Home , Köşe Yazıları , J. Stalin, S. Müslüm ve Türkiye’deki… – Çetin Çetin

J. Stalin, S. Müslüm ve Türkiye’deki… – Çetin Çetin

Faşist Türk devletinin ‚Zeytin Dalı Harekâtı adını koyduğu Afrin işgal girişiminin bugün 12. günü. Faşist Türk devleti uçaklarla, obüslerle, tanklarla Afrin’i bombalıyor. Afrin’de bir katliam gerçekleştiriliyor, siviller ölüyor. Bombalanan binaların yıkıntılarından çocuk, kadın cesetleri çıkarılıyor. Bugüne değin yapılan bombardımanlarda 17 si çocuk 51 kadın olmak üzere onlarca sivil yaşamını yitirdi, yüzlerce yaralı var.

Afrin işgal operasyonu başladığından bu yana Avrupa’da, daha doğrusu dünyanın dört bir yanında Türk devletini ve hava sahasını açarak Afrin’deki sivillerin; çocukların ve kadınların ölmesine göz yuman Rusya’yı protesto eylemleri gerçekleşiyor. Avustralya’dan Japonya’ya kadar protestolar var. Ama ne yazık ki Türkiye’deki görsel ve yazılı basın bu protestoları görmüyor, yazmıyor. Türkiye’deki yazılı ve görsel basında bunlar yer almıyor. Türkiye’deki uşak basın ve muhabirleri zırhlı askeri arkasına takılmışlar, Afrin sınırından rütbelilerin verdikleri açıklamaları göndermekten başka bir şey yapmıyorlar. Belki de dünya tarihinde hiçbir ülkede basın bu denli pespaye, alaka duruma düşmemiştir. Bunların düştüğü kadar. Bir de kendilerine özgür basın adını takanlar var. Özgürlüğü saray sahibi RTE’nin konuşmalarını süsleyerek, ona yaranmada yarışma olarak görüyorlar.

TV programlarına çıkanlar, komutanların başarılarından askerlerin gösterdiği kahramanlıklardan bahsedip haritalarda ileri harekatların taktiklerini anlatıyorlar. Zannedersiniz Afrin işgal operasyonunun işgal komutanları! Hep hayaller, yalanlar. Gerçeklerden söz eden yok…

Uçaklardan atılan bombalarla, büyük obüslerle binaların yerle bir edildiğini kadınların, çocukların ölümlerinden yani gerçekleri anlatan yok…

Savaşın acımasızlığını anlatan yok…

Afrin’li olsun Türkiye’li olsun gencecik insanların ölümlerini anlatan yok…

Türk devletinin Afrin işgaline sürdüğü gencecik insanların neyin uğruna, neden öldüğünü anlatan yok…

Onları anlatırlarsa, ölümleri TV’lerde gösterirlerse neden, niçin öldükleri sorgulanmaya başlanacak. Gencecik çocukların sermaye sahiplerinin, zenginlerin çıkarları için, diktatörün geleceği için Afrin’de oldukları ve öldükleri görülecek. Sermaye sahiplerinin, ülkeyi yönetenlerin; başbakanın, diktatörün çocuklarının neden savaşa gitmedikleri sorgulanacak.

Bütün haksız savaşlar sermaye sahiplerinin çıkarları için yapılır ama bu savaşlarda sermaye sahiplerinin, zenginlerin çocukları değil işçilerin, emekçilerin, yoksulların çocukları ölürler. Yani yoksul analar ağlarlar, ağıt yakarlar ölen oğullarının ardından. Tıpkı ‚oğlum ben seni pazarlarda domates satarak ne zorluklarla büyüttüm‘ diye ağıt yakan Fatma ana gibi…

Sermaye sahiplerinin, zenginlerin, diktatörlerin çıkarları için savaşa katılmak zorunda kalanların yanında bir de barıştan yana olan ama vatanını, yaşadığı toprakları, evini savunmak zorunda kalanlar da var. Bugün Afrin işgaline direnen, savaşan Kürt gençleri gibi…

Sermaye sınıfının çıkarları için kendi çocuklarını saklayıp işçilerin, emekçilerin, yoksulların çocuklarını savaşa, ölüme sürenler olduğu gibi barıştan yana olan vatanları işgale uğradığında çocuklarını esirgemeyen, vatan savunmasına gönderen önderler, ülke yöneticileri de var.

Tıpkı IŞİD ’in Kobani ’ye yönelik saldırılarında vatan savunması sırasında şehit düşen 20 yaşındaki Şervan Müslüm gibi. 10 Ekim 2013’te Gire Spi savunmasında şehit düşen Şervan Müslüm PYD’nin eş başkanı S. Müslüm’ün cephedeki çocuklarının en küçüğüdür… Yine 2. emperyalist paylaşım savaşı sırasında anayurt savunmasında en ön saflarda faşist Alman ordularına karşı savaşta esir düşen Yakov Cugaşvili Sovyetler Birliği önderlerinden, devlet başkanı STALİN’in oğludur. Yakov, Stalingrad savunmasında esir alınan bir mareşalle takas edilmek istenir. Stalin’in verdiği yanıt “Yakov benim milyonlarca oğlumdan yalnızca birisi. Bir teğmene karşılık bir mareşali takas etmeyeceğiz” der. Naziler Yakov’u kurşuna dizerler.

Çokça eleştirilen, kızılan bu devlet adamlarının tavırlarına bir de bizim ülkemizin yöneticilerine bakalım;

Memleketin yoksul çocuklarını Afrin’de savaşa göndererek, onların şehit düşmeleri üzerinden bağırarak/gerinerek meydanlarda nutuk atıyorlar…

Diğer yanda…

Başbakan On Ali’nin oğlu kumar masalarında…

RTE’nin oğulları gemicikleriyle seyahatte, şirketlerinde yumuşak koltuklarında, Amerika’larda…

İşte Türk hâkim sınıflarının temsilcilerinin, ülkeyi yönetenlerin savaş sevicilikleri…

Sermaye sınıfının çıkarları için Afrin’e savaşa gönderdiğiniz çocukların tabutlarına yaslanarak şehitlik mertebesini anlatmak kolay. Yüreğiniz varsa kendi çocuklarınızı saklamaktan vazgeçin ! Afrin’e savaşa gönderin…

Savaşın ne denli acımasız olduğunu belki o zaman anlarsınız…  Ama sizde o yürek nerede…

Faşist Türk devleti Afrin’e yönelik işgal savaşında yenilgiye uğrayacaktır. Ne denli güçlü silahlarla, ne denli sayıca üstün bir güçle bu saldırıyı sürdürse de işgalci olmasından dolayı ,haksız bir savaş yürüttüğü için yenilgiye mahkumdur.

Yaşadığı toprakları, evini, ailesini kahramanca savunan Kürtler ve onlarla birlikte omuz omuza savaşan devrimciler, enternasyonal taburlar bu savaşı kazanacaktır.