Home , Köşe Yazıları , OCAK AYINDA PARTİ VE DEVRİM ŞEHİTLERİ ÜZERİNE

OCAK AYINDA PARTİ VE DEVRİM ŞEHİTLERİ ÜZERİNE

kose_yazari_5HASAN AKSU | 16-01-2014 | Günler, aylar , yıllar var unutulup  gider.Bir daha asla anılmaz.Hafızalarınızda silinip giderler.Birde yıllar varki unutulmaz,aylar varki unutulmaz ,günler varki yüregimize yanlızca silinmez olarak kalmazlar,  Insanlık tarihine  alın teriyle emekle ,yürekle ,bilinc ve  çizilen  ideolojik güzargahla  yazılırlar. Ve bir daha yüreklerde silinmezcesine  kalıçılaşırlar.Orda  söz biter eylem başlar, iş başlar ,insanlığa adanan ,insanın özgürleşme kavgası başlatılır.Bunu kelimelerle ifade etmenin mümkünatı yoktur,

Yıl 1978 Şubat ayı  ortalarına doğru TKP/M-L Süleyman Cihan yoldaş önderliğinde  toplanan Parti  birinci konferansı Parti şehitleri ayını tartıştı.Yürütülen tartışmalar sonucu Mayıs ayınınmı yoksa,  Ocak ayınınmı parti şehitleri  ayı olması gerektiği üzerinde tartışmalarını yoğunlaştırdı.yoğun tartışmalar sonucu  Lenin, Rosa  Lüksanburg  ve Karl liebknecht yoldşların ölümlerinin  Ocak ayında oluşu,TKPnin kurucuları ve önderi Mustafa  Suphi ve yoldaşlarının  Ocak ayında katledilişi ,Meral Yakar yoldaşın şehitler kervanına Ocak ayında katılışı, Partimizin kurcusu ,önderi Kaypakkayanın yaralı yakalandığı ,Ali haydar yoldaşın şehit düştüğü   18 Ocak,1976 da Atilla Özkan yaldaşın kahbece  katledildiği  Ocak ayının, parti şehitleri ayı olarak anılması kararlaştırıldı.

Mayıs ayınınsa tüm devrimcilerin ,komünistlerin,ilericilerin yurtseverlerin anıldığı Devrim şehitleri ayı olarak kutlanması karara bağlandı. Ogünden günümüze Ocak ayı Partimiz tarafından partişehitlerini anma ayı ,özelliklede  Ocak ayının son haftasını parti şehitler haftası olarak anılması gelenekleşerek devam ettirilmektedir. Her Mayıs ayında ise devrim şehitlerini anmak geleneksel hala getirildi.

 

Ocak ayı böyle bir ay, böylesi bir tarihi öneme sahiptir,Dunya proleteryası ,emekcileri için tarihi bir önem taşımaktadır.Nasıl anlatsam,nasıl başlasam  diyorum.Anlatılacak o kadar çok şey varki,ama insanın dili,kalemi  ve kelimeleri tutuluyor,dili lallaşıyor…….Ocak ayını TKP/M-L Partı ve devrim şehıtleri ayı  ilan etmişti. Bu anma geleneg’1978 ŞUBAT ‘itibariyla günümüze kadar devam ettirilmiştir. Çünku Dünya ,Turkiye ve Kürdisdan devrimcıleri  çok önemli kayıplarını,önderlerini, kadrolarını OCAK ayında  yitirmiştirler.

Öyleki ; 15 Ocak 1919da Alman Komunist partisi  kurucu  onderlerınden Rosa Lüksenburg ve Karl Liebknecht  yoldaşlar Alman faşizmi tarafından hunharca katledidiler.Ocak   1921 de  28 i 29 a bağlayan gece  Faşist Kemalist diktatörlük tarafından TKP nin kurucusu ve önderi Mustafa Suphi ve ondört yaldaşı Karadenizde alcakca katledildiler.Faşizmin karanlıklarında TKP nin merkez komütesi;   alcakca   büyük bir koplo  tezgahlanarak karadenize   gömüldüler.

