Home , Haberler , Mahkeme 'Tufanı' Kabul Etti, Gerçekleştiren Askerler Unuttu

Mahkeme 'Tufanı' Kabul Etti, Gerçekleştiren Askerler Unuttu

İSTANBUL | 07 – 04 – 2011 | Bayrampaşa davasında dün ifade veren erlerin tamamı, beş yıl önceki ifadelerini değiştirerek soruları „Hatırlamıyorum, orada değildim“ diye yanıtladı. Operasyonu yöneten üst düzey askerler hakkında dava açılıp açılmayacağına, toplanacak deliller neticesinde karar verilecek.

Hayata Dönüş Operasyonu Bayrampaşa Cezaevi’yle ilgili açılan ve 39 erin yargılandığı davanın ikinci duruşması dün (6 Nisan) görüldü. Davanın seyri, önceki gün (5 Nisan) ortaya çıkan „Tufan“ adlı harekat planıyla değişmişti. Bu planla, operasyonun emrini verenlerin de yargı önüne çıkması bekleniyor. Dava 27 Temmuz’a ertelendi.

19-22 Aralık 2000’de 20 ayrı cezaevinde yapılan Hayata Dönüş Operasyonu’nda ikisi asker 32 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce tutuklu ve hükümlü yaralanmıştı. Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyonda da 12 tutuklu ve hükümlü öldü, 55 kişi yaralandı. Devam eden süreçte ve ölüm oruçlarında toplam 122 kişi hayatını kaybetti ve 600’den fazla insan sakat kaldı.

Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyonla ilgili açılan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada ise sadece 39 er yargılanıyor. Mahkemeye ismi verilen iki astsubaydan biri hayatını kaybetmiş diğeri de ordudan ihraç edilmişti.

Mahkeme „Tufan“ı kabul etti

Bayrampaşa Cezaevi’nin 11 yıldır gizlenen ve Jandarma Genel Komutanlığı’nca „bulunamıyor“ denen harekat planı önceki gün ortaya çıkmıştı. Mahkemeye sunulan belge kabul edildi.

Sanık avukatları, mahkemeye gönderilen harekat planının imzasız olduğunu ileri sürerek, harekat planının kaç kopya hazırlandığını sordu ve bunların yeniden celbini talep etti. Ancak mahkeme, planın resmi yazı eşliğinde gönderildiğini açıklayarak bu talebi reddetti.

Mahkeme heyeti, olay tarihinde operasyonun görüntülerini çeken televizyon kanallarından bu görüntülerin kopyasının istenmesine ve bulunamayan er Hasan Köse hakkında yakalama emri çıkartılmasına karar verdi.

Mahkeme ayrıca, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Sağlık Bakanı Osman Durmuş ve İçişleri Bakanı Saadettin Tantan hakkında, TBMM’ye gönderilen fezleke olup olmadığının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sorulmasına karar verdi.

„Görüntü çektik ama bulamıyoruz“

Avukat Oya Aslan’ın müdahale sırasında çekilen görüntülerin gönderilmesi için müzekkere talebi reddedildi. „Tufan“ harekat planında, müdahalenin kamerayla kayda alınacağı yazılıydı. Ancak Jandarma’dan gelen açıklamada, görüntülerin „bulunamadığı“ ifade edildi.

Jandarma Genel Komutanlığı’nın mahkemeye gönderdiği Hareket Planı’nda aralarında adı geçen Tuğgenerel Engin Hoş’un da bulunduğu 16 subay hakkında dava sonunda toplanacak delillere göre karar verilmesine hükmetti. Dava, eksikliklerin giderilmesi için 27 Temmuz’a ertelendi.

Askerler ifadelerini değiştirdi

Daha önceki davalara katılmayan 10 sanığın ifadesinin alındığı duruşmada, o tarihte er olarak görev yapan sanıklar, diğer 27 sanık gibi ifadelerini değiştirdiler. Beş yıl önceki ifadelerinin aksine, Bayrampaşa’da değil Ümraniye Cezaevi’nde olduklarını söylediler.

Sanık Abdullah Pala, ifadesinde, „Cezaevinin dış güvenliğini korumakla görevliydik. Robocop kıyafetleri giymiştik. Üzerimizde silah yoktu, cezaevinin içine hiç girmedik. İstanbul’da üç-dört gün kaldı. Görevin ardından Elazığ’a döndük“ dedi.

Pala, 18 Mart 2006’da jandarmada verdiği ilk ifadesinde, Bayrampaşa Cezaevi’nde görevli olduğunu söylemiş ve „Cezaevine komutanın emriyle girdik“ demişti.

Diğer sanıklar Murat Yılmaz ve Orhan Durgut da beş yıl önceki ifadelerini değiştirerek, sorulara „Bilmiyorum, hatırlamıyorum“ gibi yanıtlar verdiler.

