ATİK Online Birlik Mücadele Zafer!
BEVERWIJK | 17 – 07 – 2011 | 2 Temmuz akşamı polis tarafından dövülerek gözaltına alınan, karakolda ise öldüğü bildirilen İhsan Gürz için Amsterdam’a yakın Beverwijk kentinde kalabalık bir dayanışma mitingi düzenlendi. 300 kişinin katıldığı mitinge HTİF, Hak-Der, Beverwijk Alevi Bektaşi Derneği ve DİDF gibi birçok demokratik kurum destek verdi.
Öfkeli Baba Gürz polis suçludur dedi
Bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan mitingde ilk olarak Cengiz Gürz konuşma yaptı. Olayın etkisinden hala kurtulamadığını belirten baba Gürz, konuşmakta zorlanarak, katılımcılara acılarını paylaşmak için biraraya gelmelerinden dolayı teşekkür etti. Oğlunun ölümünün işkence sebebiyle olduğunu vurgulayan Gürz, öfkeli bir şekilde polisin suçlu olduğunu söyleyerek, “toplum olarak her yerde bu haksızlığı, polisin görevini kötüye kullanmasını protesto etmeliyiz” dedi.
Sonrasında ise Hak-Der adına Muharrem Cengiz, İzleme Komitesi adına Hasan Türkan, Sosyalist Partisi milletvekili Saadet Karabulut, DİDF adına Hasan Ayhan konuşmalar yaparak, genel anlamda yaşanan olayın büyük bir haksızlık olduğunu, gelişen ırkçılığın şiddet boyutuna gelişini ve insanlık hakları mücadelesi bağlamında müdahale edilmesi gerektiğini vurguladılar.
HTİF: Polis teşkilatı hakkında hukuksal süreç başlatılsın
Mitingde HTİF Yönetim Kurulu adına da Hollanda bir basın açıklaması okundu. Açıklamanın tümü şöyle:
Hollanda’da geçtiğimiz günlerde polis şiddetine maruz kalmasının akabinde vefat eden İhsan Gürz nezdinde polisin bu ve benzeri tüm uygulamalarını kınıyor, ailemize başsağlığı diliyoruz.
Son dönemlerde yükselen ırkçılık ve göçmen karşıtlığının bir sonucu olarak, polisin sözüm ona toplum düzenini sağlama uğruna şiddeti daha meşru görmeye başladığı bir dönemden geçiyoruz. Öyleki İhsan kardeşimizin öncesinde bu tür saldırılarla Hollanda Polis teşkilatının bir çok kez gündemleştiği bilinen bir gerçektir. Bunun son örneği Rotterdam’da 1 Mayısı kutlamak için bir araya gelen insanlara,polisin hiçbir gerekçe sunmadan cop ve köpeklerle saldırması olmuştur.
İnsan yaşamının en kutsal değer olduğu hayatta, her ne sebeple olursa olsun, devlet yetki ve donanımlarını elinde bulunduran polisin yaşama kast edercesine siddete yönelmesi, görevini yerine getirme kaygısıyla açıklanamayacağı gibi, suçlu-suçsuz tartışmasını da anlamsız kılmaktadır. Çünkü yaşamda en temel hak ‚ Yaşama Hakkı’dır. Ihsan Gürz’ün 22 yaşında yaşama veda etmesiyle sonuçlanan bu olay da ,hiçbir gerekçeyle açıklanamayacak kadar vahşi ve insani değerlerden yoksun kalınmışlığın belgesi olarak bu hakkın nasıl gasp edildiğine örnektir.
Bu vesileyle dikkat çekilmesi gereken önemli bir konuda gelişmekte olan yabancı düşmanlığının bu ve benzeri olaylardaki payıdır. PVV gibi ırkçı söylemlere sahip bir partinin almış olduğu oy oranı düşündürücüdür. Keza aşırı ırkçı grupların son yıllarda özgürce kendini ifade ederek yürüyüşler düzenlemesi de oldukça önemlidir Geçtiğimiz dönemlerde ‚Bırakın biz yabancıları asalım‘ sloganıyla sokaklara çıkarak yürüyüşler yapan ırkçıları, dönemin uyum bakanı Verdonk ‚Kendini bilmez birkaç çocuk‘ olarak tanımlamıştı. Tüm bunlar Hollanda’da yabancıların karşı karşıya kaldığı ve kalacağı gelişmeler hakkında önemli ip uçları içermektedir.
Değerli Arkadaşlar,
PVV gibi ırkçı söylemlere sahip örgütlenmelerin politik parti sayıldığı, ırkçı örgütlenmelerin çocuksu bulunduğu, göçmen kökenliler için özel ‚ yabancılar yasası’nın uygulandığı Hollanda’da polisin bu davranışı kadar ‚doğal‘ bir şey olamaz. Öyleki, İhsan Gürz’ü kaybettiğimiz bu olay birkaç gaddar polisin işiyle açıklanacak kadar ‚masum‘ bir olay değildir. Bunun sorumluları tüm bu gerici ırkçı yaklaşımlara sessiz kalarak toplumda göçmen karşıtı hissiyat yaratan devlet mercileridir.
Bu sebeple Hollanda Türkiyeli İşçiler Federasyonu (HTİF) olarak, İhsan Gürz şahsında gelişmekte olan ırkçılık ve polis terörüne karşı herkesi duyarlı olmaya ve bu olayın takipçisi olmaya çağırıyoruz. Olayla ilgili polis teşkilatı hakkında bir an önce hukuksal sürecin başlatılması, buna paralel olarak son dönemde Hollanda’da yabancılara dönük artan polis baskısında sorumluluğu olanların açığa çıkarılarak yargılanmasını talep ediyoruz.
HTİF ayrıca, miting öncesinde kurumları ve bölge halkını mitinge katmak için ön çalışmalar yürütüldüğünü, evlere bildiri dağıtımı yapılarak, kurum temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirildiğini açıkladı.
Miting öncesi polisin sopa kullanma yasağı ve polis gücünün alanda fazlaca bulunması ise ciddi bir kaygı ve tedirginlik olduğunu gösteriyordu.
Devlet destekli sivil toplum kuruluşlarının da etki gücü yaratmaya çalışarak mitinge katılım sağladığı gözlemlendi. Diğer taraftan yerel basının ilgisi yoğun iken, merkezi basın İhsan Gürz’ün ölümüne ilgisiz kaldı.
Miting, İhsan Gürz’ün sevdiği türkülerin söylenmesiyle son buldu.