Mustafa suphi yoldaşın eşi MARİA ondörtler katledilirken  topal Osman  ve Yayha kaplan tarafından esir tutularak aylarca işkenceye,tecavüze uğratılmış pazarlanarak satılmıştır.İnsanlıkla alakası olmayan bu vahşet dolu alcaklıga fazla dayanamayarak  intahar ettiği söylenmektedir. Bazı rivayetlere göre ise  kafası  taşlarla parçalanarak vahşice katledilmiştir.Her ne sebeple olursa olsun  bu alcaklığı ancak  bir ırkcı kafatascı faşist  organizasyon yapabilir.Kamalist faşist diktatörlükten  başka ne beklenirki…

 

Neredeyse bir asır geçmesine karşı,  Türkiye devrimcı hareketi ve komünistleri  MARIA yoldaşı sahiplenmemesini,unutmasını,yok saymasını kınıyorum ,eleştiriyorum , özgürlük mücadelesi verdiğini söyleyenleri yadırgadığımı burda açıklıyorum.Kadın sorunda ne halde oldugumuzu ,adımıza yakışmayan  bir pratik ortaya koyduğumuzu,bu tavrımızdan  insanlık adına utanç duymamız gerektiğini açıkca ilan ediyorum. Bu şu gerçeğimizi ortaya kuydu;Türkiye devrimci hareketi  herşeyi bildigini söylüyor ama hıçte  öyle değil.derinlemesine  kendi tarihimizi bilmemekteyiz.Türkiye Komünist hareketi  ilk KADIN şehidini dahi ,sahiplenemedi.Bu da şu gerçeğimizi aşıkar ediyorki; erkek  şövenizmi komünist hareketde hala  ağırlıkta ve eğemen durumda.Çok yakın tarihlerde  Marıa yoldaşdan utangaşça bahsedilmektedir,Anlaşılan oki;ancak va ancak biz kendi dar  gurup tarihimizi dahi yeterince bilmiyoruz. Çiddi bir  bilgi eksikliği ve kuşaklar kopukluğu yaşamaktayız.Mutlakki daha önceleride yitirdiğimiz komünist yoldaşlarımız vardı Bu anlamıyla  maria yoldaşımız bizim ilk kadın şehidimizdir.

 

21 Ocak  1924 de Marksizmin  ve Komunizmin  savunucusu ,teorik ve pratik uygulayıcısı ,geliştirip kuramsal laştırıcısı dünya proleteryasının önderi ,sosyalizmin ilk pratik uygulayıcısı kurucusu ,Marsizmi proleterya nın egemenliği altında yani proleterya  diktatörlüğü altında devam ettirmenin ancak Marksizm olalabılecegini,proleterya diktatörlüğünün bır gereklilik ve de zorunluluk oldugunu,sosyalizmde sınıfların ve sınıf mucadelelerinin devam ettiğini  ,kapitalizmden  -komünizme  geçiş döneminde proleteryanınmı yoksa sosyalizm inmi galip geleceği henuz netleşmemiştir diyen Marksizme teorik ve pratık  bilimsel katkı sunan  Leninizmi bizlere miras bırakan  dünya proleteryasının büyük önderi Lenin yoldaşı kaybettik.

 

22 Ocak  1973 de  TKP/M-L kurulduğu tarihte ilk şehidini  veriyor.Türkiye komunist hareketi Marıa yoldaşdan  50 yıl sonra  ilk kadın şehidini veriyor.Bu aynı zamanda TKP/M-L nin de ilk parti şehidi olarak devrim tarihimize geçiyor.MERAL YAKAR yoldaşı  aradan geçen elli yıl sonra ilk kadın şehidimiz olarak tarihin sayfalarına  Altın harflerle kazdık .Bugün onlar, yüzler ,binler Meral yakar yoldaşın  uğruna canını verdiği Komünizm yolunda kadınlar  olarak  yürüyorlar. Bugün dünden daha ileri de Kadın sorununu ele alıp değerlendiriyor ,örğütlüyor,harekete geçiriyor.Devrime ,sosyalizme ,kadın sorununa  daha geniş ,engin bir perspektifle bakarak kapitalizme ,faşizme- feodal geriçiliğe  ve de yoz kültüre karşı mücadele yi yürütüyor yükseltiyorlar.

