VİLLİNGEN|25.12.2014|Villingen – Schwenningen’de, 21 Aralık Pazar günü “Rojova ve Kobane’nin Dünü, Bugünü ve Perspektifimiz “ konulu bir seminer gerçekleştirildi.
130 civarında katılımın gerçekleştiği etkinlik, ATİF – ADHF – PYD – Linke Aktion – AMT (Anti Militäristiche Treffen) tarfından örgütlendi. 14.30’da başlayan etkinlik, Serekaniye, Şengal, Rojova ve Kobane direnişlerinde yaşamlarını yitirenler başta olmak üzere, 19 Aralık 2000 Hapishaneler saldırılarında katledilen devrimci tutsaklar, Maraş ve Roboski’de katledilenler, tüm dünyada eşitlik ve özgürlük mücadelesinde yaşamlarını yitiren devrim şehitleri anısına saygı duruşu ile başladı. Akabinde sunucu arkadaşların programın gidişatı noktasında yaptıkları bilgilendirmeden sonra program akışı başladı.
Konuşmacı olarak davet edilen PYD Avrupa Dış İlişkiler Temsilcisi Zuhat Kobanê, “Rojova ve Kobanê, 100 yıllık barbarlığa, katliama karşı baş kaldırdığı için öne çıktı” diyerek sözlerine başladı. “Batılı emperyalistlerin çıkarları uğruna dört parçaya bölünmüş Kürdistan’ın batı cephesi olan Rojova’da başladı 100 yıllık imha – inkâr politikalarına karşı Ulusal Devrim. Çünkü eğer Kürt halkının geleceğine yönelik birşeyler yapılacaksa, bu devletlerin ve emperyalist sistemin politikalarına karşı baş kaldırmadan yapılamazdı.” Diye sözlerini sürdürdü.
Kürtçe yapılan anlatımların Türkçe ve Almancaya’da tercüme edildiği etkinlikte Zuhat Kobanê sözlerine şöyle devam etti. “Dört parçaya bölünmüş olan Kürtlerin yaşadıkları her devlet kendi Kürdünü yaratmıştı. Türkiye’de korucular, Irak’ta CASCH, İran’da BASİÇ, Suriye’de ise devletin anlaştığı ajanlar… Bu nedenle Rojova’da işe başlarken önce işe nereden başlamamız gerektiği noktasında doğru bir strateji belirlemek zorundaydık. Bizi çevreleyen çemberleri tespit ederek işe başladık. “Dörde bölünmüş bir halkın her devlet parçasında yarattığı kendi kürdünün yarattığı kendi çemberimizi parçalamak, sonra da düşman çemberini parçalamak “ olarak belirledik ilk stratejimizi.” Suriye’nin Ortadoğu’daki tarihler boyudur süren stratejik önemi, bu nedenle bugün de emperyalistlerin Ortadoğu üzerindeki bütün politikalarının Suriye üzerinden yürütüldüğünü, bu konuda emperyalistlerin amaç ve hedeflerini, ama emperyalistlerin Suriye’deki 17 ayrı dinsel, mezhepsel, etnik köken farklılığın oluşturduğu mozaik yapıyı, ılımlı islamiyete endekslemeye çalışan politikalarının Suriye halkı tarafından kabul görmediğini bu nedenle de Suriye’de suların bir türlü durulmadığını anlattı. Tunus’ta başlayan “Arap Baharı”nın esas hedefinin de Suriye olduğunu, kendilerinin de bu durumu değerlendirerek Suriye’de bütün mozaik yapıyı barındıracak, her türlü farklılığın kendisini özgürce ifade edebileceği alternatif bir özerk yapıyı inşaya başladıklarını, bu oluşumu parçalamak için başta TC olmak üzere emperyalistlerin radikal islamî örgütleri beslediklerini, ama bunların içinden öne çıkan IŞİD’e ayrı önem vererek öne çıkarttıklarını ve oluşturulmaya çalışılan özerk yapılanmanın engellenmesi için, en gelişmiş silahlarla donatılarak özel görevlendirildiğini anlattı. “Şengal’de yaşanan işgalden sonra Kobane’ye saldırıldı ve TC’nin, emperyalistlerin düşüncesi “üç – dört gün içersinde Kobane’nin de düşeceği” idi. Ama düşünülenin aksine tüm olanaksızlıklara rağmen ciddi bir direniş ile karşılaşınca bütün oyunlar bozuldu. 100 yıllık baskıya, imha ve inkâr politikalrına karşı ayağa kalkılmıştı. Direniş, çok geçmeden başta Türkiye devrimcileri olmak üzere Avrupa’da da ilerici, devrimci kitleler tarafından sahiplenilince IŞİD geri püskürtüldü, batılı emperyalistler ise işlerin düşündükleri gibi seyretmemesinden dolayı teşhir olmamak için hava bombardımanı vb. şekilde yardımcı olmak zorunda kaldı.” Diye sözlerini bitirdi.
Tartışma bölümüne geçmeden önce verilen yemek arasında, ATİK heyetlerinin Silopi ve Suruh’a yaptıkları ziyareti anlatan film gösterildi.
Tartışma bölümünde ATİK, ADHF’den arkadaşların yanı sıra katılımcılardan arkadaşlar da söz hakkı alarak düşüncelerini anlattılar. Gelen sorulara da yanıtlar verilerek yapılan toparlama sonucunda “Yaşasın Enternasyonal Mücadele!”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma!”, “ Yaşasın Kobane Direnişimiz!” sloganları ile etkinlik sona erdi.