Home , Haberler , Taksim Tutsakların’dan mektup var

Taksim Tutsakların’dan mektup var

 TÜRKiYE | 18 – 07 – 2013 |  „Ve yırtıp gecenin korkunç gölgelerini,  Gözyaşının ve kanlı zulmün üstüne yükselerek,  izzet_uysalDolaşıyor çevreyi isyancı bir haykırış : Gelecek günü ! Günü gelecek!“                                                                                                                                                                                                                                                                                    

Merhaba Canlarım,

İlk kez bir mektubu yazmak bu kadar zor. İlk kez hem söz çok, hem söyleyecek söz yok…
Şuradan başlamalıyım galiba… Tavrınız, tarzınız beni çok gururlandırdı. Slogan atarken kardeşimi,“seninle gurur duyuyoruz“ diyen annem ve babamı düşündükçe tekrar tekrar mutlu oluyorum. Müebbet verseler koymaz  Tabi müebbet vermesinler… Uzun yürüyüşlere sabrımız, Devrime acelemiz var
Hukuki süreci biliyorsunuz. Hiçbir kanıtı olmayan mahkeme bizi „örgüt üyeleri“ ilan etti. Beni; bir yürüyüşte fularım olduğu için ve İbrahim Kaypakkaya anmasında muhabir olduğum için (Eyleme katılma değil, fotoğraf çekip çalıştığım gazeteye haber yaptığım için) „silahlı terör örgüt üyesi“ ilan etti.
Bizi burada tutmak için hiçbir hukuki zeminleri ve gerekçeleri yok. Ancak olaylar dinmeden çıkmamız mümkün görünmüyor. Bu da birkaç ayı bulur.
Sizden istediğim bu Gezi Parkı süreci ile birlikte açığa çıkan muhalefetten kopmamanız. Sürecin parçası olun. Yapacak çok şey var!
Ben dışarıda bunlar için vardım ve bizi tutuklayanlara en iyi cevap, boşluğumuzu hissettirmemeniz olur. Medyada ve sosyal-medyada takipçi olun. Sosyal medyada yaygınlaştırın durumu. Sadece benim değil, bütün arkadaşlarımın da…
Sizden istediğimiz üzülmeyin. Ortada üzülecek can sıkacak bir şey yok!
Bizim yaptığımız şeyler birilerine; bizi tutuklatacak korkuyu verdiyse, bu haklı olduğumuzu gösterir.!
Yaşam çok kısa… Anlamlı-değerli bir biçimde geçirmek gerekiyor. Arkada güzel şeyler bırakabilirse insan, geleceğe köprü olabilirse…İşte ölümsüzlük budur !
Sınırlı bir yaşamı sınırsız bir dünyaya korkusuzca sunabilenler, bu uğurda bedel verebilenler ancak özgürlüğün sahibi olabilir…
Bu anlamda bizler, özgür bir geleceği bu günden inşa edenler, geleceğe umut olabiliriz.Bu yüzden hiçbir şeyden hiçbir zaman pişman olmadık, olmayız da…
Nefes almanın karşılığı olan bir dünyada, eşit-adil bir düzen için zulmün kalelerini özgürlük düşleri ile kızıllaştırmaktan mutluluk duyuyoruz.
Sizleri de, eşit-özgür gelecek düşünüzün kızıllığı ve sosyalizme dair özlemimizin coşkusuyla kucaklıyorum…
Görüşmek üzere…UMUT ve DİRENÇLE…

„Onu sürgün ettikleri yere
gider isyan…
Sürülüp çıkarıldığı yerde
kalır öfke…“

İzzet UYSAL
Kırıklar 1 nolu F Tipi 
Hapishanesi

 

Gezi tutsağı Vedat’tan mektup var

vedat_yeler22 Haziran günü İzmir Gündoğdu Meydanı’nda direniş çadırlarına yönelik baskınlarda tutuklanan direnişçilerden Partizan ve YDG okuru Vedat Yeler, bir mektup göndererek, gözaltı ve tutuklanma süreçlerini anlattı.