 

Dersimde Alişerle birlikte  isyan ateşini Kürdistan dağlarında yakan ZARİFEYİ yazmamak ,anmamak olmaz . Tabi burada Koçğiri ve Dersimde  Kürdistan nın bağımsızlıgı için dağlara çıkan ,Kamalist faşist diktatörlüğe elde filintası savaşanZARİFEMİZİ unutmamız mümkün değil,Gelecekde Zarife gibi yiğit bir kadını ,KÜRT kadınını, belkide ilk Kürd gerilla kadınını  anlatmak  bence önemlilidir.

 

24 Ocak 1973 de Dersimin  Vartinik    Mirik mezrasında  yapılan ihbar sonucu cıkan catışmada TKP/M-L TİKKO  nun militan komutanı Ali haydar yoldaş şehit düşer.TKP/M-L nin kurucusu ve önderi İbrahim Kaypakkaya Ağır yaralanır.Kaypakkaya ağır yaralar almasına rağmen kaçmayı başarır ,sışındığı köy öğretmeni tarafından  muhtarla birlikte ihbar edilerek faşizme teslim deilir. Bu yakalanma aynı zamanda  partininde  1973 yenilgisininde  başlangıcı sayılabilir. Ardından peşpeşe yakalanmalar  partinin yenilgisini beraberinde getirir.Alınan ağır kaybın yeri günümüze dek hala doldurulmuş sayılamaz.

 

Kaypakkaya o günkü  siyasal,ideolojik,teorik ve politık tahlilleriyle  aradan geçen elli küsür yıl sonra  ilk kez nesnel tahlillerde bulunmuştu.  Devlet ve Devrim,Kemalizm,Milli maesele, Halk savaşı,gerilla savaşı, Demokratık halk devrimi nin özü, Baş düşman,Baş çelişki,Halkın birleşik  cephesi,Devrimin dostları  ve düşmanları kimlerdir,Demokratik halk iktidarının yönetsel özunün aslında proleterya  dıktatörlüğüne tekabbul ettiğini,sosyalizmde sınıflar ve sınıf mücadelelerinin devam ettiğini ,sınıfların  ayrıcalıkların devamettiğini bunun komünizme varıncaya dek  süreceğini,sınıf mücadelesınin her kesitte daha zorlu  ve sancılı gececeğini ,burjuvazinin parti icerisinde de   varlığını devam ettirdiğini bu sebeple parti icerisinde  iki ğizgi mucadelesinin kıyasıya sürdürüldüğünü ,sürekli devrime ,özelliklede kültür devrimine süreklü gereklilik duyulması gerektiğini  belirleyerek önemli tahlillerde bulundu……Kaypakkaya yaptığı M-L maoist tahlillerle öz itibarıyla hala günümüze ışık tutuyor..

73 yenilgisi sonrası TKP/M-L durmaksızın sınıf mucadelesini devam ettirdi.Çıkan  74 genel afıyla   diğer öggütlerin aksine çok erken ve hızlı örgütlendi ,merkezi yapılanmasını oluşturdu.

Türkiye nin  bir çok ilinde  ve de kırsalında  Kürdisdanın önemli il ve ilcelerinde çok hızlı ö örgütlülükler yarattı.Özellikle Türkiyenin  kalbi İstanbul da başta işçi sınıfı olmak üzere  örgutlenmelere gidiliyordu.Atilla Özkan yoldaşta  1974  itibarıyla   TKP/M-L de örgütlendi Ve lise  son sınıfta okulu terk ederek devrimci faaliyete  profosyonel katıldı . Zeytinburnu,kazlıçeşme de  Deri İşçilerinin ,Mensucat santralda tekstiel işçilerinin örgütlenme faaliyetlerine aktif olarak katıldı.İstanbulda TIKKO nun askeri faaliyetlerinde örgütlenmeler yürüttü ,bircok  hücresel faaliyetlerde sorumluluklara  katıldı. Partinin onlarla ifade edilecek askeri eylemlerinde fiili yer aldı ,örgütledi.

 

1976 nın 18 Ocak   günü partimize yapılan bir  ihbar ve oparasyon sonucu alçakca  kurşunlanarak önçe ağır yaralı  ele geçirildi sonra mudahale edilmeyerek kasten ölüme terk edilerek, katledildi,  Partimiz 73 yenilgisi sonrası ilk defa kapsamlı bir oparasyona  uğratıldı .Partimiz Ali haydar yıldızdan sonra  üçüncü şehidi Atilla Özkan yoldaşı  topraga veriyordu.Ölüm bize neydiki ,biz yaşamak ,yaşatmak için ölüme  devrim için koşuyorduk.

