Reyhanlı’daki Patlamaların Sorumlusu TC Devletidir!
Antakya/Reyhanlı’da 11 Mayıs günü ilçenin merkezinde iki ayrı noktada yaşanan patlamalarda 40’ı aşkın kişi yaşamını yitirdi,100’den fazla insan yaralandı.Bölgedeyi adeta savaş alanına dönüştüren patlamalar, büyük bir kaos yarattı. Bölge halkı, yaşadığı korku ve tedirginliğin etkisiyle ilçeyi terk etmeye başladı.
Ortaya çıkan bu acı tablo, ülkemizin Suriye’ye karşı açılan savaşın açık bir cephesi durumunda olduğunu bir kez daha göstermektedir. Patlamanın üzerinden saatler geçmişken faillerin Suriye/Esad kaynaklı olduğu yönündeki açıklamalar ve daha polis olay yerindeki incelemelerine yeni başlamışken 9 kişinin gözaltına alındığı ve faillerin yakalandığına dair yetkililerin demeçleri devletin, Suriye’ye yönelik savaş kışkırtıcılığında ısrarcı olduğunu göstermektedir.
TC devleti, Suriye’de çatışmaların başladığı günden bu yana sanki savaş kendi topraklarında yaşanıyormuşçasına bir tavır içine girdi. ABD ve AB emperyalistlerinin Suriye’ye yönelik politikalarının taşeronluğuna soyunan, bu amaçla ülkemizi adeta cephaneliğe dönüştüren TC devleti ve onun sözcsü AKP hükümeti Reyhanlı’da yaşanan patlamaların doğrudan sorumlusudur.
AKP hükümeti, efendilerinin çıkarları doğrultusunda İslamcı gruplara sahipliği yaptı, silah, mühimmat ve lojistik destek sundu, onların Suriye halkına yönelik katliamlarını görmezden geldi.
TC devleti, muhaliflerle birlikte kendi topraklarında Esad’a karşı savaşıyormuşçasına canhıraş bir biçimde Suriye’de yaşanan her gelişmeye doğrudan dahil oldu.
Erdoğan’ın, ABD’nin Suriye’ye yönelik olası bir askeri hareketına ve uçuşa yasak bölge uygulamasına destek vereceği açıklamaları, TC’nin savaşın doğrudan bir tarafı ve bir cephesi durumunda olduğunu bir kez daha göstermektedir.
Suriye , Rusa-Çin ile AB-ABD arasında süregelen çıkar dalaşlarının bugünkü çatışma merkezi durumundadır. TC devleti ise emperyalistler arasındaki bu çatışmada ABD’nin taşeronluğuna soyunmaktadır.
TC devletinin kurduğu mülteci kampları ve timsah gözyaşları dökerek Suriye’deki katliamlardan dem vurması onun duyarlılığından, İslam kardeşliğinden değil tamda sözünü ettiğimiz bu taşeronluğundan kaynaklanmaktadır.
Gelinan aşamada emperyalistler, Suriye’de muhalifler eliyle deviremedikleri zalim Esad’a yönelik bir askeri saldırganlık hazırlığı içindedir. Kimyasal silah tartışmalarnın kamuoyuna sürülmesi ve bunun giderek daha yüksek bir sesle dillendirilmeside bunun bir ürünüdür.
Öyle anlaşılıyor ki TC devleti de bu saldırganlıkta üzerine düşeni yapmaya dünden hazırdır. Ancak AKP hükümetinin ülkemizi emperyalist çatışmaların bir parçası haline getiren politikaları, işçi sınıfı ve emekçi halkımıza kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyecektir.
Urfa Akçakale’de, Antakya Cilvegözü sınır kapısında yaşanan patlamalar, Reyhanlı’ya sürekli düşen bombalar ve son olarak ilçede yaşanan katliam bunun somut bir göstergesidir.
TC devleti, elini Suriyeden çekmelidir! Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar vermelidir. TC devletinin Suriye’nin içişlerine doğrudan müdahil olan saldırgan politikalarına karşı sesimizi yükseltme zamanıdır. Bunu yapmadığımız, AKP’nin Suriye’ye dönük saldırganlığına dur demediğimiz sürece bizi daha büyük acılar beklemektedir.
Reyhanlı’da yaşanan katliam, Türk hakim sınıflarının Suriye gündeminde emperyalistlerin güdümündeki taşeronluğunun bir ürünüdür.
TC’nin savaş kışkırtıcılığına ve taşeronluğuna karşı mücadeleyi büyütelim!
PARTİZAN