Tufan’ı Yapan Komutanlar Ortaya Çıktı

Bayrampaşa Cezaevi davası öncesinde ortaya çıkan harekat planı, operasyonu yöneten jandarma komutanların kim olduğunu ve operasyonun aslında çok önceden planlandığını ilk kez resmi olarak kanıtlıyor. Belgeye göre, operasyonu Tuğgeneral Engin Hoş ile Albay Burhan Engin yönetti.

19 Aralık 2000 tarihinde düzenlenen Hayata Dönüş Operasyonunu kapsamında Bayrampaşa Cezaevi’nde gerçekleştirilen saldırının dayandırıldığı „Bayrampaşa Cezaevi Özel Müdahale Planı EH-3“ başlıklı 15 Aralık 2000 tarihli belge, olaydan 10 yıl sonra ortaya çıktı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın açıklamasına göre „kayıp“ olan belgeyi, İl Jandarma Komutanlığı açıkladı. Jandarma Genel Komutanlığı, mahkemeye yolladığı 11 Şubat 2011 tarihli belgede, Bayrampaşa Cezaevi davasında yargılanan erlerin burada görev yapmadığını açıklamış, harekat planı da dahil istenen belgeleri „bulunamadığı“ gerekçesiyle mahkemeye sunmamıştı.

Ortaya çıkan planda, tutuklu ve hükümlülerin koğuşlara el bombası ve tabanca soktuğu, roketatara benzer silah ve patlayıcı madde „imal ettikleri“ yazıyor. Ancak Adli Tıp Bilirkişi Raporu’na göre, koğuşlarda sadece askerlerin bulunduğu yönden yani koğuşun dışından içeri doğru ateş edildi.

Plana göre, Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’ndan birlikler 12 Aralık’ta İstanbul’a getirildi. Ankara Jandarma Hava Grup Komutanlığı’ndan iki helikopter de 14 Aralık’ta operasyonda kullanılmak üzere Jandarma Bölge Komutanlığı’nın emrine verildi.

Oysa 12 Aralık 2000’de ölüm oruçlarının bitirilmesi için bir grup aydın ile tutuklu ve hükümlüler arasındaki görüşmeler sürüyordu. Bayrampaşa’da da Yaşar Kemal‚in öncülüğünde aydınlar görüşmelere başladıktan sonra Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de görüşmeleri kabul etmişti.

Bekaroğlu „Kandırıldık“ demişti

Avukat Güçlü Sevimli „Hayata Dönüş Operasyonu, Koğuştan Hücrelere“ isimli kitabında olayı şöyle anlatıyor: „Jandarma birliği operasyon için İstanbul’a 11-12 Aralık’ta geldi. Aynı tarihlerde görüşmeler sürüyordu. Bu da operasyonun çok önceden planlanmış olduğunun, görüşmelerin göstermelik olduğunu kanıtı. Görüşmeler operasyondan bir gün önce, 18’inde kesildi. Mehmet Bekaroğlu da ‚Kandırıldık‘ demişti.

Jandarmanın, savcılık talebi olmadan doğrudan hapishanelere müdahale etmesi prosedüre aykırı. Dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici imzalı müdahale istemi tutanağı da 18 Aralık 2000’de imzalandı.

Avukat Oya Aslan, „Hem aydınlarla yapılan görüşmelerin hem de savcılık imzalı belgenin göstermelik olduğu ve operasyonun kararının çok önceden verildiği, bu planın ortaya çıkmasıyla resmi olarak da kanıtlandı“ dedi.

„Savaşa gider gibi hazırlanmışlar“

„Devletin otoritesini cezaevinde yeniden tesis etmek“ amacıyla yapılan operasyon planı, tutuklu ve hükümlülerin, „tavanın delinerek üzerlerine gaz bombası ve göz yaşartıcı bomba atıldığı, duvarların yıkıldığı“ ifadelerini de doğruluyor.

Planda, tutuklu ve hükümlülerin üzerine gaz bombası atılmasının ardından, tazyikli su ve köpük sıkılması da öngörülüyor. Müdahale edecek birlikte, kalkan, gaz maskesi, çelik yelek, jop, gaz bombası, bomba atar, otomatik av tüfeği, kırıcı, kesici ve delici alet bulunuyordu. Avukat Aslan, operasyon planı için „Savaş gider gibi hazırlanmışlar“ yorumunu yaptı.

Operasyonu komuta edenler açığa çıktı

Planla birlikte, operasyonu kimin kontrol ettiği de ilk kez belgelenmiş oldu. Belgeye göre, operasyon komutanı Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral E. Engin Hoş. Komutan yardımcısı ise Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanı Albay Burhan Ergin.

Harekat planında, operasyonda görev alan diğer rütbeli askerler de sıralanıyor. (Bianet – AS/EÖ)