 

Yine edebiyat tarihimize önemli katkılar sunan Erzincan –Pülümür- doğumlu Cemal Sürey ya gibi bir yazarımızı 9 Ocak 1990 da kaybetti.

 

Yine  üç Ocak  1994 deArtvin Borçka da  karşı devrim güçleriyle çıkan catışmada  Nilifer Atav   adlı kadın yoldaşımızı kaybettik.

 

7 Yil önce Ermeni halkının güzide evladı Hrant Dink hunharca katledildi.Soykırıma uğramıs bir Halkın evladının  katledilmesi, katillerin korunması  ırkçı- milliyetçi  devlet faşizminin yüzünü bir kez daha açığa çıkardı.

 

Son olarak 9 Ocakda  PKK nin  kurucu önderlerinden  Sakine cansız  ve iki militan Kürd kadınını kalleşçe ve kahbeçe  saldırı sonuçu Paris de kaybettik

 

Şöyle yüz yıllık tarihimize   Ocak aylarına  şöyle bir göz attığımızda ; Dünya ,Türkiye ve Kürdisdan halkları çok  büyük değerleri kaybetti ve de topraga  verdi.   Bu anlamıyla Ocak ayında  yitirilenler  Türkiye ve Kürdisdan halklarının ortak şehitleri,değerleridir.Özelinde ise Konünistlerin şehitler ayı olarak anılıyor anılacaktır .unutmak,değerlerimize sahip çıkmamak  ihanetle eş anlamlıdır.

2014 de daha karmaşık ,zor ve de sınıf  celişkilerinin giderek yoğunlaştığı bir süreçten geçiyoruz,Kürd sorunu ,Kürdisdan devrimi daha da karmaşık bir süreçten geçmektedir.O nedenle yeni yılın başında şu gerçek  gözle görülür oldu .Taşlar yerinden oynayacak ,ittifaklar da daralma genişleme  olacak,her sınıf kendi menfaatlerine uygun pozisyon alacak.Yeniden mevzilenmeler  hızla netlik kazanacaktır. Tüm bu gelişmelerden sınıfın kaygı  duyması bir yana,  çelişkilerden sınıfın yararına nasıl faydalanılması gerek tiğine parmak basmalı devrimi esas alarak  doğru politikalar üretmek gerekir.

 

Kaypakkaya nın devlet  tezi ortada ……Şerle ehveni şer arasında  birini tercih proleteryanın tavrı olamaz,olmamalı. ..   Bizim gibi ülkelerde Faşizm  süreklidir.Ve bir yönetim biçimidir     Faşist klikler arasındaki çelişkilerden herhangi birine iyimser bakmak Marksist yaklaşım degildir.Olsa olsa hakim klikler arasındaki celişkiden demokratik halk iktidarı için yararlanma olur.Birinden birine iyimser bakmak hele de destek vermek  ihanetle eş anlamlıdır.Devletin paraleli,yanı ,sağı solu olmaz devlet bir sistemdir .Yonetimsel  bir kurumdur .Devletin erkleri vardır .Yasama,Yürütme  ve de Yargıdır .Bunlardan birinin olmaması  o devletin temelden çökmesi demektir.Faşist klıkler arasındaki hakimiyet dalaşı her zaman var olacaktır.savaşlarda kendi aralarında kar amaçlı,sömüruden aslan payı  almak temelinde süreçektir. Hep birlikte tüm devrim güçleriyle yükleneceğiz ve kazanacağız. Kaybedeçek hiçbir seyimiz yoktur,kazanaçağımız devrim – sosyalizm  ve insanın insan tarafından sömürülmediği  DÜNYA VAR…Ozaman bu daha başlangıç ,mücadeleye devam. Diyoruz.   .Kürdisdan da devrime omuz vermeye ,özgür Kürdisdan yaratma savaşına  her yönlü  katkı ve desteğe  devam demeliyiz.  Parti ve Ocak ğehitleri ölmediler ,yaşıyorlar diyoruz.