 “Öncelikle 1 aydır her alanı direniş alanına çeviren halkımızı, tutsak gezi direnişçilerinden biri olarak selamlıyorum ve merhabalar diyorum…

Evet Gezi direnişi, Gezi direnişimiz… Günlerdir dünya kamuoyunda olan Gezi direnişi…

Şimdi Gezi direnişinin bir parçası olan; tutsak gezi direnişçilerinden biriyim.

Adım Vedat Yeler.

20 yaşında ve lise öğrencisiyim. Bu sene üniversite sınavına hazırlanıyordum. Okulum bitecekti…

Yıllardır Kürt kimliğimden yaşamım(20 yıl) gasp edildi. Yani dilim, kimliğim, kültürüm ve daha birçok şeyim…

20 Haziran’da Gündoğdu meydanında Çadır Kentte gözaltına alındım. Aynı günde ailemin evi de basılmış ve birçok eşyaya el konulmuştu. Ondan sonra Bozyaka TMŞ‘ ye götürüldüm. Orada 2 gün gözaltında kaldım. 2 gün sonra savcı karşısına çıkarıldım. İfade verdikten sonra Nöbetçi Mahkemeye sevk edildim. Nöbetçi Mahkeme benle beraber 13 kişinin tutuklanmasına karar verdi. Hepimizin „suçu“; „örgüte üye olmak, halkı galeyana getirmek ve provokatör” olmakmış.

„Örgüte üye olmanın delili“ ise elinde taşla çekilmiş bir fotoğraf ve yasal bir kurumun flamasının olması. Fotoğraftaki kişinin yüzü kapalı ve net bir görüntü değil. Sadece elbise benzerliği var. Bir tişört…

Aynı tişörtten milyonlarca üretiliyor ve milyonlarca insan giyiyor. Tabii Çapulcu olduğumuz için ucuz tişörttü, ben de almıştım.

Çapulcuların hali bu  Bu kişinin ben olduğu iddiasıyla beni tutukladılar ki benim gibi şuanda birçok insan böyle tutuklandı.

Ayrıca adı geçen örgütün 06.06.2013 tarihinde bir internet sitesinde yaptığı açıklama ve çağrıyla bu eylemlere katılmışım!

Ben demokratik hakkımı kullanarak, milyonlarca „marjinal“ gibi en demokratik eylemlere katıldım. Ama o açıklamadan çok daha önce katıldım bu eylemlere.

İzmir’deki çatışmalı geçen eylemlerin tarihleri 31.05.2013 ve bu eylemler 3 gün sürmüş. Ben olduğu iddia edilen fotoğraf ise 01.06.2013 tarihinde çekilmişti. O fotoğrafta ki şahıs ben olsam sizce bu devletin hukuku, adaleti çelişkiye düşmez mi? Diyor ya örgüt çağrısıyla katılmışsın!

Şimdi soruyorum:

– Taş atmakla mı örgüte üye olunuyor?

– Yasal bir kurumun flamasını taşımakla mı?

– Yoksa eylemlerden sonra yayınlanmış bir açıklamayla mı?

– Ya da belirsiz,net olmayan bir fotoğrafla mı?

Hukuktan, adaletten, demokrasiden bahseden Başbakana, Bakanlara, Hakimlere, Savcılara ve Hükümete sesleniyorum!

Bu mu hukukunuz, adaletiniz, demokrasiniz?

Hukukunuzla, adaletinizle ve demokrasinizle 20 yaşında ben ve benim gibi onlarca insanın yaşamını, hayallerini, geleceğini, umutlarını dört duvar arasına koyup gasp ettiniz!

Onlarca annenin, babanın, gencin, kadının, Kürdün, Alevinin, çocukların hayatını mahvettiniz!

Ama şunu biliyorum bu halkın adaleti Gezide ki „iki ağacın“ hesabını sorduğu gibi bunun da hesabını soracak!!!

Dirençle Herkesi Selamlıyorum…”

Kırıklar 1 Nolu F tipi B-45 İzmir