Home , Avrupa , Nürnberg’te ‘Kürt Kimliği Tanınmalıdır’ Paneli

Nürnberg’te ‘Kürt Kimliği Tanınmalıdır’ Paneli

NÜRNBERG | 28 – 08 – 2011 | 1 Ağustos’ta Almanya’da başlatılan ‘Kürt Kimliği Tanınmalıdır’ kampanyasını tanıtmayı ve bilgilendirmeyi amaçlayan kitle toplantılarından birisi de Pazar günü Nürnberg Medya Volkshaus’ta panel şeklinde gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak Avrupa Parlementosu Milletvekillerinden Feleknas Uca, Yek-Kom temsilcisi Bahattin Doğan ve yazar Haydar Işık katıldı.

Yek-Kom temsilcisi Bahattin Doğan Türkçe ve Kürtçe olarak gerçekleştirdiği sunumda, kampanyanın süreci ve hedefleri konusunda bilgilendirme yaptı. Kampanyaya katılarak destek sunan 25 kurum olduğunu, hedeflerinin 100 bin imzaya ulaşarak, bu imzaları 15 eylül sonra noter ve avukatlar aracılığıyla Berlin Parlementosu sunmak olduğunu belirterek, katılımcılara ve kampanyaya destek veren örgütlere teşekkür etti.

Milletvekili Feleknas Uca Kürtçe olarak konuştu. Alman anayasasından kaynaklı hakların neler olduğunu, eşit haklar temelli mücadelenin, ‘kürt kimliği tanınmalıdır’ şeklinde yürütülmesinin önemli olduğunu ve Kürtlerin Almanya’da büyük göçmen gruplarından birisi olduğunu belirterek, Kürtlerin geldikleri ülkelerin vatandaşları şeklinde (Türk, Arap) adlandırılmalarına son verilmesi için, bütün Kürtlerin bu kampayaya destek olması gerektiğine vurgu yaptı.

Sonrasında söz alan yazar Haydar Işık, Türkçe yaptığı konuşmasında, Dersim katliamından anılarını, ortaokul müdürlüğü yaptığı dönemde Kürtçe yayın yapan Erivan radyosunu bile dinlemelerinin engellendiğini ve kendi yaşamında kırılma noktalarına değindi. Kürtler kimliğine sahip çıkmalıdır, kimlik onurdur şeklinde konuştu.

Panelistlerin konuşmalarından sonra kampayaya destek sunan kurum temsilcilerin söz hakkı verildi. ATİF’i temsilen söz alan Mahmut Özkan, TC devletinin ve AKP hükümetinin imha ve inkar politikalarının devam ettiğini ve Irak-Kürdistan’ı köylerini bombalayarak insanları katleden saldırıları şiddetle kınadıklarını belirtti. Kürt ulusunun kendi geleceğini özgürce belirleme haklarının temel bir hak olduğunu ve meşru demokratik taleplerin kazanılmasının yolunun mücadeleyle olacağına vurgu yaptı. ‘Kürt kimliği tanınmalıdır’ kampanyasına destek sunacaklarını belirten Özkan, kampanyanın talepleri içinde düşünsel olarak paylaşmadıkları bazı anlayışlar olmasına karşın, Kürtlerin göçmen grubu olarak kimliklerinin tanınması mücadelesinin meşru ve haklı olduğunu ve bütün ilerici kesimlerin bu doğrultuda kampanyaya destek sunmaları gerektiğine dikkat çekti.

Haydar Işık, Erdoğanı neden Stalin’e benzetti?

Sorular bölümünde geçildiğinde ise, AGİF taraftarı bir konuşmacı, kampanyaya selamladıklarını belirterek, Haydar Işık’ın birkaç gün önce yazdığı bir köşe yazısında Tayyip Erdoğan ile Stalin’i aynı görmesinin ne anlama geldiğini cevaplamasını istedi. Haydar Işık ise Stalinin bir despot olduğunu ve Tayyip Erdoğan’ın Gürcü kökenli olduğunu, Stalin’in de Gürcü olduğundan kaynaklı benzerliklerin olduğu şeklinde bir açıklama yapmaya çalışırken dinleyicilerden birçok kişi konuşmasına tepki göstererek, cevap hakkı doğduğu için söz istediler.

Karışıklılığa meydan vermemek ve yapılan toplantının amacından sapmaması için ATİF temsilcisi söz alarak ‘Ortak davranış ve eylembirlikleri yapıldığı süreçlerde ayrıştırıcı değil, birleştirici bir dil ve üslub kullanmak gereklidir. Siyasal yapılardan her kesimin dokunulmazzları ve değerleri vardır. Bu değerlere yapılan saldırılar kabul edilemez. Stalin sosyalist kesimlerin önderlerinden biridir. Haydar Işık karşıt görüşte olabilir ancak üslübu ve benzetmeleri kabul edilemez ve provakatiftir. Haydar Işık bundan böyle bu tavırlarını gözden geçirmeli ve YEK-KOM ile Kürt basınından dostlarımız da bizim bu hassasiyetlerimize dikkat etmelidir.’ şeklinde konuşma yaptı. Özkan devamında kampanya meselesinde yoğunlaşılması gerektiğini ve diğer sorunların tartışılmasının platformunun burası olmamaması gerektiğini belirtti.

Verilen aradan sonra devam eden panelin ikinci bölümünde kitleden gelen soruları cevaplar verildi. Tepkiler karşısında şaşkınlık içerisinde geri adım atan Haydar Işık ise yeniden söz alarak, kendisinin de TİP-TSİP kökeninden gelen birisi olduğunu, geçmişte Nikaragua’yı, Vietnam’ı desteklediklerini belirterek ‘Türk sosyalist yoldaşlarım beni yanlış anladılar, ben sadece Gürcülük benzetmesi yapmıştım, yoksa Stalin faşizme karşı büyük mücadelelere imza atmıştır’ şeklinde günah çıkarmaya çalıştı.

Kapanış konuşmasını yapan Bahattin Doğan, Kandil’in bombalanması sonucu 140 köyde yaşayan Kürt halkının evleri, tarla ve bahçelerinin uçaklardan atılan bombalarla zarar gördüğünü, alt yapıların tahrip edildiğini, yaşananların maddi ve manevi olarak desteklemek için kampanya başlattıklarını ve destek beklediklerini belirtti.

ATİF, AGİF ve DİDF taraftarlarının da katılarak destek verdiği etkinliğe 120 civarında bir katılım oldu.