Home , Avrupa , Mirabel Kardeşlerin Katledilişlerinin 50. Yılında Öfke Ve İsyanla Haykırıyoruz

Mirabel Kardeşlerin Katledilişlerinin 50. Yılında Öfke Ve İsyanla Haykırıyoruz

Sistemin Kölesi, Yoksulluğun Adı, Ezilenin Ezileni Olmayacağız!

YENİ KADIN | 14 – 11 – 2010 | 25 Kasım, ezilen tüm emekçi kadınların ve çocukların her gün giderek daha da artan değişik biçimlerde maruz kaldıkları cinsiyete dayalı şiddete karşı duruşun adıdır. Tüm toplumu sarmalamış olan sosyo-ekonomik, politik, kültürel etmenlerle birlikte değerlendirildiğinde 25 Kasım’ın, şiddeti tüm dünyanın gündemine taşıma diye bir görevi olduğu da açıktır.

Çünkü hala tüm dünyada kadınlara yönelik çok yönlü şiddet devam ediyor. Her üç kadından biri hala fiziksel şiddete maruz kalırken,5 ile 15 yaş arasında değişen yaşlarla, iki milyona yakın kız çocuğu seks işçiliğine zorlanıyor. Her dakikada bir kadına tecavüz edilirken, ABD’de her yıl 4 milyon kadın şiddete uğruyor. Hindistan’da ise,hala çeyiz yetersizliğinden her gün 5 kadın katlediliyor.Afrika’da 90 saniyede bir kadın tecavüze uğruyor.Bir çok ülkede cinselliklerini yaşayamasınlar diye,din-töre adına kadınlar vahşice sünnet edilirken,sadece kız olarak dünyaya geleceklerinden dolayı Çin’de 1 milyon çocuk daha anne karnında katlediliyor.Irak’ta,Afganistan’da işgal güçleri askerleri tarafından yerleşik militarist devlet politikaları sonucu kadınlar tecavüze uğramaya devam ediyorken,2 milyondan fazla kadın uluslararası kadın ticaretinde seks işçisi olarak kullanılıyor.

25 Kasım 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde bir uçurumun dibinde bulunan üç kadının Mirabel Kardeşler olduğu ve polis tarafından ‘trafik kazası’ sonucu öldükleri duyurulur. Fakat Trujillo diktatörlüğü sonunda bu üç kardeşe tecavüz ederek katlettiklerini kabul etmek zorunda kalır. Kardeşlerden Minerva’nın kod adının KELEBEK olmasından da esinlenerek, o günden sonra bu üç kardeş, hem Dominik’te ve hem de dünyada KELEBEKLER  adıyla sembolleşerek, anılmaya başlarlar.O günden bu yana tıpkı barış güvercinlerine kıydıkları, barış için ak gelinliklerle yola çıkanları al kanlara buladıkları gibi, o kadar çok  kelebeğe de kıydılar ki, militarist, şövenist, faşist anlayışlar ve iktidarlar…. Acımasızca kanatları kırılan KELEBEKLER 1981 yılında Kolombiya’da toplanan Latin Amerika Kadınlar Kurultayı’nda 25 Kasım, kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma günü kabul edildi. Ve bu tarihten günümüze, dünyanın dört yanında kadınlar, kadın hareketinin sembolü haline gelen bu üç KELEBEK’in tutuşturduğu ateşi harlıyorlar.

Ruhumuzu parçalıyor olsa da şiddet, toplumsal gözelerin her alanında sınıfımızdan dolayı emeğimiz, milliyetimizden dolayı kimliğimiz, kadın olduğumuzdan dolayı cinselliğimiz ve bedenlerimiz hala talan ediliyor olsa da, yok sayılmaya çalışılsak da, ölüm geceleri sokaklara çıktığımızda her an ensemizde dolaşsa da, kadın olmak bu sistemde zor olsa da;

Biz kadınlar artık toplumun istediği ve bize dayattığı tipte kadınlar olmaya isyan ediyoruz. Artık mücadeleye MERHABA demiş olan yeniden doğan kelebekler olarak, sözlerimizi birleştirip, dayanışmamızı ve örgütlenmelerimizi ilmik ilmik örüyor, büyütüyoruz. Erkek egemen sistemin yarattığı toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması için ve kadına yönelik her türden şiddete bu 25 Kasım’da da bir kez daha hayır derken, tecavüze uğramış, katledilmiş kadınlar, gelecekleri ellerinden alınmış çocuklar ve emperyalizme, faşizme ve her türden şiddete -gericiliğe karşı direniş sembolü olmuş KELEBEKLER adına ve anısına diyoruz ki;

HEPİMİZ KELEBEKLERİZ, ÖZGÜRLÜĞE UÇAN!