak izleri görünüyor tüm çıplaklığıyla. Zira kanla belirginleşen parmak izleri bir çağrı manifestosu gibidir.

 

Dün bugünü çağırır! Bugün ise yarını çağıracaktır.

Şehitlerimiz canlarını ortaya koyarak bugüne çağrı yapma görevini yerine getirdiler. Bu duruş, ölümü getirdi onlara. Ancak her ölümün bir enerji yaratması ne kadar doğruysa, şehitlerimizin her düşüşünün de devrime ve geleceğe enerji olması o kadar doğrudur. Yaşamın gerçekliği ile uyumludur şehitlerimizin yarattığı etki. Onlar devrimin ve geleceğin enerjisi, itici gücüdür.

Şehitlerimiz yarattıkları enerji ile bilincimizdeki, bedenimizdeki tükenmişliğe çaredir. Zira onların oluşturduğu enerji, bizi geleceği kuşatma ve kazanmayla donatacak güçtedir. İddiamızın berraklaşmış, cisimleşmiş göstergeleridir.

İşçi sınıfının, emekçi halkımızın iktidarı alma iddiasıdır onlar.

Şehitlerimiz örselenmeye çalışılan, bulanıklaştırılan, köreltilen sınıf kinimizdir.

Kirletilmiş, çürütülmüş, yozlaştırılmış yaşama can bedeli vurulmuş bir darbedir.

Tüketilmeye bırakılmış, kabullenilmiş hayata meydan okumadır.

Paslanmış bir tasla sunulan kırıntılara, bir parça tokluğa rıza gelmeye savrulmuş tekmedir.

Ölüme, bitişe, son bulmaya, kaybetmeye karşı sürekliliği, kalıcılığı ve kazanmayı sağlayan güvencelerimizdir.

Tepeden tırnağa sınıf mücadelesinin sorumluluklarını üstlenme gerekçemizdir onlar.

Sınıf mücadelesinde boşluk bırakmama sorumluluğunu üstlendi şehitlerimiz. Tarihsel anlamda bu sorumluluğu yerine getirirken ideolojik, politik ve sınıfsal ihtiyaçlarına odaklanarak yaptılar bunu.

Zira kazanma isteği ve hevesi yaşamlarını adadıkları davaya bağlılıklarından ileri geliyordu. Bugünü kazanmaya odaklanacak ve onu her şey yapacak kadar körelmediler.

Büyük iddialara sıkıca tutundular. Ve bu iddianın sürdürülmesi için enerji olma görevinden geri durmadılar. Onları sahiplenmek, gerçek anlamda anmayı becerebilmek ancak bize ne bıraktıklarını, ne emrettiklerini kavramakla mümkündür.

Bu bilinçle, politik iktidar mücadelesine sarılmak, bu bilinçle büyük devrim davamızı iddialı kılmak ve onun iddiasını kuşanmak gerekmektedir.

Şehitlerimiz bugünü gerçekleştirme, geleceği kazanma iddiamızdır.

Türk, Kürt uluslarından ve çeşitli milliyetlerden işçi sınıfımızın ve emekçi halkımızın en değerli evlatları; onların geleceği kazanma iradesinin somut ifadesi olan şehitlerimizi anıyoruz!

 

YAŞASIN DEVRİMCİ DAYANIŞMA!

KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN MÜCADELEMİZ!

YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!

 

PARTİZAN