Anasayfa , Haberler , “Kendi hikayelerimizden başlayarak anlatmalıyız”

“Kendi hikayelerimizden başlayarak anlatmalıyız”

TÜRKİYE|24.10.2017|Deepa Mehta kadınlarla buluştu: Kendi hikayelerimizden başlayarak anlatmalıyız. Kanada Film Günleri vesilesiyle İstanbul’da olan Deepa Mehta; Filmmor ve Uçan Süpürge’den, sinema yapan, sinema yapmak isteyen, sinema seven kadınlarla buluştu.
Kanada Film Günleri vesilesiyle İstanbul’da olan Deepa Mehta; Filmmor ve Uçan Süpürge’den, sinema yapan, sinema yapmak isteyen, sinema seven kadınlarla buluştu. Feminist sinemadan kendi sinema deneyimine karşılıklı söyleşti.
Söyleşi feminist olma zarureti ve deneyimiyle başladı. Genelde, feminist olmanın değil feminist olduğunu söylemenin güç olduğunun altı çizildi. Deepa Mehta geç kalmamak gerektiği hususunu ekledi: “Bütün kadınlar doğduğu andan itibaren feminist olmalı.” 
Element Üçlemesinin ilk filmi Fire/Ateş’in Hindistan’daki gösterime girmesi sonrası sinemaların yakılmasına varan şiddet, ölüm tehditlerinden söz açılıyor, Deepa “Evet ama geçti, kendimi kahraman yapmak istemiyorum” diyor. Ne kadar öfkelendiğini hatırlıyor. “Öfke de iyidir ama yapıcı bir araç değil. Su filmini iki kere çektik. İlk çektiğimiz Su’yu Hindistan devleti engelledi. Setimizi yaktılar. Kimse filmi görmedi ama filmin anti-Hindu olduğunu söyleyerek filmi yok ettiler. Bizler hükümetin ne kadar güçlü olduğunu göstermeleri için kolay bir hedeftik. Yeniden çekmek için 5 yıl bekledim çünkü ben çok öfkeliydim. Bence, barış hakkındaki bir filmi öfkeliyken yapamayız. Öfkemin dindiğinde, 5 yıl sonra, filmi yeniden çektim.”
Deepa şöyle devam ediyor: “Sinema da tüm diğer alanlar gibi, bankacılık, inşaat, yazın ya da müzik gibi, her zaman bir oğlan-erkek ağı, oğlan-erkek kulübü oldu. Kadınlar için sinemaya girmek diğer alanlara girmek kadar zor, hatta daha zor. Sinema bir sanat formu olarak diğerleri gibi değil, kendim için müzik yapacağım der gibi sinema yapacağım diyemiyoruz. Ekip, ekipman gerek. Çok para gerek, çok pahalı bir sektör. Her zaman her yer kadınlar için zor, kadınların herhangi bir şeye giriş yapması çok zor ama sinemaya girmek daha zor çünkü çok pahalı bir sanat formu. Sinema zor ama bariyerleri kırabiliriz, eğer istersek yapabiliriz. Telefonumuzla film yapabiliriz, zor ama yapabiliriz. Düşünce yapımızı değiştirmekle başlamalı belki, bir hayatta kalma savaşı bu. Gandi yolunda da gidebilirsin, Hitler yolunda da. Ben şiddetsiz yapıcı Gandi yönüne gitmeyi tercih ederim. Kızlarımızı, oğullarımızı, kardeşlerimizi güçlü yetiştirmeliyiz çünkü her şey gençlikte başlıyor. Bence bu gerçekten bize bağlı, yaptığımız filmler zordu, devlet tarafından durdurulduk ama hiç bir devlet şimdikinden daha iyi olmayacak. Bu hayatta kalma savaşı hep olacak.”
“Hindistan’da kadınların hayatlarını zorlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kadın gazeteciler her türlü tehlikeyle karşı karşıya kalıyorlar ölüm tehditleri, cinayetler, sosyal medyada aşağılanıyorlar. Böylesine dezavantajlı bir ortamda denemekten vazgeçmiyorlar. Sadece Hindistan’da değil işte burada, bir çok yerde böyle.”
Deepa kadın katliamına dikkat çekiyor : “Türkiye’de her gün bir kadın öldürülüyor. Hindistan’da her gün bir kadın tecavüze uğruyor. Dünyadaki siyasi atmosfer popülist, milliyetçi, feci… ‘Biz’ ‘onlara’ karşı gibi bir şey demek istemiyorum. Bu sorumsuz dünyaya bizim katkımızı konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Kendi çocuğumuz olsun olmasın onları nasıl yetiştirdiğimiz önemli çünkü hepsi orada başlıyor. Ataerki devam ettiriliyor. Ben bizim sorumluluğumuzu konuşmak istiyorum artık ‘biz’ ve ‘onları’ duymaktan yoruldum. Kendi hikayelerimizden başlayarak anlatmalıyız. Büyük adımları beklememize gerek yok ki kendimizden başlamalıyız. Kolay olan ve dünyada da olan bu: ötekini suçlamak. Böylece dünya daha da bölücü hale geliyor ve asıl korkutucu olan bu.”
Deepa Mehta kimdir?
Hindistan’da doğdu. Yeni Delhi Üniversitesi’nde felsefe eğitimi gördü. Sinemaya çocuk filmleri için senaryolar yazarak başladı. Ateş’in Hindistan’da gösterime girmesiyle; sinema salonları yakıldı, saldırılar ve ölüm tehditleri sonrası Kanada’ya göç¸ etti. Ateş ile başlayan Element Üçlemesini (Ateş, Su, Toprak) Kanada’da tamamladı. 1996’da kendi yapım şirketini de kurduğu Kanada’da yaşıyor. Sınırları zorlayarak, geleneklere isyan ederek feminist sinema yapmaya devam ediyor.
Muhabirin notu… 
20 Ekim Cuma, İstanbul’da Deepa Mehta’yla buluştuk. Aklımız o sabah, daha önce gözaltına alınan gazeteci yol arkadaşlarımızdaydı. Kısa ama aramızda olmayan-olamayan kadınlar, düşlediğimizce yarınlar için çokça umut biriktirdiğimiz buluşmanın ardından biz bu satırları yazarken gözaltına alınan arkadaşlarımızdan ikisi serbest kaldı. Umarız siz bu satırları okurken gözaltındaki-tutuklu tüm arkadaşlarımız da serbest kalmış olur. Hiçbir arkadaşımızın yeri dolmaz ama biz varız, dayanışmamız var, icap ederse haberciyiz dedik, buluşmamızdan bir kuple derledik. Haber biziz, ille de haber yapar, ille de buluşur, ille de eyleriz. (jinnews)