MUSTAFA ELVEREN | 19 – 03 – 2010 | Hem bayramı ve hem de hüznü aynı günde yaşayan halklara Dünya tarihinde ender rastlanır. Bunlardan biri de Kürt halkıdır. Kürt halkı her yıl 21 Mart’ta bir taraftan Newroz Bayramı’nı türküler ve halaylar eşliğinde kutlarken, diğer taraftan da tarihleri boyunca Newroz etkinlikleri nedeniyle katledilen insanlarına ağıtlar yakarak anmaktadır.
Her yıl 21 Mart’ta kutladığımız NEWROZ Bayramı bana Mazlum Doğan’ı hatırlatıyor. Diyarbakır Zindanı’nda newrozlaşan ve Kürt halkının gönlünde taht kuran Sevgili Mazlum’u unutmak mümkün müdür? Asla!
Tarihimizde Mart ayı katliamlarla doludur. O nedenle, Mazlum Doğan başta olmak üzere, bu ayda katledilen çok sayıdaki devrimciler için anma etkinlikleri yapılmaktadır.
Sayın Yılmaz Kızılırmak tarafından gönderilen ve 12.03.2010 günü Gomanweb’te yayınlanan 68’liler Dayanışma Derneği–Devrimci 78’liler Federasyonu’nun yayınladığı “Mart ayı tarihimizde katliamlar ayı olarak geçmiştir” başlıklı bildiride özetle aşağıdaki katliamlar sıralanmıştır;
“-16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi’nden çıkan öğrencilerin üzerine bomba atarak, 7 öğrencinin ölümüne, onlarca öğrencinin yaralanmasına neden olan bir faşist katliamın hala kapanmayan hesabının da 32.yılındayız.
-13 Mart 1982’de İzmir’de idam edilen devrimci mücadelenin yiğit neferleri Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun, Necati Vardar’ın katledilmelerinin de 28. yılındayız.
-12 Mart 1995 günü akşam saatlerinde, İstanbul’da Alevilerin yoğun olduğu Gazi Mahallesi’nde, Kontrgerilla timinin şoförünü öldürerek gasp ettiği ticari taksiden kahvehanelere kurşun yağdırdığı, Halil Kaya adlı Alevi dedesinin hayatını kaybettiği, 5’i ağır 25 kişinin yaralandığı devlet destekli katliamın da 15.yılındayız. Olaylar Ümraniye’ye de sıçradı, tepki göstermek isteyen insanlar üzerine katliamın bir parçası ve devamı olarak polislerce kurşun yağdırıldı. Olayların sonunda Gazi’de 12, Ümraniye’de 5 kişi yaşamını kaybetti, yüzlerce yaralı vardı.
-16 Mart 1988’de Irak’ta, artık kendisi de tarihin çöp tenekesine atılan Saddam’ın emriyle, 5000 Kürdün kimyasal bombalarla yok edildiği Halepçe katliamının da 22.yılındayız…”
Yukarıda sıralanan katliamlara ilave olarak;
-30 Mart 1972’de Kızıldere Katliamı olarak tarihe geçen Tokat-Niksar- Kızıldere Köyü’nde Mahir Çayan ve arkadaşlarının katledilmelerinin 38. Yılındayız.
-1982 yılında Diyarbakır Zindanı’ndaki zulüm sistemine karşı direnerek, 21 Mart’ta bedenini ateşe vermek suretiyle Newrozlaşan arkadaşım ve köylüm olan Mazlum Doğan’ın ölümünün 28. Yılındayız.
Görüldüğü üzere, Mart ayı tarihimizde katliamlar ayı olarak geçtiği kadar, aynı zamanda direnişlerle ve dirilişlerle dolu bir ay olma özelliğini de taşıdığını söyleyebiliriz.
Geçen yıl Newroz Bayramı vesilesiyle yazdığım makalenin bir paragrafındaki şu cümleleri tekrar etmek istiyorum; Bir taraftan “Güneş doğmam diyor, yas tutuyor Mazlum için”, öte yandan bir halkın dirilişi ve kurtuluşu için Bayram yapılmaktadır. İşte, bir tarafımızda hüzün, bir tarafımızda da sevinç var, bu bayramda da.