İSTANBUL | 11 – 02 – 2010 | 27 Nisan 2009’da Bostancı’da yaşanan çatışma sonrası, hukuksuz ve keyfi bir şekilde gözaltına alınan ve somut bir delil olmamasına rağmen tutuklanan devrimci Hareket Dergisi çalışanı Mehmet Yeşiltepe’nin avukatları ve birçok hukuk örgütü bir araya gelerek bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısını, genelde son dönemde yaşanan hukuk katliamlarına özelde ise Mehmet Yeşiltepe’nin tanık bile olamayacağı, hiçbir ilgisinin olmadığı bir olaydan dolayı tutuklanmasına dikkat çekmek amacıyla düzenlendiğini ifade eden Avukat Erman Öztürk, (Mehmet Yeşiltepe’nin avukatı), dava dosyasında ‘delil’ olarak işaret edilen birçok maddenin yalan ve çarpıtma üzerine bina edilmiş olduğunu söyledi.
Basın toplantısına Mehmet Yeşiltepe’nin avukatlarından Erman Öztürk, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Avukatlarından Fazıl Ahmet Tamer, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi’nden Avukat Güray Dağ, Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Avukat Funda Ekin, Avukat Sabri Kuşkonmaz, Türkiye Yazarlar Sendikası’ndan ve aynı zamanda Evrensel Gazetesi yazarı Avukat Kamil Tekin Sürek, Avukat Kemal Aytaç katıldı ve Mehmet Yeşiltepe’nin tutukluluk sürecine ilişkin hukuksuzlukları belirttiler.
Konuşmacılardan ilk söz alan Avukat Erman Öztürk, müvekkilinin tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen iddiaların tamamının asılsız ve polis menşeili olduğunu vurguladı. Erman Öztürk, dava dosyasına konan gizlilik kararı nedeniyle dosyaya aylarca ulaşamadıklarını hatta, gizlilik kararının bile kendilerine verilmediğini, bu yüzden savunma haklarının ihlal edildiğini ifade etti. Müvekkilinin basında, Yalçın küçük ile çekildiği iddia edilen fotoğraflarının yayımlandığını belirten Öztürk, buradan hareketle Mehmet Yeşiltepe’nin tutuklanmasına zemin yaratıldığını söyledi. Öztürk şöyle devam etti; “Ayrıca fotoğrafın daha sonra Yalçın Küçük’ün oğlu Devrim Küçük’e ait olduğu anlaşıldı ve Yalçın Küçük, Star Gazetesi’ne dava açarak söz konusu gazeteyi tazminat ödemeye mahkum etti.” dedi
Daha sonra söz alan İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Avukatlarından Fazıl Ahmet Tamer, düşüncelerini şöyle ifade etti; “Bu dosya yaşanan hukuksuzluklara iyi bir örnektir. Artık günümüzde hukuk sürecini kullanarak insan hak ve özgürlükleri engelleniyor. Eskiden yargısız infaz yöntemleri daha ön planda iken bugün artık yargı ile infaz ediliyor insanlar. Mahkemeler artık kendi yasalarına dahi uymuyor. Fakat sistem kişiyi ne kadar mağdur edersem o kadar iyidir mantığıyla hareket ediyor. Bu konuda yargıda yaşanan katliama dur demek gerektiğini düşünüyorum.”
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi avukatlarından Güray Dağ ise, “Mehmet Yeşiltepe’nin dosyası tamamen uydurma ve yalan sözde delillere dayanarak oluşturulmuştur. Maalesef tutuklandığı günden bugüne mağdur ediliyor. En temel insan hakkı sayılabilecek şeyler terör kapsamına alınıyor. Olağanüstü hal, olağanlaştırılıyor son zamanlarda. Adil savunma hakkı tamamen rafa kaldırılmaktadır. İnsanlar hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden yıllarca hapis yatmakta ve ancak yıllardan sonra hakim karşısına çıkarılmaktadır. Mehmet Yeşiltepe hakim karşısına çıktığında 10 aydır tutuklu olmuş olacak. Bunun hukukla açıklanacak bir tarafı yoktur.” dedi.
Elektrik Mühendisleri Odası avukatlarından Funda Ekin ise; “ Yasal yayınlar ve yazıların kişinin bilgisayarında bulunması maalesef delil olarak sunuluyor ve kişi tutuklanıyor. EMO İstanbul Şubesi olarak davaya müdahil olacağız ve yargılamanın adil işlemesi için elimizden geleni yapacağız”. dedi.
Toplantıda söz alan avukat Sabri Kuşkonmaz ise “Bugün karşılaşılan hukuki uygulamalar 12 Eylül Hukuku’nu bile aratmaktadır. Mehmet Yeşiltepe dosyasını incelediğimizde, sokakta yürürken sağa sola bakmanın bile örgütsel bir eylem olarak yansıtıldığını görmekteyiz. Bir arkadaşınızla çay içmek bile suç sayılmakta, yasadışı örgüt buluşması olarak tutuklama gerekçesi yapılmaktadır” dedi.
Avukat Kemal Aytaç ise, “Davada tutuklu bulunan kişilerin hemen hepsi sudan gerekçelerle içeride yatmakta. Çay içen, yemek yiyen, sohbet eden hemen herkes tutuklanmış durumda. Bu bize, hukukun bugün egemen güçlerin aracı olduğunu gösteriyor ve herkes kendi hukukunu yaratıyor. Hukuksuzlukları teşhir etmek ve buna karşı mücadele vermek işin bir yönünü oluşturuyor” dedi.
Türkiye Yazarlar Sendikası adına katılan Avukat Kamil Tekin Sürek, “Son dönemlerde delil olmadığı halde bir araya getirilen yazı vb. materyaller 20’şer 30’ar klasör halinde savcıların ve hakimlerin önüne konuyor. Böylelikle sanki ortada bir suç varmış görüntüsü yaratılıyor. Aynı anda savunma hakkı da kısıtlandığı için, insanlar yok yere tutuklanıyorlar. Mehmet Yeşiltepe davasında yaşananlar bir hukuk skandalıdır” dedi.