İstanbul: Dün öğle saatlerinde hakkında kapatma kararı olan Özgür Radyo’nun polis baskınıyla mühürlenmesi ve bina içerisinde bulunan çalışanlar ile dayanışma için gelenlerin gözaltına alınması, Özgür Radyo binasının bulunduğu sokakta protesto edildi.
Başbakanlık kararnamesiyle 23 TV kanalı ve radyonun 28 Eylül günü kapatılması kararının çıkmasının ardından TV ve radyo binalarına polis baskınları sürüyor. Dün Özgür Radyo’ya yapılan polis baskınında, radyo binasında bulunan çalışan ve dayanışma için gelenlerin de bulunduğu 16 kişi işkenceyle gözaltına alınmış; gece saatlerinde ise serbest bırakılmışlardı. Bugün Özgür Radyo binası önünde polis baskını ve radyonun kapatılmasını protesto etmek için eylem yapmak üzere gelen kitle polis tarafından engellendi. Radyo binası içerisinde RTÜK görevlilerinin inceleme yaptığı ve bu nedenle bina önünde eylem yapılmasına izin verilmeyeceğini söyleyen polisler, kitlenin radyo binası önüne geçmesini engellediler.
Bunun üzerine radyo binasının bulunduğu Şamfıstığı Sokak girişinde basın açıklaması gerçekleştirildi. “Özgür Radyo susturulamaz”, “Özgür basın susturulamaz” sloganlarının atıldığı eylemde, “Yine geleceğiz!Bekle bizi İstanbul” yazılı pankart açıldı.
“Biz bu alanları terk etmeyeceğiz”
İlk olarak söz alan gazeteci ve Özgür Radyo çalışanı Arzu Demir, haber takibi için gelen basın mensuplarının sayısının az olmasına dikkat çekerek, “Burada bu basın açıklamasını duyuracak basın organlarının azalmasının nedeni, dün İstanbul’da 5 TV kanalının susturulmasıdır” dedi. Radyo binasında RTÜK görevlilerinin işleme devam ettiklerini belirten Demir, “Ancak içeride radyomuzdan tek bir görevli bile yok. Bu nasıl bir hukuki işlem? Sadece bu bile gayri hukuki olan saray hukukunu göstermektedir” diyerek devam etti.
“Biz bu alanları terk etmeyeceğiz” diyen Demir, sözü Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Derya Okatan’a bıraktı.
“RTÜK’ün bu karardan haberi dahi yoktu”
15 Temmuz darbe girişimde askerler tarafından medya kuruluşlarına yapılan asker baskınlarının, dün de polisler tarafından özgür basına gerçekleştirildiğini belirterek sözlerine başlayan Okatan, “OHAL ve OHAL kararları hukuksuzdur. 23 TV ve radyo kanalının kapatılması da buna bağlı olarak hukuksuzdur” dedi.
Dün TV ve kanallarının kapatılması söz konusu olanlardan oluşan bir heyetin RTÜK ile görüşme gerçekleştirdiği sırada baskınların yapıldığını ifade eden Okatan, “Yaptığımız görüşmede alınan kapatma kararının son MGK toplantısında değil, öncekilerde alındığını öğrendik. Ayrıca radyo ve televizyonları denetleme görevine sahip RTÜK’ün bu karardan haberi dahi yoktu” dedi.
“Bizler ezilenlerin sesi olma iddiamızı gerçekleştirmek için radyomuzun arkasındayız”
Okatan sözlerine şu şekilde devam etti: “Radyomuz 21 yıllık bir radyo ve biz çok emek verdik. Kapatmalar karşısında çok direndik. Gözaltılar, tutuklamalar ve baskınlar oldu. Herşeye rağmen kararlıca radyomuzun arkasında durduk. Bizler ezilenlerin sesi olma iddiamızı gerçekleştirmek için bunları yaptık.”
OHAL hukuksuzluğuna karşı dün yayınlarını sürdürmek istediklerini ve direndiklerini belirten Okatan, polisin işkenceyle gözaltı yaptığını hatırlattı. “Her kapatıldığımızda ‘Bekle bizi İstanbul’ şarkısıyla yayınımızı sonlandırdık. Dün de aynı şarkıyla kapattık yayınımızı” diyen Okatan, mücadelelerinin devam edeceğini ifade etti.
“Direnerek yeniden geleceğimizi bir kez daha ifade etmiş olduk”
Okatan’ın ardından tekrar söz alan Arzu Demir, dün yaşananlarla ilgili aktarımda bulundu. İçeride bulunanlara işkence yapıldığına dikkat çeken Demir, “AKP-Saray rejimine karşı bizler direnme hakkımızı kullandık” dedi. Demir, direnme haklarını kullanarak şu mesajı verdiklerini ifade etti: “Biz 5 kez kapatılan ancak her defasında yeniden, güçlenerek gelen bir radyoyuz. Direnerek yeniden geleceğimizi bir kez daha ifade etmiş olduk.”
“Bu saldırılar, devletin çaresizliğinden çıkmak üzere yaptığı hamlelerdir”
Eyleme dayanışma amacıyla katılanlardan HDP İstanbul milletvekili Erdal Ataş ise, basına yönelik artan saldırılarının iktidarın bir buçuk yıldır faşist 12 Eylül anayasasını dahi geride bırakarak yeni bir sürece başladığını ifade etti. Ezilen her kesime yönelik saldırılarının bu süreçte arttığını belirten Ataş, “Özgür basın da bu zihniyeti açığa çıkaran bir çalışma yürüttüğü için saldırıların hedefine girdi” dedi.
“Bu saldırılar, devletin çaresizliğinden çıkmak üzere yaptığı hamlelerdir” diyen Ataş, “Daha önce aynı politikaları yürütenler nasıl ki tarihin çöplüğüne gittilerse, bugünkü iktidar da aynı sona mahkumdur” ifadelerini kullandı.
“Basın özgürlüğünü sürdürmeye ihtiyacımız var”
Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC)’den Günay Aksoy söz alarak, basının tek ses haline getirilmeye çalışıldığını ifade ederek, “Buna karşı muhalif basın kendi ve halkın imkanlarıyla yeniden yayın hayatına devam edecektir. Basın özgürlüğümüzü sürdürmeye ihtiyacımız var” dedi. Eyleme Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanları, Özgür Gelecek çalışanları, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) destek verdi.